Kadınların G noktası

G noktası nedir, G noktası nerededir ve G noktası gerçek olabilir mi?

G noktasının cinsellikteki önemi son 10 yılda artan bir şekilde tartışma başlanmıştır.

Peki bu son günlerde de konuşmaya başlanan Gräfenberg noktası ya da kısaca G-noktası nedir? Kadınlarda G noktası kısaca vajinanın ön yüzünde, symphisis pubis ile serviks arasındaki yarı yolda bulunmaktadır.

İlk kez 1944 yılında Alman bilim adamı jinekolog Ernst Gräfenberg tarafından belirlenmiştir. G noktası adını 1982 yılında Alice Kahn NADAS "The G-Spot and Other Recent Discoveries About Human intimuality" kitabında kullanmıştır. Ernst Gräfenberg'e atfen adlandırılmıştır. G noktasının aşırı şekilde erojen olduğu ve kadın orgazmının sadece klitorise değil ayrıca G-noktası tarafından da çok güçlü bir şekilde iddia edilmektedir. Vajinal orgazm için G-noktasının uyarılması gerektiği düşüncesi vardır.

G noktası nerededir? 

Os pubis kemiğinin arkasında üretrayı çevreleyen duyarlı bir genital bölge. Ya da vajinanın ön duvarında girişten sonraki yolun 1/3 'lik bölümünün sonunda (vajina girişinden yaklaşık 3 - 4 cm sonra) temas etmenin mümkün olduğu saat 10 ile 13 arasında bir alanda bulunan bir bölgedir. Daha da önemlisi G noktası kadının en erojen bölgesi, yani en çabuk ve kolay uyarılan bölgesi olarak kabul edilmektedir.

G noktasının yeri ve var olup olmadığına dair geçmişte spekülasyonlar oldu. Erkekte bulunan prostatla aynı bölgede kadının prostat bezi (Skene bezi) (ya da erkeklerin g noktası) olduğu düşünülen bu alanda, üretraya prostat asit fosfataz salgılayan bir salgı bezinin olduğu düşünüldü. Zaman zaman salgı o kadar bol miktardaydı ki kadınlar orgazm sırasında boşalıyor gibi görünmekteydi. Kadınlarda boşalma ile ilgili olduğu düşünülen bu sıvı incelendiğinde bu sıvının prostat sıvıdır idrar olduğu ispatlanmıştır. G noktası (g point) uyarılması ile önceleri idrar yapma isteği görünüyor ki iyi bir vajinal orgazm için kadınların bir süre buna dayanması gerekir. Normalde idrar kaçırma problemi olmayan kadınların orgazm sırasında idrar kaçırması olağandır. Bu kadınlarda sık karşılaşılan bir durumdur ve medikal girişim gerektirmemektedir.

Bu bölgenin klitoris gibi tam bir lokalizasyonu yoktur kadından kadına değişir ve hatta farklı yazarların farklı dereceleri olmakla birlikte ortalama% 30 -% 40 arasında kadında bu alan daha ince olduğu için G Point'in olmadığını bildirmiştir. Tüm bunlar başta doktorların, kadın ve erkeklerin kafası karıştırmaktadır ve böyle bir alanın olmadığı düşüncesine neden olmaktadır.

Bu durumda G noktası nerede olduğunu araştırmayı daha anlamlı kılmaktadır. "International Journal of intimology" adlı dergide yayımlanan Dr. Ernest Gräfenberg tarafından yazılan makalede kadınlardaki vajina ön duvarında bulunan hassas ve haz veren bir bölgeden bahsedildi. Ama aslında Gräfenberg yazdığı makalesinde bu hassas bölgeden farklı bir anatomik bölge olarak söz etmemiştir. Vajinal orgazm'da derin baskıya son derece hassas bir bölge olduğundan bahsetmiştir.

Öyle ki, vajinal orgazm esnasında G Noktası olarak bilinen bölgenin uyarılması için, kadının hali hazırda cinsel yönden uyarılmış ve istekli olması gerekir. Öncelikle, uyarma derinlemesine, uzun süreli ve iyice bastırarak yapılmalıdır. İlk önce zevke eşlik eden ve rahatsızlık verecek düzeyde bir idrar yapma isteği hissedilebilir.

Haber edildiği takdirde bu duygu ortadan kalkar ve yerini tamamen zevke bırakır. Bir süre sonra, kadında yoğun bir orgazm ve buna eşlik eden ejakulasyon görülür.

Asya ülkelerinde ise şehvet noktası olarak bilinmektedir. Esasen G-noktası en soğuk kadını bile özel tutkunu haline getirebilecek bir mucize olarak biliniyor. Bu noktanın özelliği saatlerce samimi bir haz sağlayabilecek, cinsel açıdan bir kadının en hassas olduğu yer olması.

G-noktası uyarılan kadınların intime karşı uzun saatler boyunca bitmek tükenmek bilmeyen bir istek duyacağı söyleniyor. 2009 yılında L'Aquila Üniversitesi tarafından yapılan araştırma ile varlığı resmen tespit edilen G noktası ne yazık ki her kadında yoktur. Araştırma vajina orgazmı olduğunu söyleyen ve olmadığını söyleyen kadınlar üzerinde yapıldı. Bu kadınların doku farklılıkları olduğu ve vajina orgazmı olan kadınların vajina ile idrar yolu arasındaki ayrım duvarının daha geniş olduğu tespit edildi, bu dokunun da vajina orgazmı yaşanmasında etkili olduğu görüldü. Ancak genel olarak g-noktasının vajinanın ön duvarına yaklaşık 2.5 santim büyüklüğünde bir yer olduğu biliniyor. Nokta sözü, Almanca terimin tam karşılığı. Ancak gerçekte g-noktası bir nokta olmaktan çok bir bölge.

Bu bulgu bugüne kadar orgazm olmayan kadınların suçluyu aramasına gerek olmadığını ispatlamıştır. Çünkü bu kalın dokuya sahip olmayan kadınların vajina orgazmı olma şansı da yoktur ve bu kadınların sadece kilitoris'lerinden uyarılarak orgazma ulaşma şansı var.

G noktası bölgesi kalın olan kadınlarda orgazmın daha kolay olduğu ispatlanmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkılarak bu alanı genişletebilir bilmek ya da dolgunlaştıra bilmek için bu bölgeye çeşitli madde enjeksiyonları denendi ve son olarak kollajen en başarılı dolgu maddesi olduğu tespit edildi.

G noktası enjeksiyonu ( G noktası boşalması )

Konumu itibarıyla cinsel ilişki esnasında yeterli bir şekilde haberdar edilmediğim için, genelde bir çok kadının bu erojen noktadan habersiz bir şekilde yaşadığı iddia edilir. Uyarı için en iyi yol, dolgu maddesi enjeksiyonları.

Amerika başta olmak üzere Avrupa'da çok uygulanan bir tedavidir.

Cerrahi olmayan, doktor tarafından uygulanması gereken, cinsel yönden aktif kadınlarda, geçici ve basit bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi için bir kollajen türü kullanılır. Kollajen laboratuvarda çeşitli mühendislik teknikleri ile dikkatlice üretilir ve saklanır, kullanıma hazır şırıngalar halinde hekime ulaştırılır. Bu ürün FDA onaylıdır, biyolojiktir ve diğer kollajen türlerinin aksine alerji ya da deri testine gerek olmadan kullanılabilir. Yapılan pilot çalışmada enjeksiyon yapılan 10 kadının 9'unda cinsel uyarılmada artış izlenmiştir (g noktası orgazmı) ve etkisi ortalama 4 ay sürmektedir.