Fırat Kalkanı'ndaki Amerikalılar şüpheli

Fırat Kalkanı Harekatı'na muhaliflerin itirazına rağmen katılan ABD askerlerinin ihanet içinde oldukları, DAEŞ'e istihbarat sızdırdıkları belirtiliyor

Google Haberlere Abone ol
Fırat Kalkanı'ndaki Amerikalılar şüpheli
24 Ağustos'ta başlayan ve ilk 10 günlük süreçte 50'den fazla yerleşim yerinin terör örgütü DAEŞ'ten temizlendiği Fırat Kalkanı Operasyonu, ABD'li askerlerin fiilen sahaya inmesiyle kırılma yaşadı. Yeni Şafak, sahada yaşanan son durumu muhalif komutanlara sordu. İsminin açıklanmasını istemeyen kaynaklar, ABD'lilerin geldiği günden itibaren bölgede asker kayıplarının arttığına ve DAEŞ'in bazı köyleri yeniden ele geçirdiğine dikkat çekiyor.

'FIRAT KALKANI'NDAN AYRILIN' BASKISI

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içerisinde görev alan tüm gruplarda 'düşmanla işbirliği' endişesi yaşandığını kaydeden komutanlar, bu şüphenin askerlerde isteksizliğe neden olduğuna da vurgu yapıyor. 16 Ağustos günü Çobanbey ve Havar bölgesine 60'a yakın askerle gelen ABD'liler, doğrudan kendilerine bağlı hareket ettikleri iddia edilen Hamza Tugayı, Liva 51 ve Mu'tasımbillah Tugayı'na “Fırat Kalkanı'ndan ayrılın, bizim dediğimizi yapın" şeklinde baskı yapmıştı. Sözkonusu grupların, ABD'lilerin bu teklifine karşı çıkması ve Türkiye ile ortak hareket etmekten vazgeçmeyeceklerini bildirmesi ile ayrılığın gerçekleşmediği ileri sürülüyor.

TÜRKİYE SEYİRCİ KALMAMALI

ABD'nin askeri varlığıyla birlikte sahada başlayan sıkıntılardan DAEŞ'in faydalandığını belirten muhalif komutan, “Taşlıhöyük, Sandı, Bahverta, Gidriş, Samandere, Edebet, Şavı, Tat Humus başta olmak üzere birçok yerleşim birimi DAEŞ'e geçti. Bölgede 2,5 yıldır DAEŞ'le savaşıyoruz. DAEŞ'e ABD tarafından istihbarat verildiğinden şüphe ediyoruz ve bu konuda elimizde bazı emareler var" ifadelerini kullandı.

Uzur bir süredir 'ABD destekli DAEŞ'e karşı savaştıklarını söyleyen komutan, “Savaş sırasında pek çok şehit verdik. Yüzlerce kilometrelik alanı terör örgütü işgal etti. Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri desteğiyle 20 günde her şey değişmişti. Oldukça başarılı giden operasyon ABD tarafından sabote edildi. Türkiye bu duruma seyirci kalmamalı ve gereken tedbirleri almalı" şeklinde konuştu.
Hem TSK'nın hem de ÖSO'nun ABD tarafından kasıtlı olarak sabote edildiğini iddia eden muhalifler şunları söylüyor: “ABD'nin hedefi yeniden PYD seçeneğine dönülmesi ve DAEŞ'i PYD'nin temizlemesi. ABD'nin varlığı ayrıca, DAEŞ sonrası PYD için de garanti niteliği taşıyor. Mesela biz, PYD tarafından işgal edilen Tel Rıfat başta olmak üzere 8 önemli köyü bu örgütten kurtarmak için saldırırsak ABD tampon görevi üstlenecek."

Alan büyüdü kontrol zorlaştı

Cerablus'tan Çobanbey'e kadar 65 kilometrelik alanın DAEŞ'ten arındırılması ve sonrasında Münbiç yönünde 25 kilometre ilerlenmesiyle birlikte kontrol edilen alanın büyüdüğünü belirten muhalifler, asker sayısının kısıtlı olması ve her geçen gün yeni köylerin ele geçirilmesinin de son dönem yaşanan durgunluğun sebebi olarak gösteriyor. ÖSO komutanları ayrıca Savran, Dabık, Hötümlet ve Aktarin'i, DAEŞ'le savaşılacak en zorlu cepheler olarak gösteriyor. Muhalifler, “DAEŞ son dönemde Rakka'dan bölgeye militan, silah ve cephane takviyesi yapıyor. PYD cephelerinden çok kolay vazgeçen terör örgütü, muhalifler karşısında ciddi direnç sergiliyor. Bu direncin iyi okunması gerekiyor" görüşünde birleşti.

Yorumlar