Türkiye'de hayatı tehdit eden unsur: Gündüz uyuklamak
Türkiye’deki her 5 trafik kazasından biri gündüz aşırı uykululuktan kaynaklanıyor. Türkiye’de her 5 kişiden birinde gündüz aşırı uykululuk görülüyor. Yetişkinlerin yaklaşık yüzde 37’si bir ay içerisinde, en az bir defa gün içinde istemeden uykuya dalıyor.
Sonhaberler | Haber Merkezi
Aşırı uykululuk hali, ciddi rahatsızlıklara neden olabilen önemli
bir sorun, ancak günlük iş temposu veya başka sağlık sorunları ile
ilişkilendirilerek çoğu zaman ciddiye alınmıyor. Birçok kişi uzun
yıllar aşırı uykululuk halini normal olarak
değerlendiriyor. 17 Mart Dünya Uyku Günü nedeni ile düzenlenen
basın toplantısında Prof. Dr. Derya Karadeniz (Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Uyku Merkezi Başkanı),
Prof. Dr. Murat Aksu (Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi
Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) ve TEVA Medikal Direktörü Dr.
Pınar Köktürk sosyal yaşamdan, iş yaşamına günlük hayatı
olumsuz yönde etkileyen ve dikkat edilmesi gereken gündüz aşırı
uykululuk problemi ve beraberinde getirdiği hem kişisel hem de
toplumsal riskler hakkında bilgi verdiler.
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı Uyku Merkezi
Başkanı Prof. Dr. Derya Karadeniz, Gündüz aşırı uykululuk (GAU) ve
Gündüz Aşırı Uykululuğun en sık görüldüğü durumları şöyle
özetledi:
“Modern sosyal yaşamda mutluluk ve iyi bir iş performansı için
uyanıklığın yeterli düzeyde olması gerekir. Gündüz uykululuk hali
mesleki, sosyal ve araç kullanımı gibi aktivitelerde, bazen hayatı
tehdit edecek düzeye dahi gelebilir, ciddi performans kayıplarına
neden olabilir. Gündüz uykululuk hali, uyanık kalınması gereken gün
içi zaman diliminde uyanıklığın korunamaması, istem dışı olarak
uyuma eğilimi ya da uyku ataklarının ortaya çıkmasıdır. Uykululuğun
ağırlık derecesi değişkendir ve hatta bazı kişilerde uzun
uyuklamalar halinde seyredebilir.
Gündüz uykululuk hali normal bir durum değildir ve sadece uyku
bozukluklarında görülmez, başka birçok hastalığa da bağlı
olabilir.
Gündüz uyuklama kişinin kendisinin çok farkında olmadığı ve kabul
etmediği bir durum da olabilir.
Narkolepsi gündüz aşırı uykululuk ile seyreden bir hastalıktır.
Gündüz aşırı uykululuk genellikle hastaların en çok yakındıkları ve
ilk görülen belirtidir. Gündüz saatlerinde tekrarlayan istemsiz ve
kısa uyuklamalar vardır. Hastalar tipik olarak gün içinde kısa
süreyle uyuyakalırlar, sonra dinlenmiş şekilde uyanırlar; ancak 2-3
saat içinde kendilerini yeniden uykulu hissederler. Narkolepsi’ de
görülen gündüz uyuklamalarının en önemli özelliği, kısa süreli ve
dinlendirici olmalıdır. Bu durum gün boyu tekrarlar. Uykululuk
özellikle televizyon seyretme gibi, aktif katılımın olmadığı,
durumlarda ortaya çıkar. Ani ve genellikle karşı konulamayan bu
uykululuk, uyku atakları halinde gelir (öyle ki, aniden uyuya
kalmak ve istemsiz uyku dönemleri bunun örnekleridir), yemek yeme,
yürüme veya araç kullanma gibi olağan dışı durumlarda da ortaya
çıkabilir.
Nedeni bilinmeyen veya genetik kökenli bazı hastalıklar da GAU’ ya
sebep olabilir. Kökeni tespit etmek için yapılan testler
sonucunda hastaya uygun uyanıklık artırıcı tedaviler belirlenir.
Normal bir uyku, hava karardıktan belli bir saat sonra başlar ve
gün aydınlandıktan belli bir saat sonra sona erer. Uyku ve
Uyanıklık, saat içinde oluşan, başta aydınlık ve karanlık olmak
üzere, sosyal durum ve beslenme ile düzenlenen ritmin kontrolü
altındadır. Bu ritme sirkadiyen ritim denir. Normal şartlarda,
uyku, sirkadiyen ritim ve sosyal ritim uyum içerisindedir. Bu uyum
yeterli düzeyde ise gece yeteri kadar dinlendirici ve derin uyunur,
gündüz de maksimum uyanıklık yaşanır. Uyku ritim bozukluklarında
ana belirti, uyanmak istenen saatlerde uyanılamaması veya uyanık
kalınması gereken saatlerde uyanık kalınamamasıdır. Uyku ritim
bozukluklarında en bilinen örnekler arasında Jet Lag ve Vardiyalı
Çalışma Uyku Bozukluğu yer alır.
