'Yolsuzlukların üzeri kapatılırsa, toplum çürür'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yolsuzların üzerinin kapatılması durumunda toplumu çürüteceğine dikkat çekti.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yolsuzların üzerinin kapatılması
durumunda toplumu çürüteceğine dikkat çekti. Gül, "Meclis
Başkanı'nın söylediği çok önemlidir. Soruşturma safası gizlidir.
Çünkü, savcı hakim değil. Bunlara hepimizin dikkat etmesi gerekir.
Yolsuzlukların üstü kapanırsa toplumu çürütür. Üstüne gitmek
gerekir." dedi.
Toplumu tatmin edecek şekilde yolsuzların üzerine gidilmesini
isteyen Cumhurbaşkanı Gül, "Mevcut kanunlarımızı, kurallarımızı
yolsuzluklara yine mahal vermeyecek şekilde tekrar gözden geçirip
tedbirler getirmek lazım. Bazen o kadar inisiyatifler oluyor ki, o
inisiyatifleri yanlış kullananlar oluyor." ifadelerini
kullandı.
Hiçbir şeyin üzerinin örtülemeyeceğini vurgulayan Gül, "Türkiye
yeteri açıktır, herkes her şeye açık. Bugün olmazsa yarın saklanan
bir şey varsa savcıların bunu kuralları çerçevesinde ortaya
çıkarmalıdır. Kuralları çerçevesinde ortaya çıkarmazsa akim kalır."
açıklamasında bulundu.
Habertürk TV'de canlı yayınına katılan Cumhurbaşkanı Gül,
gazeteciler Fehmi Koru ve Ruşen Çakır'ın sorularını
cevaplandırdı.
Haziran ayındaki olaylarla bugünkü son olaylar arasında bir
paralellik görmediğini belirten Gül, “Doğrusu bunları birbirinden
ayrı meseleler olarak görüyorum.” dedi. Devlet içinde devlete
müsaade edilemeyeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı, bu konudaki
iddiaların da hukuk içinde değerlendirilmesi gerektiğine vurgu
yaptı.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yaptığı açıklamayı da
eleştiren Gül, kendisine müdahale edildiği gerekçesiyle basın
açıklaması dağıtan savcının hareketini de doğru bulmadığını dile
getirdi. Genel af tartışmaları konusunda net konuşan Gül şöyle
dedi: "Af kelimesi tehlikeli bir kelime. Bunlar bir kez ağza alınır
bunun nereye gideceği belli olmaz. Bildiğim kadarıyla hükümet
tarafından böyle bir çalışma görmedim."
Gül, HSYK'nın yapısıyla ilgili gerçekleştirilmek istenilen
değişikliğe de mesafeli yaklaştı. Cumhurbaşkanı, "Değişiklik
ihtiyacı ile ilgili düzenlemeden haberim yok. Yapılmış olan şey,
yapılan işbirliği içinde yapılmıştır. AB kriterlerine uygun şekilde
gerçekleşmişti. Temel kriterleri bozmamak kaydıyla, 'düzenleme
yapılamaz' diyemem." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığı
seçimlerinde yeniden aday olup olmayacağı noktasında ise herhangi
bir işaret vermedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamasından satır başları
şöyle:
"DEVLET İÇİNDE AYRI DEVLET OLAMAZ"
Paralel devlet iddialarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Gül şunları
söyledi: "Bir devlet içerisinde ayrı bir devlet olamaz, ayrı
yapılanmalar asla olamaz. Devletin kurumlarında şartlara uygun her
vatandaş çalışabilir. Ama onlar kanunlara kurumlara riayet edecek,
hiyerarşiye dikkat edecek. Bu hiyerarşi çerçevesinde, kanunlar
çerçevesinde emirler alabilirler. Bunun dışında emir alma asla söz
konusu olamaz. Böyle iddialara varsa bunlar araştırılır ortaya
çıkartılır. STK'lar olacaktır. Değişik fikirler, partiler var.
