Faruk Kara

Faruk Kara

Kitaplar ve kütüphaneler

Öteden beri Türkiye’de kitap okuma oranlarının çok düşük olduğundan söz edilir. Bu konu ile ilgili yazılan yazılarda veya dost meclislerinde sürekli Japonya örneği verilir ve...

Öteden beri Türkiye’de kitap okuma oranlarının çok düşük olduğundan söz edilir. Bu konu ile ilgili yazılan yazılarda veya dost meclislerinde sürekli Japonya örneği verilir ve Japonların toplu ulaşım araçlarında bile kitap okuduğu üzerinde durulur. Türkiye’de halkın yeterince kitap okumadığını kabul etsem de bunun sadece tembelliğimizden kaynaklanmadığını, yayınevlerinin ve kütüphanelerin de bu konuda sorumluluğu olduğunu düşünüyorum.

Geçtiğimiz ağustos ayında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) kütüphanelerle ilgili istatistikleri yayınladı. Buna göre ülkemizde 2015 itibariyle 29 bin 500 kütüphane var. Söz konusu araştırma Türkiye’de bir milli kütüphane, bin 130 halk kütüphanesi, 555 üniversite kütüphanesi ve 27 bin 836 örgün ve yaygın eğitim kurumu kütüphanesi olmak üzere toplam 29 bin 522 kütüphane mevcut olduğunu gösteriyor.

Sayılara baktığımızda sayının yeterli olduğunu, insanların kütüphanelere ulaşmasının kolay olduğunu söyleyebiliriz fakat ne yazık ki bu kütüphanelerdeki kitap sayısının yeterli olduğunu söyleyebilmek çok zor. Araştırmaya göre Milli Kütüphane’de kitap sayısı 1 milyon 261 bin 696; bütün kütüphanelerde ise 18 milyon 97 bin 101 kitap bulunuyor. 

Kitap sayısı açısından bir de yurt dışındaki bazı kütüphanelere bakalım: Moskova’daki Rusya Devlet Kütüphanesi’nde 43 milyon kitap var. Onu 32 milyon cilt kitabıyla St. Petesburg’daki Rusya Ulusal Kütüphanesi takip ediyor. Washington’daki Kongre Kütüphanesi’nde 29 milyon, Pekin’deki Çin Ulusal Kütüphanesi ise 22 milyon cilt kitap var.

Ve üniversite kütüphaneleri… Harvard’da 13 milyon; Oxford ve Columbia’da 9 milyon;  Leipzig ve Princeton’da 5 milyon kitap varken Ankara Üniversitesi’nde 722 bin; İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphane’de 500 bin; Boğaziçi’nde 375 bin, İTÜ Mustafa İnan Kütüphanesi’nde ise 372 bin cilt kitap mevcut. Anadolu’daki üniversitelerin kütüphanelerinin kitap sayısı çok az ne yazık ki…

Türkiye’deki kütüphanelerde kitap sayısının azlığı bir yana bazı kütüphaneler de belli şartları haiz kişilere hizmet veriyor. Örneğin zengin sayılabilecek İSAM Kütüphanesi’nden faydalanabilmek için lisansüstü eğitim görmek gerekiyor.

Öte yandan çok zengin el yazması eserlere sahip olan Süleymaniye ve Millet kütüphaneleri de yeterince bilinmiyor. İki kütüphanede de el yazmalarının dijital ortama aktarılması çalışmaları hızla sürüyor. Belki de bitmiştir. Halkın kütüphanelerden faydalanması için tanıtıma yönelik faaliyetler düzenlenmesi de gerekiyor. Ayrıca kütüphanelerin sadece mesai saatlerinde değil 24 saat açık olması da önemli. Benim bildiğim kadarıyla İstanbul’da 24 saat halka açık tek kütüphane Taksim’deki Atatürk Kitaplığı. Burada da gece 22.00’dan sonra envanterdeki kitaplar ve süreli yayınlardan faydalanmak mümkün değil. Bu saatten sonra sadece ders çalışmak için üniversite öğrencileri faydalanıyor kütüphaneden.

Yazımızın başında kitap okunmamasında yayınevlerinin de sorumlu olduğundan söz etmiştik. Ne yazık ki yayınevleri ve dağıtımcılar basılan kitapların halka ulaşması konusunda yeterince özenli değil. Depolarda çürüyen, hiç tanıtımı ve dağıtımı yapılmayan kitaplar biliyorum. Bu sebeple halkın okumadığı ve kitapların satılmadığı gibi gerekçelerin yeterince haklı olmadığı da bir gerçek. Kitapta KDV’nin hala yüksek olduğunu (basılı kitapta yüzde 8, e-kitapta yüzde 18) ve fiyatların yeterli seviyede olmadığını da söylemek gerekiyor. Fiyatların yüksek olmasında baskı sayısının az olması da etkili olabilir elbette. Örneğin Kitabevi Yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde hazırlanan Muhammed Mihri’nin Sudan Seyahatnamesi sadece 600 adet basılmış. Gerçi bu kitap günümüz Türkçesine sadeleştirilmemiş olması sebebiyle sadece araştırmacılara hitap ettiği izlenimi uyandırıyor.

Son söz olarak Kültür Bakanlığı’nın halkın kütüphanelerden faydalanması için çeşitli faaliyetler yapması gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Halkın kütüphanelere ulaşması kadar kütüphanelerin de halka ulaşması şart. Kamu kurumları son zamanlarda TV’lerde etkili kamu spotları yayınlıyorlar. Kütüphanelerle ilgili de bir kamu spotu hazırlanabileceğini söylememize gerek var mı? Yoksa böyle bir çalışma var da ben mi denk gelmedim?
Diğer Yazıları

Yorumlar