Uyku hastalıklarının tanısı nasıl konulur?
Uyku hastalıklarında, hastalığın tipine göre farklı tanı yöntemleri
kullanılır. Uyku hastalıkları tanısı, uyku ve uyku hastalıkları
konusunda uzmanlaşmış hekimler tarafından yapılmalıdır. Zira
uyuyamama ya da uyuklamanın altında hayatı tehdit eden bir uyku
hastalığı yatabilir. Gündüz uyuklamamanın ana belirti olduğu
‘hipersomni’ hastalıklarında gece uyku tetkikine ilave olarak gün
içinde uykuya eğilimin ve uyanık kalabilmenin ölçüldüğü detaylı
tetkikler yapılmalıdır. Hangi tipte gündüz uykululuk hastalığı
olduğu ancak bu şekilde ortaya konulabilir.”
Direksiyon başında ve ilgili kazalarda uyuya kalma yaygınlığı,
erkekler arasında daha fazla!
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Murat Aksu ise uykululuk halinin yarattığı
toplumsal riskler ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu:
“Avrupa Uyku Araştırma Kurumu’nun 2015 yılında, 19 ülkede yaptığı
“Direksiyon Başında Uyuya Kalma” anketine göre çıkan sonuçlar
oldukça ilgi çekici. Ülkelerin çoğundaki kaza vakalarının 80%’inden
fazlasında, direksiyonda uyuyakalmaktan kaynaklanan kazalar,
sürücülerin kendilerini “çok uykulu” ya da “biraz uykulu”
hissettikleri zamanlamada meydana gelmiştir. Bu çalışmada,
geçtiğimiz 2 yıl için, ülkelerin üçte ikisinde her altı kişiden en
az birinin direksiyonda uyuya kaldığı öngörülmüştür.
Uykulu araç kullanmaya bağlı kazalar Estonya ve Avusturya’da daha
sık gerçekleşmiş olup (sırasıyla %2,7 ve 2,6) diğer ülkeler içinde
Hollanda ve Türkiye’ de daha az sıklıkta gerçekleşmiştir.
Ankete katılanların kaza anında uykuya yenik düşmelerinin nedenleri
ile ilgili en sık bildirilenler 'önceki gece yetersiz uyumaları'
(%42,5), 'genel olarak kötü uyku alışkanlığı' (%34,1), kötü
hissetmeleri (18.6%), ve 'çok uzun süreli sürüşler’ (%16,2) olarak
belirlenmiştir.
Direksiyon başında uyuya kalmanın yaygınlığının yaşla birlikte
azaldığı tespit edilmiştir. Ham analizinde önem, sınır değerlerde
gerçekleşmiş olmasına rağmen kazaların yaygınlığı en yaşlı grupta
en yüksek değerlere ulaşmıştır. Cinsiyete göre, direksiyon başında
ve ilgili kazalarda uyuya kalma yaygınlığı, erkekler arasında
önemli ölçüde yüksek gerçekleşmiştir.
20. yüzyılın ilk büyük nükleer kazası olan Çernobil Reaktör
kazasında 13 saat üstü çalışan mühendislerin uyku yoksunluğu
çok önemli bir etken!
Kazaların büyük kısmı, 04:00-08:00 ve 15:00-16:00 saatleri arasında
gerçekleşmiş olup, Avrupa'daki trafik yoğunluğu olan saatlerden
(08:00-10:00 ve 17:00-19:00) önce geldiği görülüyor. Bu ayrışma,
kaza riskinin en azından bir kısmının trafik yoğunluğundan bağımsız
olduğunu düşündürüyor. Yapılan diğer çalışmalar ise tüm
trafik kazalarının %10-30’ unun uykululuktan oluştuğu
belirtiliyor.
Halk arasında uyku apnesi olarak bilinen OUAS (Obstrüktif Uyku Apne
Sendromu) olan, gün içi uykusuzluk ve uyku bozukluklarından
şikayetçi kişilerin direksiyon başında uyuya kalma potansiyelinin
daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Erkek cinsiyeti, uzun süre
sürüş ve OUAS için artmış risk, direksiyon başında uyuya kalmanın
ana belirleyicileri içerisindedir. Bununla birlikte erkekler
arasında, direksiyon başında uyuya kalma ve buna bağlı kazaların
yaygınlığı riski ile birlikte önemli ölçüde artış göstermiştir.
