Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (2)

- "Şu anda hükümetimiz ve devletimiz, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bundan sonraki tutumuna göre hangi adımı, ne zaman atacağını kararlaştırmıştır. Bunlar tek tek eğer bir değişim olmazsa bölgede vakti geldikçe uygulamaya konulacaktır" - "(Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi) Müftülüklerde nikah kıydığı zaman bu resmi nikahsız evliliklerinin sayısında ben çok ciddi azalmalar olacağına, bundan da kadınlarımızın, çocuklarımızın, aile sistemimizin, toplumumuzun lehine çok önemli sonuçlar doğacağına çok yürekten inanıyorum" - "(CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafı) Sayın Kılıçdaroğlu yolda yürümeyi bilmiyor. Demek ki yolda yürümeyi becerememiş. 25 gün yürüyeceksiniz ve ayak tırnaklarını düşüreceksiniz. Bu ne demektir, yürümeyi bilmiyorsunuz demektir. Doğduğu günden beri beraber olan ayaklarıyla yürümeyi beceremeyen birisi, devleti yönetmeyi hiç beceremez"

Google Haberlere Abone ol
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: (2)

ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, "Şu anda hükümetimiz ve devletimiz, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bundan sonraki tutumuna göre hangi adımı, ne zaman atacağını kararlaştırmıştır. Bunlar tek tek eğer bir değişim olmazsa bölgede vakti geldikçe uygulamaya konulacaktır." dedi.

Bozdağ, Kanal 24 canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Irak Kürt Bölgesel Yönetimindeki (IKBY) gayrimeşru referandum sonrasında "hava sahaları ve sınırların kapatılacağı"na ilişkin sözlerinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, IKBY'nin aldığı ve uyguladığı gayrimeşru referandum kararının Türkiye ve uluslararası hukuk bakımından yok hükmünde olduğunu anımsattı. Buna rağmen IKBY'nin bu adımı attığını belirten Bozdağ, Türkiye'nin bu konuda neler yapacağını Milli Güvenlik Kurulu ve Bakanlar Kurulunda değerlendirerek bir yol haritası ortaya koyduğunu, tezkereyi de öne çektiğini ve tatbikat başlattığını vurguladı.

Erbil ve Süleymaniye uçuşlarının durdurulduğunu ve Türkiye'nin muhatabının Irak Merkezi Hükümeti olduğunun açıklandığını da hatırlatan Bozdağ, "Şu anda hükümetimiz ve devletimiz, Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bundan sonraki tutumuna göre hangi adımı, ne zaman atacağını kararlaştırmıştır. Bunlar tek tek eğer bir değişim olmazsa bölgede vakti geldikçe uygulamaya konulacaktır." diye konuştu.

"Habur'u kapatmak bu seçeneklerden biri mi?" sorusuna Bozdağ, "Şu anda diyelim ki uçuşlar kapatıldı ama hava sahası açık. Sayın Cumhurbaşkanımızın bahsettiği, hava sahası uçuşa tümüyle kapanabilir, sınırlar olabilir, başka alternatifler var. Onların hepsi olabilir." yanıtını verdi.

Hava sahası kapatıldığında merkezi hükümetle nasıl iletişim sağlanacağına ilişkin bir soruya da Bozdağ, bunların hepsinin bir formülünün bulunacağını, bu irade ortaya konduğunda bunun alternatiflerinin de hazır olacağını, her adımın ne zaman, nasıl hayata geçirileceği ve sonuçlarının bütün boyutlarının değerlendirileceğini bildirdi. Bozdağ, "Bunların zamanlaması tamamıyla hükümetimizin ve bölge ülkelerin koordinesinde olacak, beraber olacak ve tamamen Kuzey Irak Bölgesel Yönetiminin bundan sonra alacağı tutum, atacağı adıma alakalı olacaktır." dedi.

"IKBY'nin bundan vazgeçmesinin yolu nedir? Siz ne bekliyorsunuz?" sorusu üzerine Bozdağ, ilk adımın IKBY'nin referandumu bütün sonuçlarıyla iptal ve ilan etmesi olduğunu aktardı.

İkinci olarak da IKBY'nin Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasal birliğine, egemenlik haklarına ve anayasasına bağlılığını bir kez daha ilan etmesi gerektiğini belirten Bozdağ, şöyle devam etti:

"Üçüncüsü de bölgede statülerin değişmesi gibi bir talebinin olmadığını ve bu noktada herhangi bir isteğinin olmadığını da açıkça ilan etmeli ve merkezi hükümetle IKBY arasında var olan sorunları çözmek için de merkezi hükümetle görüşmelere başlamasında fayda var. Türkiye, merkezi hükümetle Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasındaki sorunların çözümüne destek olacağını zaten açıkladı. Bunları yaptığı takdirde yanlıştan dönmüş olur."

