TYB Onursal Başkanı Doğan: Bin yıllık Türkçe harf inkılabıyla hasar görmüştür

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Onursal Başkanı Mehmet Doğan, harf inkılabının Türkiye’ye gerçek anlamda zarar verdiğini ifade etti. “Artık bugün bunları konuşmak zorundayız.” diyen Doğan, “Oturmuş, yerleşmiş bin yıllık Türkçe...

Google Haberlere Abone ol
TYB Onursal Başkanı Doğan: Bin yıllık Türkçe harf inkılabıyla hasar görmüştür

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Onursal Başkanı Mehmet Doğan, harf inkılabının Türkiye’ye gerçek anlamda zarar verdiğini ifade etti. “Artık bugün bunları konuşmak zorundayız.” diyen Doğan, “Oturmuş, yerleşmiş bin yıllık Türkçe harf inkılabıyla hasar görmüştür. Hadi diyelim ki harf inkılabı öyle veya böyle zaruretti; bunu kabul edelim. Onun arkasından yapılan dil devrimi Türkçe’ye çok daha büyük zarar vermiştir. Ben bunu yüzyılın soykırımı olarak nitelendiriyorum.” dedi.

İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün Ramazanoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlediği “01 Kültür Sanat ve Edebiyat Festivali’nin onur konuğu Doğan, programın açılışındaki sunumunda dünyanın yazılı geçmişinde Türkçe’nin bin yılı aşan bir tarihinin olduğunu bildirdi. Dünyanın hakim dili İngilizce’nin böyle bir geçmişinin olmadığını işaret eden Doğan, güçlü bir edebiyat dili olan Fransızca’nın, Almanca ve Rusça’nın da böyle yazılı bir geçmişinin bulunmadığını söyledi. Doğan, “Ama Türkçe bin yılı aşan yazılı geçmişi olan nadir dillerden biridir. Türkçe üzerinde konuşmak gerçekten zor. Bir tarihi derinliği var. Hiçbir dil için söz konusu olmayan coğrafi yaygınlık var. Adriyatik’ten Çin Seddi’ne; Sibirya’dan, Kuzey Denizi ve Kuzey Afrika’ya kadar yayılmış, yazılmış, konuşulmuş dünyada benzeri olmayan bir dil.” şeklinde konuştu.

AKLIMIZ BAŞIMIZA GELDİ; AMA GEÇ KALDIK

130 bin kelimeye sahip bir sözlüğün 1890 yılında yayınlandığını hatırlatan Doğan, Türk Dil Kurumu (TDK)’nun 1945’te ilk Türkçe sözlüğünü çıkardığını ve burada 15 bin kelimenin yer aldığını kaydetti. 15 bin kelimenin yarısının da uydurulmuş sözcüklerden oluştuğunu belirten Mehmet Doğan, “Sözlüğün önsüzünde ‘Biz sizin için Arapça, Farsça kelimeler yerine şu kadar kelime ürettik. Kalan diğer Arapça, Farsa kelimeleri de kısa sürede değiştireceğiz, bütün sözlüğümüzü öz Türkçe yapacağız.’ deniliyor. Ama şimdi Türkçe sözlük 100 bin kelime civarında. O eskiden atılmış Arapça, Farsça kelimelerin çoğunu geri çağırmak; uydurma kelimelerin birçoğunu da sözlükten atmak mecburiyetinde kaldılar. Şimdi biz o dönemden sora bir çok kelimemizi kullanımdan düşürdükten sonra aklımız başımıza geldi ama; çok geç kaldık. Birçok kelimeyi unuttuk, onun yerine uydurulan kelimeleri de bünye kabul etmedi; reddetti.” açıklamasını yaptı.

TRAJİK BAŞARI

İngiliz Türkolog Gooffroy Lewis’in dil devrimiyle ilgili yazdığı kitabın “Trajik Başarı Türk Dil Reformu” ismiyle tercüme edildiğine dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti: “Bu şu demek. Siz bir konuda başarıya ulaşıyorsunuz. Ama o sizin felaketiniz oluyor. İşte bu alim dil devrimini böyle tanımlıyor. Dünya literatüründe dil devrimi diye bir kavram yok. O yüzden batılılar bizim dil devrimini ‘dil reformu’ olarak çeviriyor. Gerçekten dilde reform olur. Dil üzerinde çalışırsınız, onu zenginleştirmek istersiniz; çünkü dünya, teknoloji değişiyor, yeni terimler bulmanız gerekiyor. İşte bu dil reformudur. Biz dilde reform yapmadık, devrim yaptık. Oda Gooffroy Lewis’in dediği gibi ‘trajik bir başarı’ oldu. Neyseki biz dil devrimini yüzde yüz başaramadık. Elhamdülillah başaramadık. Belli ölçüde başarıya ulaştı. Bazı kelimeler dilimizde kaldı. Bir çok kelimeyi unuttuk. Yine de geleneğimizin üzerine dönmeye muvaffak oldu.”

BÜYÜK ŞAİRLERİMİZİN BUNDA BÜYÜK ROLÜ VAR

Bunda ülkedeki büyük şairlerin büyük rolünün bulunduğun altını çizen Doğan, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif’in Türkçe’nin canlı kalmasını sağladığını aktardı. Yahya Kemal, dili tuttuğunu ve hiçbir zaman dil devrimin taraftarı olmadığını dile getiren Doğan, Ahmet Hamdi Tanpınar ve (salonda bulunan) Nurullah Genç gibi şair ve edebiyatçıların Türk dilini ayakta tuttuğunun vurguladı.

Anadolu’da Yunus Emre ile başlayan Türk edebiyatının bugüne çok zengin örneklerle ulaştığını anlatan TYB Onursal Başkanı Mehmet Doğan, bir zamanlar hor görülen, küçümsenen divan edebiyatı gibi bir zenginliğe sahip olunduğuna değindi. Doğan, şunları söyledi: “Onu gerçekten anlayanlar, tetkik edenler, ruhuna nüfuz edenler Türkçe’nin söz dizimine uygun şiirlerin, metinlerin divan şairleri tarafında yazıldığını görürler. Türkçe’nin cevherleri, mücevherleri divan şairlerimiz tarafından ortaya konulmuştur. 19. Yüzyılda yeni bir edebiyat dönemine ayağımızı attık. Batıyla savaşarak ilişki içinde olduk. Kültürel alış-verişler yaptık. İslam dünyasında Türklerin faikıyeti buradan kaynaklanıyor. Biz batıyla doğrudan temas halindeydik. Onların bazı ürünlerini iktibas ettik. Türkçe 19. asırda kitaplarımızın yazdığının aksine zirvesine yükseldi. Bu dönemde batının sanatı, kültürü, estetiğiyle karşı karşıya geldik. O kültürü, o tekniği dilimizle ifade etmek istedik. Bu yüzden 19 yüzyılda çok sayıda yeni kelime sözlüğümüze girdi.” CİHAN

Yorumlar