Zonguldak 19. Kömür Kongresi: Soma’daki facia öngörülebilir bir kömür yangınıydı

Manisa’nın Soma ilçesinde yanan ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciası Zonguldak’ta yapılan 19. Kömür Kongresi'nde ele alındı. Kongrenin sonuç bildirgesinde, Soma’daki kazanın öngörülebilir bir kömür yangını olduğuna...

Google Haberlere Abone ol
Zonguldak 19. Kömür Kongresi: Soma’daki facia öngörülebilir bir kömür yangınıydı

Manisa’nın Soma ilçesinde yanan ve 301 kişinin hayatını kaybettiği maden faciası Zonguldak’ta yapılan 19. Kömür Kongresi'nde ele alındı. Kongrenin sonuç bildirgesinde, Soma’daki kazanın öngörülebilir bir kömür yangını olduğuna değinilerek, “Bütün kömür ocaklarında karşılaşılabilecek bu olay öngörülebilir, önlenebilir ve kontrol edilebilir bir durumdur. Kömürün kendiliğinden yanmasını başlangıç aşamasında tespit ederek, tehlikeyi bertaraf etmek bütün kömür ocaklarında bilinen ve uygulanan bir yöntemdir.” ifadeleri kullanıldı. Kongre’de ayrıca bundan sonra yaşanabilecek maden facialarına ilişkin önlemler ele alındı.

Türkiye Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şubesi tarafından Türkiye 19. Kömür Kongresi, Zonguldak’ta yapıldı. 395 delegenin katılımıyla gerçekleştirilen kongrede, Soma’da yaşanan maden faciasına neden olan etkenler tartışıldı. Zonguldak Maden Mühendisleri Odası Başkanı Erdoğan Kaymak tarafından kongrenin sonuç bildirgesi sunuldu. Kaymak, yakın tarihte gerçekleşen 19 olayda toplam 655 madencinin yaşamını yitirdiğine değindi. Soma’da yaşanan faciasını özellikleri itibariyle bir katliam ve iş cinayeti olarak değerlendirdiklerini belirten Kaymak, “Soma Faciasını bir sistem sorunu olarak görüyoruz. Bu sistemin omurgasını oluşturan daha fazla kârı sürdürülebilir kılmak için tüm taşlar döşenmiş, çiviler çakılmıştır.” ifadelerini kullandı.

Soma`da yaşanan olayın, teknik olarak bir kömür yangını olduğuna değinen Erdoğan Kaymak, “Bütün kömür ocaklarında karşılaşılabilecek bu olay öngörülebilir, önlenebilir ve kontrol edilebilir bir durumdur. Kömürün kendiliğinden yanmasını başlangıç aşamasında tespit ederek, tehlikeyi bertaraf etmek bütün kömür ocaklarında bilinen ve uygulanan bir yöntemdir. Kendiliğinden yanma ya da diğer yangın ve gazlarla mücadele konusu proje aşamasında başlar ve ocak bu parametreler dikkate alınarak tasarlanır. Bu parametreler her maden sahası için farklılıklar gösterir. Proje, bu verilerin doğru değerlendirilmesine bağlı olarak üretim ve güvenlik ile birlikte değerlendirilir ve her zaman güvenlik belirleyici etken olur. Yani güvenlik öngörülemiyor ve projelendirilemiyorsa üretim de projelendirilemez.” dedi.

"SOMA’DAKİ MADEN BİLİMSEL VERİLERE UYGUN DEĞİL"

Kongrede ele alınan konulardan ortaya çıkan sonuç bildirgesi konusunda da değerlendirmelerde bulunan Kaymak, Soma’daki ocağın projesi, tasarımı, üretim planlaması ve havalandırma sistemlerinin bilimsel verilere uygun olarak düzenlenmediğine dikkat çekti. Kullanılan ekipmanların da uygun niteliklerde seçilmediğine değinen Kaymak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`na bağlı Maden İşleri Genel Müdürlüğü ile Türkiye Kömür İşletmeleri ve Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından gerektiği gibi denetlenmediğini belirtti.

Olayın başladığı andan itibaren Acil Durum Yönetimi ve Kriz Yönetimi'nin tam bir karmaşa ve panik ortamında bilinçsizce sürdürdüğünü kaydeden Kaymak, TTK tahlisiye ekibinin koordinasyonu üstlenmesiyle bu durumun sevk ve idaresinin normalleşmeye başladığına değindi. Ayrıca, gerekli eğitim ve donanıma sahip olmayan AFAD, itfaiye ve gönüllü derneklere bağlı kurtarma elemanları ocaklara kontrolsüz olarak girmiş, bir kısmı yeraltında kullanılması yasak olan ekipmanlar kullanarak ilave riskler oluşturulduğuna değindi.

"MASKELERİN BAKIMLARI ZAMANINDA YAPILMALI"

CO maskeleri mevzuata uygun olmakla birlikte, düzenli bakımlarının yapılması, kullanım ömrünü dolduranların değiştirilmesi, çalışanlara teorik ve pratik eğitimlerinin verilmesi halinde işe yarayabileceğine işaret eden Kaymak şöyle devam etti: “Bu maskelerin işe yarayabilmesi için çalışanların kullanım süresi içinde güvenli bölgelere ulaşabilecek kaçış yollarını bilerek yönelmeleri ve yetkililer tarafından yönlendirilmeleri yaşamsal öneme sahiptir. Ayrıca, yeraltı ocak atmosferi CO maskeleri kullanımını etkisiz kılabileceğinden, oksijenli ferdi kurtarıcıların bulunmaması da facianın boyutunu büyüten bir etken olarak değerlendirilebilir.”

"HAVZA MADENCİLİĞİ UYGULAMASI GETİRİLMELİ"

Bundan sonra meydana gelebilecek maden kazalarının önüne geçilebilmesi için de kongrenin önerileri olduğuna değinen Kaymak, her ne ad altında olursa olsun taşeron, rödevans, hizmet alımı işlemleri ve özelleştirmeler derhal durdurulması gerektiğini söyledi. Kaymak, Zonguldak ve Soma örneğinde olduğu gibi büyük bir havza geneline yayılmış kömür damarlarının işletilmesinde teknik açıdan 'Havza Madenciliği' uygulanması gerektiğinin altını çizdi. “Dolayısıyla, kömür havzaları bir bütün olarak değerlendirilmeli, havalandırma, nakliyat, işçi sağlığı ve iş güvenliği yatırımları havza bütünü ele alınarak projelendirilmelidir.” diyen Kaymak, özelleştirme ve taşeronlaştırmanın ön plana çıktığı günümüz kömür madenciliğinde, Zonguldak ve Soma örneğinde olduğu gibi, büyük kömür havzaları 5-10 yıllık ticari ömrü olan küçük sahalara bölünerek, özelleştirildiğini ifade etti.

Madencilik faaliyeti yürüten kamu kurumlarında yaşanan teknik eleman ve işçi açığının en kısa zamanda giderilmesi gerektiğini kaydeden Kaymak, bu kurumların yönetim kadrolarında yer alan politik kadroların görevden alınarak yerlerine işin gereklerine uygun uzman kişiler atanması gerektiğine dikkat çekti.

Tüm kömür sahalarında, kömürün kendiliğinden tutuşabilmeye yatkınlığı saptanarak, ülke kömür sahalarının bu özelliklerini yansıtan bir harita çıkarılmasının önemini belirten Kaymak, kömür damarı ve çevresinin metan gazı içerikleri belirlenmesi ve metan içeriklerini gösteren haritalar elde edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

CİHAN

Yorumlar