Ekonomik konularda şeffaflık ne kadar önemliyse bu tip konularda da
şeffaflık önemlidir. Kimseyi başından suçlayamazsınız. Bu tip
iddialar ciddiyse bunlar araştırılır ve gereği yapılır. Buna
kesinlikle müsaade edilmez. Hele hakimler, yargı içerisinde böyle
bir şey varsa asla tahammül edilemez."
"HÜKÜMETİN KARŞISINA MUHALEFETİ KOYARIM"
Cumhurbaşkanı Gül, yaşananların hükümet-cemaat kavgası olarak
nitelendirildiğinin belirtilmesi üzerine şunları kaydetti:
"Hükümetin karşısına ancak muhalefeti koyarım; Hükümetin karşısına
başka bir grubu koymam. Böyle bir denge kurmam. Sivil toplum
örgütlerinin çeşitli güçleri olabilir, sınırlarını aşan, devletin
çalışma sistemini tanımayıp herhangi bir faaliyet olursa, hükümetin
görevi bunları ortaya çıkarmaktır. Bütün bunlar hukuk düzeni
içerisinde olur. Yanlış varsa, mücadele yolu hukukla olur. İddialar
hukuk yoluyla ispatlanır."
"YASAMA, YÜRÜTME VE YARGI AHENK İÇİNDE OLMALI"
Gül, cezaevindeki milletvekillerinin tahliyesini de değerlendirdi.
"Türkiye'de yasama yürütme ve yargının bir ahenk içinde olması
gerekiyor. Hepsi kendi saygınlığını birinci derecede koruması
gerekir." diyen Gül şöyle devam etti: "Yasama ile yürütme
seçimlerde bir noktada hesap verebilirlik seçimlerdir. Bunlar
işlerini yapmazlarsa değiştirilebilirler. Bu anlamda yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığı çok daha önemlidir. Yargı kendi
tarafsızlığına halel düşürmeyecek şekilde hareket etmeleri gerekir.
Anayasa Mahkemesi'nin son kararlarını son derece memnuniyet verici
olarak görüyorum. Geçenlerde açıkladım. En memnun olduğum şey
bunların oy birliği ile alınmasıdır. Bir zamanlar herkesin farklı
siyasi görüşüne göre karar aldıkları dönemleri hatırlarsanız.
Üyelerin böyle bir kararı almış olmaları evrensel hukuki göz önüne
alındığı gösterir. Bugünkü ve önceki kararları memnuniyetle
karşılıyor."
Cumhurbaşkanı, HSYK'nın, Adli Kolluk Yönetmeliği'nin Anayasa'ya
aykırı olduğu yönündeki açıklamasını da eleştirdi. Gül, "HSYK bir
mahkeme değil. Bu anlamda onların açıklamalarını doğru bulmadım.
Çünkü yüksek mahkeme karar verecek. Mahkemenin kararını
gölgelememek lazım." dedi.
"KRİZ DÖNEMLERİNDE ÜZERİME DÜŞENİ YAPIYORUM"
Gül, kriz döneminde üzerine düşeni yapmadığı yönündeki eleştirilere
ise "Sıcak konular ortaya çıktığında şüphesiz ki üstüme düşeni
bütün gücümle yapıyorum. Bunun önce bilinmesini isterim. Benim
çalışmalarım aleni, açık, hepsi böyle değil ki..." cevabını verdi.
"Türkiye'de 'Başkanlık sistemi yok. Benden daha fazlasını
bekleyenler, belki farklı bir sistemi tercih edebilirler. Başkanlık
sistemi tercih edebilirlerdi" diye de ekledi.
"TIR'LA TÜRKMENLERE YARDIM GÖTÜRÜLDÜĞÜ SÖYLENDİ"
Hatay'da durdurulan ve içerisinde MİT görevlisinin çıktığı ve
savcının talimatına rağmen arama yapılmasına izin verilmeyen TIR'la
ilgili ise "Bu TIR meselesinin Suriye'deki Türkmenlere yardım
götürdüğünü söylediler. Bu çerçevede bakmak gerekir. Yeri
geldiğinde çeşitli güvenlik sebeplerinden dolayı sır çerçevesi
içine giren faaliyetler olabilir. Ama bunlar da kanunlar
çerçevesinde olabilir. Ben de ne olduğunu sordum, bu şekilde
söylediler." dedi.