Erkeklerde bu riskin yaşla birlikte arttığı gözlemlenmiştir.
Obstrüktif Uyku Apne Sendromundaki başlıca belirtiler; Gündüz uyku
hali, horlama, uyandıran baş ağrısı, sabah ağız kuruluğu, reflü,
gece idrar.
Gün içi uykusuzluk ve uyku bozukları ile ilgili çarpıcı kaza
örneklerine bakılacak olursa; 1986 yılında yaşanan ve 20. yüzyılın
ilk büyük nükleer kazası olan Çernobil Reaktör kazasında 13 saat
üstü çalışan mühendislerin uyku yoksunluğu çok önemli bir etkendir.
ABD’nin en büyük tren kazası olan ‘Spuyten New York Tren Kazasında’
Amerika Ulusal Ulaştırma Güvenliği Kurulu soruşturma yapmış ve
makinistte o zamana kadar tanısı konmamış OUAS varlığı ve treni
kullanırken uykululuk hali olduğu ortaya çıkmıştır. Yine 2001
yılında Kanada’da yaşanan tren kazasında iki makinistte ağır OUAS
olduğu saptanmıştır.
Gün içi uykusuzluğunun altında yatan bir neden olan uyku depresyonu
lehine bir diğer argüman ise, önceki gece yetersiz uyuduğunu
bildiren katılımcıların toplam verilerin üçte birinden fazlasını
oluşturmalarıdır. Yetersiz uyku alışkanlığı daha önce direksiyon
başında uyuya kalmak için bir sebep olarak tanımlanmıştır. Bir
diğer ilginç bulgu, sürücülerin çoğunun uykusuzluğunun farkında
olmasına rağmen sürmeye devam etmesidir.
Gündüz aşırı uykululuk hali sosyal yaşamda çok büyük risk teşkil
etmektedir. Trafik kazaları başta olmak üzere birçok iş kazası, can
kayıpları ve maddi kayıplar bu durumla bağlantılı olarak ortaya
çıkmaktadır. Gündüz aşırı uykululuk problemleri yaşayan bireylerin
uyku ile ilgili uzman hekimlere görünmesi şarttır.
TEVA Medikal Direktörü Dr. Pınar Köktürk de Dünya Uyku Günü
vesilesi ile düzenlenen basın toplantısında Uyku bozukluklarının da
içinde bulunduğu MSS-Merkezi Sinir Sistemi Hastalıklarının TEVA’nın
önemli odaklarından biri olduğunu belirtti. Köktürk konuşmasında
şunları söyledi:
“TEVA olarak yenilikçi ve orijinal ilaçlar geliştirmek üzere Ar-Ge
faaliyetlerine büyük önem veriyor ve her sene yaklaşık 1.7 bin
USD’lık bir bütçeyi yeni ilaçlar geliştirmek üzere harcıyoruz.
MSS Hastalıkları hastalara ve hasta yakınlarına büyük yük getiren
hastalıklardır. İlaç araştırma geliştirme faaliyetlerimiz özellikle
merkezi sinir sistemi hastalıklarına odaklanmıştır. Henüz
karşılanmamış tedavi olanaklarını Ar-Ge faaliyetlerimizle
geliştirmeyi, hızla kullanıma sunmayı ve hastaların yaşam
kalitesini yükseltmeyi hedefliyoruz.
MSS hastalıkları alanında 4 ana başlıkta tedavi seçeneklerimiz
bulunmaktadır:
Nörolojik Hareket Bozuklukları (Parkinson Hastalığı, Huntington
Hastalığı, Tardiv diskinezi, Tourette sendromu) hastalıkları, sinir
dejenerasyonunda MS (Multiple Skleroz) hastalığının, ağrı
tedavisinde migren, nöropatik ağrı, kronik bel ağrısı gibi
alanları, MSS açısından odaklandığımız ve bugünün de konusu olan
uyku bozuklukları alanında yenilikçi tedavi seçenekleri sunuyor,
özellikle karşılanmamış ihtiyaçlara odaklanıyoruz.
TEVA olarak, sosyal sorumluluk anlayışımız çerçevesinde Dünya Uyku
Günü vesilesi ile gündüz aşırı uykululuğun ciddi hayati risklerine,
başlı başına bir hastalık olduğuna veya önemli hastalıkların
belirtisi olabileceğine dikkat çekmek üzere bu toplantıyı
destekliyoruz. Gündüz aşırı uykululuk sorunu yaşayan kişilerin uyku
hastalıkları konusunda uzmanlaşmış bir nöroloji uzmanına başvurması
gerekmektedir.”
Yorumlar