Türkiye İhracat Haftası

- Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kibar: - "İş dünyası olarak bizim Ankara'dan en önemli beklentimiz; bize eğitimli gençler yollayın" - Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Erdoğan: - "Patent konusunda Batı dünyasının dürüst olmadığını söyleyebiliriz. Her bulduklarını üretecek gücü olmayınca patentlerden para kazanalım tutumu içerisine girmişler"

Google Haberlere Abone ol
Türkiye İhracat Haftası

İSTANBUL (AA) - Kibar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kibar, "İş dünyası olarak bizim Ankara'dan en önemli beklentimiz; bize eğitimli gençler yollayın. Ancak gelişen teknolojiye hakim insan gücüyle dünya ile rekabet edebiliriz. Bize insan kaynağı lazım." dedi.

Kibar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından Ekonomi Bakanlığı'nın koordinasyonuyla düzenlenen Türkiye İhracat Haftası'nda yapılan Ali Kırca ile İhracat Meydanı'nda Ar-Ge ve inovasyona ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Kibar Holding olarak geçen yıl ihracatta Türkiye 4'üncüsü olduklarını ifade eden Kibar, "Özel sektör olarak bizim kamu ile rekabet etmemiz pek mümkün olamaz ama yaptıklarıyla da ülke vatandaşları olarak hepimiz gurur duyuyoruz." diye konuştu.

Kibar Holding'in tüm faaliyet kollarında Ar-Ge'ye yöneldiğini belirten Kibar, "Ar-Ge'de bazen abartılı fikirler de çıkabiliyor. Bizim bir koltuk şirketimiz var. Dedik ki uçaklara da yapabilir miyiz? Sonunda kısmet oldu. Bugün Boeing uçaklarına koltuk takıyoruz." bilgilerini verdi.

Endüstri 4.0'ın makineler arası iletişim (M2M) başta olmak üzere iş süreçlerini entegre olarak ele alan bir sistem anlamına geldiğini ifade eden Kibar, "Dünyada Endüstri 4.0'da çok önemli bir dönüşüm var. Biz bunun gerisinde kalırsak çok fazla geride kalırız. Bu trendleri kaçırmamamız lazım. Gerek üniversitelerde gerekse diğer kuruluşlarda bunun alt yapısını süratle kurmamız lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Kibar, Güney Kore'nin ticari partnerleri olduğunu anımsatarak, otomotivde fevkalade bir yatırım yaptıklarını anlattı. Kibar şunları kaydetti:

"Bir aracın artık gövdesini makineler yapabiliyor. O nedenle iş dünyası olarak bizim Ankara'dan en önemli beklentimiz; bize eğitimli gençler yollayın. Ancak gelişen teknolojiye hakim insan gücüyle dünya ile rekabet edebiliriz. Çünkü zaten burada bulunan tüm iş dünyası paydaşları olarak biz hepimiz elimizden geleni yapıyoruz. Bize insan kaynağı lazım."
Biyoteknolojinin savunma sanayisinde kullanımının artacağını belirten Kibar, bu alana büyük önem verilmesi gerektiğini söyledi.

- "Bizde bir öz güven sorunu olduğunu kabullenmeliyiz"

Vestel Şirketler Grubu İcra Kurulu Başkanı Turan Erdoğan, ihracatta başarı için öz güven gerektiğini belirterek, "Öncelikle bizde bir öz güven sorunu olduğunu kabullenmeliyiz. Bizler ilk fuara gittiğimiz zaman etrafa baktık yüzlerce farklı televizyon var. Niye insanlar bizden alsın diye düşünmüştük. Sonra yavaş yavaş inanın çığ gibi büyüyorsunuz. İnsan kalitemiz çok iyi. Biraz evvel sayın Temel Kotil dedi ki 'Bunu bir yaşam biçimi haline getirmeliyiz.' Yüzde 100 katılıyorum. Türkiye olarak da şöyle bir şansımız var. Sadece coğrafi olarak değil, kültürel olarak da Doğu ve Batı arasında bir köprüyüz." diye konuştu.

