"TRT 6. Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı"

- Konferans kapsamında, moderatörlüğünü Prof. Dr. Kemal Sayar'ın üstlendiği, "Göçün Psikolojik ve Sosyolojik Boyutu, Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri" başlıklı oturum düzenlendi - Prof. Dr. Sayar: - "Türkiye'nin gösterdiği merhamet politikasının tam tersine dünyanın içe kapanmacı, daha farklılıkları büyüten politikasına karşı durmaya gayret etmeliyiz"

Google Haberlere Abone ol
"TRT 6. Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı"

İSTANBUL (AA) - "TRT 6. Uluslararası Çocuk Medyası Konferansı" kapsamında, "Göçün Psikolojik ve Sosyolojik Boyutu, Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri" başlıklı oturum düzenlendi.

TRT tarafından Grand Cevahir Otel'de düzenlenen konferans kapsamında gerçekleştirilen "Göçün Psikolojik ve Sosyolojik Boyutu, Birey ve Toplum Üzerindeki Etkileri" başlıklı oturumun moderatörlüğünü Prof. Dr. Kemal Sayar üstlendi. Oturumda, Yrd. Doç. Dr. Fatma Tuba Yaylacı, Prof. Dr. Abulfez Süleymanov ve Dr. Selahattin Güven de konuşmacı olarak yer aldı.

Sayar, oturumun açılış konuşmasında göçle ilgili her zaman olumsuz şeylerden bahsedildiğini belirterek, "Göçün dönüştürücü, bir toplumu iyileştirici, daha iyiye götürücü hem maddi hem manevi anlamda özelliklerinden pek bahsetmiyoruz. Bunları da zihnimizin bir kenarında tutmamız lazım." dedi.

Suriyelilere karşı Türkiye'nin misafirperverliğinden bahseden Sayar, şöyle devam etti:

"Bu kadar büyük ölçekli bir göç hareketini, bu kadar yumuşak bir şekilde karşılayabilir olmamız da toplum olarak aslında buna ne kadar hazırlıklı olduğumuzu, ne kadar misafirperver olduğumuzu, misafirperverlik hakkını ne kadar gözettiğimizi bütün dünyaya gösteriyoruz. Bununla göğsümüzü gere gere övünç duymalıyız ve mertçe bu misafirperverliği her zaman sahiplenmeliyiz. Bütün dünya ölçeğinde de bunu yaygınlaştırmaya gayret etmeliyiz. Maalesef Türkiye'nin gösterdiği bu merhamet politikasının tam tersine, dünyanın içe kapanmacı, daha farklılıkları büyüten politikasına karşı durmaya gayret etmeliyiz."

- "Sorumluluk ahlakı ancak bizi daha iyi bir noktaya getirebilir"

Sayar, meselenin felsefi boyutuna da değinerek, "Descartes, 'düşünüyorum o halde varım' demişti. Bunca acının içinden geçtiğimiz ve her sabah aynaya bakmaktan neredeyse utandığımız bir dünyada bu meseleye 'mesulüm, sorumluyum o halde varım' cümlesini ekleyebilir miyiz? Yani bir başkasının acısından, yanı başımda öldürülen çocuktan, elim erdiği halde yapmadığım bir şeyden, düzeltmediğim bir şeyden sorumluyum. İşte bu sorumluluk ahlakı ancak bizi daha iyi bir noktaya getirebilir." diye konuştu.

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abulfez Süleymanov da "Suriyeli Mülteci Çocukların Toplumsal Uyum Sorunları ve Çözüm Önerileri" başlıklı konuşmasında, dünya nüfusunda 50 milyonu aşkın çocuğun zorunlu göç nedeniyle kendi köklerinden koparıldığını aktardı.

Süleymanov, Türkiye'nin stratejik konumu sebebiyle dünyada en fazla çocuk sığınmacı barındıran ülke olduğuna işaret ederek, "Özellikle istihdam, eğitim, sağlık, barınma, yabancılaşma ve güvenlik gibi mülteci ailelerin öncelikle üstesinden gelmek zorunda olduğu sorunlar, doğrudan çocukları yansıtmaktadır. Çok erken yaşlarda yaşadıkları travmanın yükünü taşıyan bu çocuklar diğer taraftan yeni geldikleri yerin düzenine alışması anlamında çok yönlü uyum sorunuyla karşılaşmaktadırlar ve bu sorunlar zannedildiği gibi kısa ve kolay bir sürede aşılamamaktadır." ifadelerini kullandı.

Suriyeli sığınmacıların toplumsal uyumu adına çözüm önerilerine ilişkin Süleymanov, şunları kaydetti:

"Öncelikle misafir olarak kabul ettiğimiz, fakat toplumumuzun bir parçası haline gelen Suriyeli ailelerin çocuklarla birlikte ortak mekanların oluşturulması gerekir. Bu ortam güven duygusunun gelişmesinde çok büyük etken olur. Dikkat edersek Suriyelilerin kaldıkları mekanlar, yerlere baktığınızda sanki bir uçurum söz konusu. Okullar bağlamında baktığımız zaman Milli Eğitim Bakanlığı'nın da farklı projeleri var. Suriyeli çocuklarla, Türk çocukların okullarda kaynaştırılması projesi. Bu konuda farklı mekanizmalarda oluşturulabilir. Mesela ders kitaplarında ayrımcı, ayrıştırıcı bir dilin kullanılmaması gerekir. Bu konuların müfredatlara eklenmesi gerekir."

- "Çocuklara savaşı daha farklı bir incelikle de anlatabiliriz"

İstanbul Şehir Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma Tuba Yaylacı ise slayt eşliğinde "Gelişimsel Açıdan Kitlesel Travma: Savaş, İltica ve Terör" konusunu ele alarak, Suriyeli çocukların travmatik, korku dolu ve güven kaybı yaşadıkları bir ortamdan Türkiye'ye geldiklerini söyledi.

Yaylacı, Suriyeli mültecilere destek amaçlı organize edilen programlarda savaş sahnelerinin gösterildiğini ve buna birçok çocuğun maruz kaldığına dikkati çekerek, "Çocuklara savaşı daha farklı bir incelikle de anlatabiliriz. Bununla ilgili şehit çocuklarından tepkiler gelmişti. O günleri yeniden tekrar yaşadıklarını, korku içerisinde salondan kendilerini attıklarını söylediler. Yani bu konularda daha dikkatli olmalıyız. Çocuklar ve hatta yetişkinler bu konuda korunmalı." değerlendirmesinde bulundu.

Etkinlikte ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Aile ve Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Selahattin Güven, Bakanlık tarafından gerçekleştirilen "Suriyeli Çocuklar İçin Sosyal Uyum Hizmetleri"ni, TRT Çocuk Kanalı İçerik Editörü Ceyda Yunus ise "TRT Çocuk'un Suriyeli Çocuklar İle İlgili Medya Çalışmalarını" anlattı.

Yorumlar