"YOLSUZLUK İDDİALARININ ÜZERİNE SONUNA KADAR GİDİLMELİ"
Gül, yolsuzluk iddialarıyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı:
"Yolsuzlukla mücadele konusunda eskiye göre şeffaflık getirildi,
açıklık getirildi. Kanunlar düzenlendi. Çeşitli kurumlar
oluşturuldu. Bunların yeterli olmadığı kanaatindeyim. Sayıştay'ın
önemi her zaman ortaya çıkıyor. Bunu ben Sayıştay kanunu
çıkarılması konusunda çağrılarım, telkinlerim oldu. Yolsuzlukla her
hangi bir iddia söz konusu olursa bunların sonuna kadar üzerine
gidilmesi gerekir, ne gerekiyorsa yapılması gerekir. Kamu vicdanı
tatmin edecek şekilde üstüne gidilmesi, sürecin işletilmesi ve
neticede mahkemelerin buna karar vermesi gerekiyor. Bu konuların
sağlam bir şekilde bu tip iddiaların yapılırken hukuk
prosedürlerini, kendi prosedürlerini aksatmayacak şekilde eğer
burada bunlar başka bir motivasyonla yapıldığı intibai çıkarsa o
zaman yolsuzluğun üzerine gitmek zayıflatılır. Meşruluk gider. Bir
taraftan bu iddialar var. Savcının açıklama yapması, bildiri
yapması doğru şeyler değil. Sonuna kadar bunun üzerine gidilmesi
gerekir."
"YOLSUZLARIN ÜZERİ KAPATILIRSA TOPLUM ÇÜRÜR"
Yolsuzlukların üzerinin kapatılması durumunda toplumda çürümeye
sebep olacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Gül; "Hiçbir şeyin üzeri
örtülemez. Ama mahkemelerin savcıların görevi bunu kuralların
çerçevesinde ortaya çıkarmaktır. Yanlışı olmayan korkmaması
gerekir. Büyük yatırımcılar var; eğer kurallarına uygun olmayan bir
suç atılırsa birden bire herkesin itibarını yok edebilirsiniz.
Meclis Başkanı'nın söylediği çok önemlidir. Soruşturma safası
gizlidir. Çünkü savcı hakim değil. Bunlara hepimizin dikkat etmesi
gerekir. Yolsuzlukların üstü kapanırsa toplumu çürütür. Üstüne
gitmek gerekir. Hepimizin birinci önceliği ekonominin iyi
olmasıdır. Ekonomik istikrar her şeyin başında gelir. Sermayenin
dolaşımı serbest. Bir işadamı parasını istediği yere götürebilir.
Ekonomide bir kötüye gidiş olursa biz kendi gemimimizi delmeye
başlamış oluruz. Eğer bir ülkede güven zedelenirse şu ülkeye
yapılacak en büyük zarar olur." diye konuştu.
Genelkurmay Başkanlığı'nın Ergenekon ve Balyoz gibi davalarda
yeniden yargılama taleplerini değerlendirirken "Bu konuda da çok
büyük serzenişler var ki yanlışlar yapıldı diye. Bazısında temyiz
safhası bitti, bazısında temiz safhası devam ediyor. Eğer bir
toplumda şöyle bir algı oluşursa, kurunun yanında yaşta yandı
şeklinde. Bu algı ciddi boyutlarda olursa hukuki çalışmalar
yapılabilir." ifadelerini kullandı.
Orduya kumpas kurulduğu iddialarıyla ilgili de "Ben Cumhurbaşkanı
olarak öyle bir söz söyleyemem. Eğer böyle bir algı çok yoğun
şekilde ortaya çıkarsa, bir kişi için bile böyle bir şey olursa
bunun üzerine ciddi şekilde gidilir. Hukuki çalışmalar yapılabilir.
Nihayetinde bu parlamentonun bileceği bir iştir. Muhakkak yanlış
yapıldı diye de bir kanaat veremezsiniz. Bunun yüksek yargı, temyiz
safhası da bitmiş. Şimdi bireysel başvuru safhası var." dedi.
CİHAN
Yorumlar