Kendisinin Vestel'de yönetici olduğu ilk yıllarda 1989'daki IFA Berlin Tüketici Elektroniği Fuarı'nda iki elemanla 100 metrekarelik bir stant açtıklarını anlatan Erdoğan, bu sene aynı fuarda 4 bin metrekare stant açtıklarını, fuara 500'ün üzerinde personelle katılır noktaya geldiklerini söyledi.

- "Kültürel birikimi ve entellektüel zekası yüksek bir insanımız var"

Vestel'in 155 ülkeye ihracat yaptığını hatırlatan Erdoğan, 2,5 milyar dolarlık ihracata ulaştıklarını ifade ederek, şunları söyledi: "Şunu fark ettim ki bizim insanımız en doğuya gittiği zaman Japonlarla yer sofrasında yemek yer, en entellektüel insanlarla da yaşamlarınızı bölüşebilirsiniz. Daha yeni aldığım çocuğu ben 6 ay sonra en önemli müşterilerimize yoluyorum, 'Git eğer seni akşam yemeğe davet ettilerse ve keyifli bir akşam yemeği yedinizse tamam. Yoksa o işi unut.' diyorum. Hakikaten kültürel birikimi ve entellektüel zekası yüksek bir insanımız var." ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Vestel'in bin 600 Ar-Ge personeli istihdam ettiğini belirterek, üretim süreçlerinde en azından bir şeyleri bir tık daha önde tasarlamak gerektiğini söyledi.

- "Bütün yatırımları akıllı sistemleri artık bizim genç arkadaşlarımız yapıyor"

Vestel'in Endüstri 4.0 konusunda Türkiye'nin önünde iyi bir örnek olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz Endüstri 4.0'da Sanayi Bakanlığı'nın son ziyaretinden sonra şöyle bir karar verdik. Yüzde 30-40'lara geldik ama Türkiye'nin oldukça ilerisindeyiz diye düşünüyorum. Ayrı bir şirket kurup gerekirse danışmanlık yapacağız. Bizdeki arkadaşlar o kadar heyecanlı ki fabrikaya her gidişimizde sıraya giriyorlar, herkes yeni Endüstri 4.0 uygulamasından söz ediyor. Artık yazılımlarını da kendileri yapıyorlar. Sadece donanımları alıyoruz, bütün o siparişten sevkiyata kadar olan o fazdaki bütün yatırımları akıllı sistemleri artık bizim genç arkadaşlarımız yapıyor."

- "Çatı arasındaki patentleri alıp patent mafyasına veriyorlar"

Vestel'in televizyon ve buzdolabında yüzde 60 yerliliği yakaladığını anlatan Erdoğan, bu oranın global dünyada normal olduğunu söyledi.

Domateste kullanılan tohum, mazot ve ilacın da yerli olmadığını aktaran Erdoğan, ihracatın temel şartının özgünlük olduğunu vurguladı.

Erdoğan, dünyada patent savaşları yaşandığını anlatarak bir de örnek verdi. Erdoğan şöyle konuştu:

"Biz bir ara Türkiye'deki aynı sektördeki diğer şirketlerle beraber Avrupa'daki televizyonların yüzde 60'ını üretir hale gelmiştik. Tabii hemen anti-damping davaları açıldı. Biraz daha ayağımız yere bastıkça bunları aştık. Patent mafyası var. Çatı arasındaki patentleri alıp patent mafyasına veriyorlar.

Cep telefonu işine girdik, orada da her gün mesaj geliyodu, 'Şurada patentimi kırıyorsun, burada patentimi kırıyorsun...' Peki ben nasıl yapacağım cep telefonunu? Dolayısıyla burada da bu patent konusunda Batı dünyasının dürüst olmadığını söyleyebiliriz. Her bulduklarını üretecek gücü olmayınca patentlerden para kazanalım tutumu içerisine girmişler. Düne kadar üretim ve insanların daha uygun fiyata satın alma hakları çok ulviydi. Artık maalesef böyle değil."

Yorumlar