Yeşil: Bugün yaşanan sancı ve sıkıntılar, derin hoşgörü ile aşılacak

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, bugün yaşanan sancı ve sıkıntıların, derin hoşgörü ile aşılacağını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
Yeşil: Bugün yaşanan sancı ve sıkıntılar, derin hoşgörü ile aşılacak

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, bugün yaşanan sancı ve sıkıntıların, derin hoşgörü ile aşılacağını söyledi.

Gaziantep’te Kaynak Yayın Grubu’nun düzenlediği Kültür Günleri programında konuşan Yeşil, bir dönem Hizmet’in çok elitist bir yapı ile çalıştığına yönelik ifadelere atfen, “Bir dönem birileri şunu ifade ettiler. Hizmet çok elitist yapı ile çalışıyor. Zengin çocuklarına okullar ve kolejler açıyor. Ve sadece zengin çocuklarını toplumun belli bir kesiminin çocuklarını ele alıyor ve onları yetiştiriyor. Heyhat, halbuki bu hareket bu ülkenin orta sınıfının gönül verdiği bir harekettir. Hizmetlere sahip çıkıldığı o ilk günlerden bugüne kadar, inanın içtimai hayatın içerisinde her kesimin hizmet etmek için elinde avucunda veya sahip olduğu imkanları neyi varsa, seferber ettiğini görmüşsünüzdür. Dolayısıyla hizmet sadece şu tabakanın, bu kesimin, bu anlayışın veya bu seviye insanlarının sahip çıktığı veya onlara ait olan hizmettir anlayışını söylemek ve seslendirmek mümkün değil. Bu ülkede kolejlerin eğitime katacağı önemli katkılar vardır. Sizler onları inşa ettiniz ve eğitime kazandırdınız. Ancak eğitim sadece bunlarla sınırlı kalmadı. Açtığınız, omuz verdiğiniz dershaneler aslında, bu milletin bütün farklı tabakalarındaki insanları üniversiteye yürümelerini sağlayan çok önemli ara kuruluşlardır. Zira özel okullara gidemeyen, imkanı olmayan, fırsat bulamayan kişilerin belki bazen cüzi ücretle, hatta bazen de bir çoğunuzun ücretini sizin karşılayarak veya kurum indirimi yaparak, onun üniversiteye girmesi adına can siperane çalışarak yüzlerce, binlerce eğitim seviyesi belki o imtihanlara girmeye yetmeyecek düzeyde olan çocukların üniversitelere girmelerini sağlayan dershanelerle bu ara boşluğu kapatmaya çalıştınız.” şeklinde konuştu.

“RANT KURUMU OLMADILAR”

Bu kurumların hiçbir zaman rant kurumu olmadığının altını çizen Yeşil, “Bunları yaparken sizler, ben onlardan bir para beklediğinizi, bir gelir hesapladığını hiç tahmin etmiyorum. Eğer onlar para kazandılarsa ya öğrenciye burs olarak dönmüştür veya yeni açılacak bir şube, yeni yapılacak bir yatırım olarak dönmüştür. Bunlarla da yetinmediniz. Buna rağmen varoşlarda imkanı olmayan, fırsatı olmayan, hatta açtığınız kursa bile gelecek gidecek dolmuş parasını bulamayan çocuklara imkanlar lütfettiniz. Onların ücretsiz kurs almalarını sağladınız. Kalacakları yerler tesis ettiniz. Onların bir başka klik ve zihniyetle, başkalarının aleti ve oyuncağı olmadan sadece bu milletin geleceğini omuzlayacak, bu milleti ve insanımızı sevecek, insanımız ve insanlık için her türlü sıkıntıya göğüs gerecek fertler olması adına bütün bunları yaptınız.” değerlendirmesinde bulundu.


Bir gün gazetecilerle otururken birisinin finansal açıdan bir sıkıntıyı gündeme getirdiğini anımsatan Yeşil, şunları aktardı: “Hizmetin finansal yönü biraz şeffaf değil deniyor ne diyorsunuz?' dedi. O zaman şu bilgiyi paylaşmıştık. Hizmet eğer finansal kaynakları itibariyle kapalı olsaydı veya kaynakları itibariyle omuz verenler tarafından paralarının nereye gittiği, nasıl gittiği bilinmeseydi, zannediyorum senin aklına bile gelen bu paralar ne oluyor ki sorusunu onu verenlerin sizden daha çok sorduğunu unutmayın. Ancak hizmetin içerisinde ona gönül veren insanlar, kendi kaynaklarını o projelere seferber ederken, çok defalar o finansın o projelere gidecek parayı hem kendi harcıyor hem de kendi fiil içerisinde mani heyetleriyle katılarak veya güvendiği insanlar üzerinden onun takibini yapıyor. Siz o hizmete gönül veren insanların tereddüt ve kaygı duymadıkları bu finansal tereddüdü seslendirerek, o insanların akıllarıyla, duruşlarıyla acaba onları hafife almıyor musunuz? Onların sözüm ona fark edemediklerini siz mi fark ettiniz? Onların güvenleri adına yakalayamadıkları veya işi adına fark edemediklerini siz mi tespit ettiniz. Heyhat! Bu hizmetlerin bu güne kadar artarak devam eden destekle, omuz veren insanların artarak devamıyla ortada tescillenmiş en hayati, en önemli bir vasfı varsa o da güvendir ve bu güvenin fevkalade aleni ve açık olarak herkesin kalbinde ve ruhunda hissediliyor olmasıdır.”

