Zirve Davası’nda iddia makamına suçlamalar yönelttiler

Malatya’daki Zirve Yayınevi davası 93. duruşmasında bazı sanıklar ve avukatları, iktidara yakın gazetelerde yer alan haberleri dile getirerek iddia makamını suçladı.

Malatya’daki Zirve Yayınevi’nde Alman uyruklu Tilman Geske ile Uğur Yüksel ve Necati Aydın’ın öldürülmesine ilişkin davanın 93’üncü duruşması yapıldı. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından dava Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden alınan dosya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeni bir mahkeme heyeti karşısında görüldü. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından diğer darbe davalarında olduğu gibi bu davanın da seyri değişti. Daha önce dillendirilen ‘cinayetler 5 gencin işi’ minvalindeki algı operasyonu söylemlerine, hükümet üyelerinin söylemleri, iktidara yakın medyanın yayınlarıyla ‘orduya kumpas’ söylemleri de eklendi.

24 Şubat’ta görülen 92. duruşmanın ardından verilen ara kararlarla dava kapsamında tutuklu yargılanan asli fail 5 genç 5 yıla indirilen azama tutukluluk süresi aşıldığı için Mart ayında, emekli Orgeneral Hurşit Tolon ise 10 Haziran'da serbest kalmıştı. Duruşmaya öldürülen Tilman Geske’nin eşi Susanna Geske ve oğlu Lucas Geske, Uğur Yüksel’in annesi Hatice Yüksel, tutuksuz sanıklar emekli orgeneral Ahmet Hurşit Tolon, Mehmet Ülger, Ruhi Abat, Haydar Yeşil, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Mehmet Çolak, Levent Ercan Gelegen, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Adil Akçay, Adem Gedik, Hüseyin Yelki ve avukatlar katıldı.

Adana F Tipi Cezaevi tutuklu sanık Varol Bülent Aral ile tutuksuz sanık Hamit Çeker Elbistan Emniyet Müdürlüğü’nden görüntülü konferans yöntemiyle katıldı. Duruşmayı İşçi Partililer ile Balyoz darbe planı davasında Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi'nden 19 Haziran'da tahliye edilen emekli Kurmay Albay Ahmet Küçükşahin de izledi.

Duruşma öncesi dava kapsamında daha önce tahliye olan cinayetlerin asli failli gençler polis nezaretinde adliyeye getirilirken maktül Uğur Yüksel’in annesi sanıklara tepki gösterdi. Dava öncesi duruşma salonu önünde de kısa süreli arbede yaşandı. Duruşma salonunda oturmak için yer kalmayınca görevliler izleyicilerin bir kısmını içerde yer olmadığı için salona almadı. Buna tepki gösteren bazı sanık yakınları görevlilerle tartıştı. Daha sonra salona bekleme odasındaki oturak getirilerek soruna çözüm bulundu.

Sanık avukatları duruşmanın ilk bölümünde mütalaaya ilişkin savunma yaptı. Tolon’un avukatı İlkay Sezer, mahkemeye, davaya ilişkin taleplerini içeren 11 sayfalık dilekçe sundu. Yargılamada usul hataları yapıldığını öne süren Sezer, mütalaanın da iade edilmesini talep etti.

Söz alan Ahmet Hurşit Tolon da bağımsız yargıya güvenini yitirdiğini bir kez daha yinelediğini belirtti. Zirve cinayetleri ve cinayetleri işleyen gençlerle hiçbir bağının olmadığını savunan Tolon, “Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde çalışmaya başlarken şehit olabileceğimi ve esir düşebileceğimi göze almıştım ancak hukuk suikastına kurban gideceğimi tahmin etmemiştim. Adalet geç de olsa tecelli etti ben de hürriyete kavuştum. Başbakan’ın danışmanının da belirttiği gibi TSK’ya kurulan kumpas sonucu Zirve katakullisi ile mağdur edildim.” dedi.

YALAN HABERLER DAVA KONUSU EDİLDİ

Sanık avukatları Hanefi Avcı, Zeki Üçok, Adil Serdar Saçan gibi Ergenekon davasında sanık olarak yargılanan kişilerin hükümete yakın medya mensuplarının Hizmet Hareketi’ni karalamak için verdiği demeçleri de kullandı. Hanefi Avcı, Zeki Üçok ve Adil Serdar Saçan ile birlikte Levent Ersöz, Hasan Iğsız gibi isimlerin mahkeme de tanık olarak dinlenmesi talep edildi. Sanık Avukatı Saim Tuğrul iddia makamına yönelik “Ben savcı olsam o koltukta daha oturmazdım. Başbakan her konuşmasında paralel devletten bahsediyor. Emniyet ve yargı ile kumpas kuruldu.” iddialarında bulundu.

MAĞDUR AVUKATLARI YARGILAMANIN TEFRİK EDİLMESİNİ İSTEDİ

Müdahil avukatlarından Murat Dinçer de davanın önceki duruşmalarında da dile getirdikleri gibi olayın asli faili 5 gencin dosyasının tefrik(ayrı yargılama) edilerek yargılanmasını talep ettiklerini belirtti. Davanın uzamasının muhtemel olduğuna işaret eden Dinçer, "Davanın asli sanığı elini kolunu sallayarak dışarıda dolaşıyor. Bununla birlikte denetimli serbestlik kanunu da ihlal edildiği belirtiliyor. Elektronik kelepçe kullanılan sanıkların evlerinden dışarı çıktıkları gözleniyor. Ortada hukuken vahim bir durum var. Dosyalar ayrılarak yargılamayı talep ediyoruz. Böylece o dava sonuçlanır bu davaya da devam edilir." diye konuştu.

CİHAN