İranlı sanatçılar Türkiye'ye hayran kaldı

Aralarında yönetmen, oyuncu ve senaristlerin de bulunduğu 27 İranlı, Van'ın tarihi ve turistik yerlerini gezdi.

Google Haberlere Abone ol
İranlı sanatçılar Türkiye'ye hayran kaldı
İki ülke arasındaki ticari, sanatsal ve kültürel ilişkilerin geliştirilmesi için düzenlenen etkinlik kapsamında Van'a gelen İranlı sanatçılar, kentin doğal görüntüsüne hayran kaldı.

Van'a gelen ekipte yer alan Hazreti Süleyman'ın Krallığı filminin başrol oyuncu Amin Zendegani, yaptığı açıklamada, ilk kez geldiği Türkiye'yi çok beğendiğini dile getirdi.

Zendegani, Türk insanının çok sıcak kanlı olduğunu ve Türk yemeklerini çok beğendiğini söyleyerek, "Burada çok güzel projeler yapabiliriz. Van'da sinema için hiç el değmemiş mekanlar var. Bu yerlerde çok iyi projeler çıkabilir. Bizler festivale özel filmler çekiyoruz. Şimdi Berlin Film Festivali için bir çalışmamız var." dedi.

"Dizilerde oynamak gibi bir niyetim var"

Oynadığı filmlerin çoğunun ödül aldığını ancak Hazreti Süleyman'ın Krallığı filmiyle 8 ödül kazandığını kaydeden Zendegani, şunları aktardı:

"Daha önce Türkiye-İran arasında yapılan etkinliklerden birinde bulunmuştum. Türkiye için birkaç projemiz var. Burada dizilerde oynamak gibi bir niyetim var. Bazı görüşmeler yaptık. Birkaç sinema filmi konusunda bize davetler geldi. Bunları değerlendirmeyi düşünüyoruz. Türkiye ile İran'ın kültürel yakınlığı var. Bu yakınlık, projelerimizde önemli olacaktır. İkinci kez Van ile İran arasında düzenlenen etkinliğe katılıyoruz."

Sanatçı, iki ülke insanına ve bütün komşu ülkelere barış ve huzur dileyerek, Türkçe "Teşekkür ediyorum ve Türkleri seviyorum." ifadelerini kullandı.

"Filmlerimin Türkiye'de oynatılması gerektiğini düşünüyorum"

"Oblivion Season" isimli 48 ödüle layık görülen filmin yapımcısı, yönetmen ve senarist Abbas Rafei de Türkiye'nin birçok şehrine gittiğini ancak Van'a ilk kez geldiğini söyledi.

Rafei, Van'ın doğasını daha önce hiçbir yerde görmediğini vurgulayarak, İran'a yakın olması dolayısıyla ulaşım sorununun da bulunmadığına dikkati çekti.

Ünlü yönetmen, iki ülke arasında dostluk ve kardeşlik bulunduğunun altını çizerek, şöyle devam etti:

"Türkiye'deki genç potansiyeli gördüğümde, filmlerimin ülkenin herhangi bir şehrinde veya Van'da oynatılması gerektiğini düşünüyorum. Buraya yönetmen ve yapımcı arkadaşlarla geldik. İnşallah ileride buraya hem ailemle gezmeye hem de iş amaçlı geleceğim. İranlıların Türkiye'ye vizesiz gelebilmesi fırsat. Ben öyle bir film yapmak istiyorum ki sanki hepimiz biriz de aramızda bu sınırlar yok gibi. Biz birbirimize çok yakınız, dostuz, kardeşiz. Bizim aramızda somut olarak sınır var ama manevi olarak sınırlar yok. Bu da Türkiye-İran halklarının kaynaşmasına vesile olacak."

"Komşu iki ülke birbirini yeterince tanımıyor"

İranlı yönetmen ve senarist Alireza Farid, aralarında Mevlana'yı anlattığı bir yapımın da bulunduğu 4 belgeseli Türkiye'de çektiğini dile getirdi.

Türkiye, Hindistan ve İran'da geçen 13 bölümlük bir dizi çalışması olduğunu söyleyen Farid, bu çalışmada bir kızın bu ülkeleri gezmesini ele aldıklarını ifade etti.

Farid, 18 yıldır Türkiye'ye gelip gittiğine işaret ederek, Türkye'nin tarihi, coğrafyası ve kültürünü bildiğini aktardı.

Komşu iki ülkenin birbirini yeterince tanımadığını sözlerine ekleyen Farid, "400 yıldır sınırlarımızın aynı olmasına, sulh içinde yaşamamıza ve aramızda hiç savaş bulunmamasına rağmen birbirimizi yeterince tanımıyoruz. Türkler ve İranlıların bize sordukları sorulara baktığımda birbirleriyle ilgili pek bilgi sahibi olmadıklarını gördüm." dedi.

Yönetmen ve senarist Parnia Kazemipour, hayran kaldığı Türkiye'de sanatsal bir proje yapmak istediğini kaydetti.

Türkiye'de çok güzel yerlerin olduğunu vurgulayan Kazemipour, "Bu ülkede aşk hikayeleri ortaya çıkarılabilir. Bu da iki ülke arasında yapılacak yardımlaşmayla mümkün olacaktır. Türkiye ile İran birçok yönüyle birbirine çok yakın. Bunda belki de 2 ülkenin Müslüman oluşunun etkisi olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'de filmlerde oynamak istiyorum"

İranlı oyuncu Seher Abdullahi ise ülkesinde büyük yönetmenlerle çalıştığını ve birkaç projesinin de devam ettiğini söyledi.

Türkiye'de bulunmaktan mutluluk duyduğunu aktaran Abdullahi, şöyle konuştu:

"Türkiye'de filmlerde oynamak ve Türk sinemasında yer almak isterim. Sanat olarak birbirimize biraz uzak kalmışız. Türkiye ile İran sinemacıları el ele verirse görsel şölen olur. Sinema sayesinde iki ülke arasındaki ilişkiler artırılabilir. İnsanları ve kültürleri daha iyi tanıtabilirsiniz. Hem turist hem de iş olarak Türkiye'ye yine gelmek isterim. Daha önce böyle bir düşüncem yoktu ama Türkiye'deki bu güzellikleri gördükten sonra, ülkemi incitecek bir sorun da olmadıkça buradaki bir filmde seve seve yer almak isterim."

Yorumlar