Bu topraklarda bazen etnik sebeplerden, bazen inanç üzerinden, bazen mezhep üzerinden bazen kültürel farklılıklar üzerinden çok ciddi çatışmalar, kavgalar yaşandığını ve hala sürdüğünü hatırlatan Yeşil, “İhtilafın çözümünün, iftirakın çözümünün elbette ki mutlaka bir çaresi, yapılacak işleri vardır. Demek ki uzlaşmak için, problemleri çözmek için, ihtilafları vifaka çevirmek için bir emek ve bir gayretiniz yoksa, onun için bir tahammülünüz, bir sabrınız yoksa onun adına katlanmaya kararlı bir iradeniz yoksa, sizin bağınızdan, bahçenizden, sokağınızdan, caddenizden kan seylapları, adavet ve befret dalgaları eksik olmayacaktır. İşte hizmet ve sizin gönül verdiğiniz bu gönüllüler topluluğu herkesi kendi konumunda kabul etme, insan olmak ortak paydasında buluşma farklılıklarımızı zenginlik görme düşüncesiyle Mevlana’nın dediği 'Gelin, ne olursanız olun gelin' sözüne belki biz gelelim, kapılarınızı biz çalalım, sofralarınıza biz iştirak edelim sonra sofralarımıza biz davet edelim, anlayışıyla bu gayretini sadece Türkiye içinde de sınırlandırmadı. Uluslararası bütün arenada bu gayreti ve bu emeği ortaya koydu.Bugün Türkiye’nin içerisinde ve dışarısında bu ittifakı sağlamak üzere zenginliklerin farklılıklardan kaynaklandığını ifade etmek üzere, belli uzlaşı platformları kurmak üzere, faaliyet gösteren yüzlerce derneğin ve vakfın faaliyet gösterdiğini hepiniz biliyorsunuz. Yurt dışında kendi milletimizin kendi değerleriyle tanışıklık kurmak üzere faaliyet gösteriyor ama ülkemize gelince ülkemizdeki farklılıklar üzerinde çalışmalar yapıyor.” diye konuştu.

“SİZLER İFTİRAKA KARŞI ORTAK NOKTA ARAYIŞINDA OLDUNUZ”

Salondakilere seslenen Yeşil, “İşte sizler iftiraka karşı bu toplumda parçalanmaya karşı hep bir başkası, bir başka düşünce ve rengi temsil edenlerle birlikte ortak nokta arayış ve gayreti içinde oldunuz.Bu ülkenin Kürt sorunu üzerine çalışmalar yaptınız. Akademik çalışmaların yanında onunla yetinmediniz. Ben biliyorum ki, bizim hizmetimize omuz veren, destek veren Kürt kardeşlerimizden binlerce, on binlerce belki insan var. Bu sorunun onları rahatsız ettiği kadar bizleri de rahatsız ettiği anlayışı içersinde bu ülkede onların dertleriyle ilgilenmek mecburiyetinde hissettik kendimizi. Çünkü unutmamak lazım ki, mesele insan olmak, hele hele mümin olmak ve hele hele bu ülkede ortak tarihi paylaşmak, ortak geleceği paylaşmak durumunda kalan insanların bir diğerini derdine, sancısına, ızdırabına sessiz kalması söz konusu değildir.” dedi. Yeşil konuşmasına şöyle devam etti: “Bugün belli sancılar, sıkıntılar yaşıyoruz. Ancak o derin sancılar, ve sıkıntılar yine derin hoşgörü ile aşılacak. Engin sabırla aşılacak. Yine sinelerdeki herkesi kucaklayan engin duruşla aşılacak. Yine kimseyi öteki kılmadan ve kimseye nefret dili kullanmadan, kimseye öfke dili kullanmadan, kimseyi yaralayan bir dil kullanmadan aşılacak. Belki büyüğümüzün sıklıkla ifade ettiği gibi,"incinsek de incitmeden' ama inandığımız doğruları mifade etme, nezaket dili içerisinde belki devam edeceksiniz. Kavganın, vuruşmanın hiçbir zaman bir fayda ve bir maslahat ortaya koyduğu görülmemiştir. Kavga ile hiçbir şey inşa edilmemiştir. Ancak inşa edilen çok şey yerle bir olmuştur ve yıkılmıştır. Bugün dünyanın en ücra köşelerinde ne coğrafya birlikteliğimiz, ne tarih beraberliğimiz ne inanç birlikteliğimiz ne kültürel birlikteliğimizin olmadığı coğrafyalarda, o insanlarla birlikte uzlaşacak alanlar arayan sizler, onlarla bile sofralar kurmak için emek ve gayret sarf eden sizlerin bu coğrafya insanı ve bu ülke insanıyla da yüzlerce ortaklığımızın olduğu bu coğrafyanın insanıyla da elbette sofralar kurmaya devam edecek,onlarla konuşmaya, buluşmaya devam edeceğiz. Biz biliyoruz ki bir millete firak girerse eğer o milleti ayakta tutacak, hiçbir dinamik varlığını ifade edemez hale gelir. İftirak nice saltanatları,devletleri,nice büyük oluşumları yerle bir etmiştir.İftirak bir hastalık, bir virüs olarak girdiği toplumu parçalayıp darmadağın etmeden o toprakları, o coğrafyayı terk etmemiştir.”

CİHAN

Yorumlar