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, bu görüşmeler sırasında garantör ülke formülünün gündeme gelmesi halinde Türkiye'nin buna "evet" deyip, demiyeceğine ilişkin bir soruya, "Bizim zaten bölgede uluslararası hukuktan, ikili anlaşmalardan, çok taraflı anlaşmalardan, komşuluk hukukundan kaynaklı pek çok hakkımız var. Onları elbette muhafaza edeceğiz. Bölgede yeni uzlaşmalar ortaya çıktığında da Türkiye, bundan elbette ülkemizin menfaatlerini gözeterek, yer almaktan çekinmez." yanıtını verdi.

Sınırlarda devam eden tatbikatlara ilişkin de Türkiye'nin Afrin'e girmesinin söz konusu olup olmadığına ilişkin değerlendirmesi sorulan Bekir Bozdağ, Irak ve Suriye'de yaşanan hadiselerin tamamının Türkiye'nin milli güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğunu ve milli güvenliği tehdit eden çok büyük riskler içerdiğini anlattı.

"Ankara'da herkesin rahat etmesi için Türkiye'nin oralarla Ankara ile ilgilendiği gibi ilgilenmesini gerektiriyor." diyen Bozdağ, ABD'nin DEAŞ'ı bölgeden temizlemek için PKK'nın Suriye uzantısı PYD ve YPG ile işbirliği içerisinde hareket ettiğini hatırlattı. Bir terör örgütünü bertaraf etmek için başka bir terör örgütünün kullanılmasının büyük bir yanlışlık olduğunu vurgulayan Bozdağ, bu yanlıştan vazgeçilmesi çağrısını yineledi.

- "Bir terör koridoruna izin vermeyiz"

Bölgede YPG ve PKK'nın bir hedefinin de Kuzey Suriye'de bir "terör koridoru oluşturmak" olduğuna değinen Bozdağ, "Türkiye olarak diyoruz ki 'Yanı başımızda bir terör koridoruna izin vermeyiz.' Kuzey Suriye'de oldu bittilerle yapılacak her türlü değişikliğin bölgeye felaketten başka bir sonuç getirme imkanı yoktur." dedi.

İdlip, Afrin ve bu bölgelerde yaşanan her türlü olayı yakından takip ettiklerini belirten Bozdağ, Astana'da da bu konuda çok önemli kararlar alındığını ve bu çerçevede hazırlıklar yapıldığını aktardı.

Bozdağ, şu görüşlere yer verdi:

"Bölgede olup bitenlere Türkiye'nin seyirci kalmayacağı en üst düzeyde ifade edildi. Ancak burada Afrin'de veya İdlip'de neler olacak, nasıl olacak? Bunlar tabi ki davulla, zurnayla anlatılacak işler değil, bunlar söylenmez, yapılır olan şeylerdir. Devletimiz, güvenlik birimlerimizin ülkemizin menfaatlerini korumak için burada vakti gelir de yapmamız gerekenler olursa bunlar nelerdir? Bunları nasıl, nerede yapacağız? Bunun bütün hazırlıklarını yapıyoruz. Bütün opsiyonlar masada. Bölgede bir oldu bittiye Türkiye'nin rıza göstermesini kimse beklememelidir."

Türkiye'nin süreci sadece izlemediğini, bütün uluslararası taraflarla Türkiye'nin yaptığı görüşmelerin ve Fırat Kalkanı Harekatı'nın olup bitene seyirci kalmamak için yapıldığını vurgulayan Bozdağ, şunları ifade etti:

"Bölgelerde olacak konularla ilgili diyelim İdlip'de güvenli bölge oluşturulması hususunda orada çatışmasızlık bölgesi oluşturulma kararı alındı. Oradaki Türk askeri orada bir denetim görevi ifa edecektir. Bunlarla ilgili mutabakatlar da oluştu, önümüzdeki günlerde buna ilişkin de adımlar atılacaktır. Seyirci kalmamız söz konusu değil, biz olup biteni seyredip, gelişmelere göre hareket edecek bir politika izlemiyoruz. Biz olup bitenleri Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda şekillenmesi için şu anda aktif bir politika yürütüyoruz. Bundan sonrada bu aktif politikamızı devam ettireceğiz."

- Müftülere nikah kıyma yetkisi

Başbakan Yardımcısı Bozdağ, CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın "Müftü vasıtasıyla nikah kıymak, İslam'ı Hristiyanlaştırmak, müftüleri papazlaştırmaktır." şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, müftülerin papaza benzetilmesini "saygısızca ve kabul edilemez" bir ifade olarak değerlendirdi. Bozdağ, bu düzenlemeyle yapılanın İçişleri Bakanlığının yetkilendirdiği il ve ilçe nüfus müdürleri ve dış temsilciliklerin arasına il ve ilçe müftülerinin eklenmesi olduğunu belirtti.

