"Adli Görüşme Odaları"na yönelik eğitim programı

- Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanlığı ile UNICEF tarafından düzenlenen eğitim programı, ikinci gün eğitimleriyle devam ediyor - Uluslararası Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Dağlı: -"Ergenlik döneminde çocuklar çok önemli değişimler yaşarlar. Psikososyal, fiziksel ve gelişimsel olan değişimler, birbiriyle paralel gitmediği için bazen erişkin bedeninde gibi görünen bir kişinin zihinsel olarak çocuk olabileceğini unutmamak gerekir" - Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özdemir: - "Çocuklar, bu kadar ağır bir travmaya uğradıklarında bütün yapı taşları bozulur. Bu yüzden riskleri göremez, kendini koruyamaz. Benzer durumları gördüğünde ne yapacağını bilemez ve bazı nedenlerden dolayı başına gelen şeyi paylaşamaz"

Google Haberlere Abone ol
"Adli Görüşme Odaları"na yönelik eğitim programı

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanlığı Mağdur Hakları Daire Başkanlığı ile UNICEF tarafından düzenlenen, "Adli Görüşme Odaları"na (AGO) yönelik eğitim programı, ikinci gün eğitimleriyle sürüyor.

Pendik'teki Divan İstanbul Asia Otel'de gerçekleştirilen eğitim programında, Uluslararası Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Figen Şahin Dağlı, "Adli Görüşme Açısından Yaş ve Gelişim Düzeyine Göre Çocukla İletişimin Özellikleri" sunumu sonrası, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocuğun gelişimsel olarak pek çok dönemden geçtiğini ve erişkin bireylerden çok farklı olduğunu söyledi.

Her yaş döneminin kendine has özellikleri bulunduğuna dikkati çeken Dağlı, "0-1 yaş bebeklik dönemi çok hızlı bir büyümenin, gelişmenin olduğu bir dönemdir. Adli görüşme açısından bu yaş grup çocukla görüşmek beklendik bir şey değildir. 3 yaşa kadar henüz kendini sözel olarak ifade edemeyen bir çocukla adli ortamda bir görüşme yapılması gerekiyorsa bunu çocuk psikiyatrı, psikolog gibi çocukla görüşmeyi bilen ve bu çocukla oyun yoluyla görüşmeyi yapabilecek bir uzmanın yapması uygun olur." dedi.

Dağlı, 3-6 yaş dönemindeki çocuğun kendini sözel olarak ifade etme yeteneğinin biraz daha geliştiğini vurgulayarak, "Bazı kavramları, sayıları çok iyi bilmez, renkleri ayırt edemeyebilir, zaman kavramı gelişmemiştir. Onun için yine bu yaş grubu ile yapılan adli görüşmelerde, "Dün mü oldu?", "Hangi gün oldu?", "Aylardan neydi?" gibi sorulara cevap verememesi, çocuğun yalan söylediği anlamına gelmez. Çocukla görüşme yapacak kişinin çocuğun bu gelişim dönemi özelliklerini bilmesi önemlidir." diye konuştu.

6-12 yaş grubunda, sayı ve zaman kavramları biraz daha gelişse de soyut ve somut kavramları ayırt edebilme yeteneğinin 10 yaş civarında geliştiğini aktaran Dağlı, şöyle devam etti:

"Ergenlik döneminde de çocuklar çok önemli değişimler ve gelişimler yaşarlar. Psiko-sosyal, fiziksel ve gelişimsel olan değişimler, birbiriyle paralel gitmediği için bazen erişkin bedeninde gibi görünen bir kişinin, zihinsel olarak çocuk olabileceğini, 18 yaşına kadar yine herkesi çocuk olarak kabul etmek gerektiğini unutmamak gerekir. Bu yaş dönemi çocukların mağdur olmaya da suça karışmaya da yatkın olabileceklerini bilmek gerekir. Suçlayıcı, yargılayıcı olmadan, onlarla iyi iletişim kurarak, adli görüşme açısından ergenlerle görüşürken onların dönem özelliklerini iyi bilmek, buna uygun şekilde çocukla iyi iletişim kurarak ve o süreçte onu örselemeden görüşme yapmak, çocuk sağlığı açısından önemlidir."

- "Çocuklar, ağır travmaya uğradıklarında ruhsal yapı taşları bozulur"

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilşad Foto Özdemir de şiddetin mağdur çocuk üzerine etkileri ve bu etkilerin adli görüşme açısından önemine değindi.

Çocukta istismar sonrası bazen travmatik belirtiler görüldüğünü, bazen de hiçbir belirti görülmeden uzun süre sonra bazı belirtiler çıkabildiğini kaydeden Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir çocuk, istismara uğradıktan sonra istismarcısı tutuklanmış olsa bile başka birileri tarafından istismara açık hale geliyor. Bunun bazı nedenleri var. Bunlardan biri çocuğun istismarla ilgili algısının çarpıklaşması. Çocuklar, bu kadar ağır bir travmaya uğradıklarında bütün yapı taşları bozulur. Bu yüzden riskleri göremez, kendini koruyamaz. Benzer durumları gördüğünde ne yapacağını bilemez ve bazı nedenlerden dolayı başına gelen şeyi paylaşamaz."

Özdemir, çocukların yaşadıkları olayı yetişkinler ya da ergenler gibi anlatamadıklarını vurgulayarak, çocuğun gelişme özelliklerini ve nasıl ifade edeceğini bilen bir uzman tarafından değerlendirilmesinin çok önemli olduğunu ifade etti.

Bu arada, hakim, savcı ve uzmanlara yönelik, "Adli Görüşme Odaları" eğitimi kapsamında, Marmara Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Tolga Dağlı'nın idaresinde, adli görüşme vak'a canlandırması yapıldı.

Klinik Psikolog Mustafa Sungur ise "Özel Gereksinimi Olan Çocuklarla Görüşme" konulu bir sunum gerçekleştirdi.





Yorumlar