Müftülerin kıyacağı nikahın "resmi nikah" olduğunu vurgulayan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Vatandaşlar bakımından müftüye nikah kıydırma zorunluluğu yok. Sayın Tanal gider, belediye başkanına, muhtara nikahını kıydırabilir. Buna karşı olanlar müftüye gitmesinler, müftülüğe de uğramasınlar. Gitsinler belediye başkanına veya belediyenin görevlendirdiği memura veya muhtara, nüfus müdürlüklerine... Burada vatandaşların önüne bir yeni seçenek daha konuyor. Bunun büyük faydası şudur; şu anda remi nikah kıymadan yapılmış birçok evlilik var. Bu evliliklerin de büyük mağduru daha ziyade kadınlarımız oluyor. Çünkü her yere ulaşılamıyor, bazı eksiklikler oluyor ama müftülükler de nikah kıydığı zaman bu resmi nikahsız evliliklerinin sayısında ben çok ciddi azalmalar olacağına, bundan da kadınlarımızın, çocuklarımızın, aile sistemimizin, toplumumuzun lehine çok önemli sonuçlar doğacağına çok yürekten inanıyorum."

Bozdağ, CHP'li Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan'ın belediye meclis üyesi kadına yönelik sözlerinin hatırlatılması üzerine, söz konusu tartışmaya ilişkin görüntüleri izlediğini ve çok rahatsız olduğunu dile getirdi. Yapılanın "çok büyük bir saygısızlık" olduğunu aktaran Bozdağ, bir belediye başkanının böyle bir uslupla hareket etmesinin kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Belediye Başkanı AK Partili olsa bunun gereğini gözünün yaşına bakmadan yapacaklarına dikkati çeken Bozdağ, insanların, cinsiyete, yaşam tarzlarına ve kıyafetlerine göre ayrımına karşı olduğunu, bu ayrımı yapanların "ilkel" olduğunu söyledi.

Bozdağ, "Sayın Kılıçdaroğlu'na, CHP'ye düşen bu belediye başkanının haddini bildirmektir. Nasıl? Terbiyesizlik yapan birini terbiyeye davet ederek, buna terbiye öğretilemez. Bununla ilgili disiplin işlemlerini işletmeleri ve ona bir yaptırım uygulamaları lazım ki biz bunun karşısındayız denmeli." ifadesini kullandı.

Yaşam tarzlarına, cinsiyetlere, başka şeylere ayrımcılık yapan bunu diline, icraatına yansıtan insanların belediye başkanı ve milletvekili olmaması gerektiğini aktararak, bunlara karşı herkesin teyakkuz halinde olunması gerektiği ve bunlara yasaların veya siyasi partiyse parti tüzüklerinin öngördüğü yaptırımlarının uygulanması gerektiğine değindi.

- "Yatan siyasetin fotoğrafı bu"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Enis Berberoğlu'na tepki yürüyüşünde karavanında uzandığı ve tırnağının düştüğüne ilişkin fotoğrafı değerlendirmesi sorulan Bozdağ, şöyle dedi:

"Sayın Kılıçdaroğlu yolda yürümeyi bilmiyor. Demek ki yolda yürümeyi becerememiş. 25 gün yürüyeceksiniz ve ayak tırnaklarını düşüreceksiniz. Bu ne demektir, yürümeyi bilmiyorsunuz demektir. Doğduğu günden beri beraber olan ayaklarıyla yürümeyi beceremeyen birisi, devleti yönetmeyi hiç beceremez. Siyaseten o fotoğrafı paylaşıyorlar, akıllıca da bir iş değil. 'Bak ne fedakarlık yaptı', fedakarlık falan değil, resmen yolda yürüme konusunda bir beceriksizliğin bir fotoğrafı bu yani yatan siyasetin fotoğrafı bu. Eğer AK Parti gibi 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' diyoruz ya, bizim gibi yollarda yürümüş olsa tırnaklarına hiç bir şey olmazdı."

Bekir Bozdağ, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 41 hafta sonra AK Parti İstişare ve Değerlendirme Toplantısına katılacağına ilişkin hislerinin sorulması üzerine, bunun heyecanla beklendiğini belirterek, toplantının hem yeni yasama dönemi hem de Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlar ve gelecek perspektifi açısından son derece önemli olduğunu vurguladı.

AK Parti'nin kendi içerisinde sıklıkla yaptığı toplantıları hatırlatan Bozdağ, "AK Parti'nin başarısı bu demokratik kurul ve kurulların sağlıklı işleyişiyle de ilgilidir, sadece eserleriyle değil. Kılıçdaroğlu biraz da bunlara bakarsa tırnakları da kopmaz." ifadesini kullandı.

(Bitti)

Yorumlar