"Yeni göçmenlere yönelik hüsnü kabul kültürü yüzeysel"

Almanya'nın Hamburg şehrinde ‘Birlikte Yaşam Kültürü' başlıklı oturuma katılan Prof.

Google Haberlere Abone ol
"Yeni göçmenlere yönelik hüsnü kabul kültürü yüzeysel"

Almanya'nın Hamburg şehrinde ‘Birlikte Yaşam Kültürü' başlıklı oturuma katılan Prof. Dr. Klaus Bade, Almanya’da ABD’deki gibi çok güçlü bir göç kültürü oluşturulması gerektiğini söyledi. Bade, “hüsnü kabul kültürü”nü sadece yeni gelenlere yönelik olduğu için yüzeysel bulduğunu söyledi. Sosyolog Ursula Boss-Nünning de göçmen ailelere mensup genç kızların cinsiyet, etnik köken ve kıyafetinden dolayı ayrımcılığa uğramasından yakındı.

‘Birlikte Yaşama Kültürü‘ Hanseform ve Kraft der Tolerans dernekleriyle Akedemikerbund’un Hamburg’da ortaklaşa düzenlediği oturumda masaya yatırıldı. Oturuma konuşmacı olarak Eski Göç ve Uyum Vakıfları Bilirkişi Konseyi Başkanı Prof. Dr. Klaus Bade, sosyolog Prof. Dr. Ursula Boss-Nünning, Dr. Yaşar Aydın ve DTJ Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bağ konuşmacı olarak katıldı.

Oturumu Cihan'a değerlendiren Bade, “Birlikte yaşama kültürü, çoğunluk toplum ile göçmen toplumun ortak bir vatan oluşturması ve bu vatanı çeşitli kültürel zenginliklerle geliştirmesidir” dedi. Bade, birlikte yaşama kültürünün bir kimsenin diğerini kendi kökeni ve kültürüyle rahatsız etmeden ve rahatsız olmadan bir vatan oluşturması anlamına geldiğini dile getirdi.

Almanya’da göçmenlere olan bakış açısı ile ABD’deki arasında büyük fark olduğuna dikkat çeken Bade şöyle devam etti: “Almanya’da bir Türk’e nerelisin diye sorduklarında ‘Duisburgluyum’ şeklinde cevap verse, ‘Onu kastetmiyorum, nerelisiniz?’ diye ikinci kez sorarlar. Siz aynı cevabı verince bu kez ‘Babanız nereli yada nerede doğdu?’ diye sorarlar. Siz de bu soruya ‘Essen’ diye cevap verseniz bu kez de ‘Dedeniz nerede doğdu?’ diye sorarlar. Siz ‘Anadolu’ deyince, o zamanda ‘Tamam, vatan hasreti çekiyor musunuz?’ diye sorarlar. Ancak bir Amerikalı kimseye böyle bir soru sormaz. Çünkü Amerika’da yaşayan herkes ilk etapta Amerikalıdır. Kültürel köken ikinci plandadır. Almanya henüz bu seviyeye gelmedi.”

‘Hüsnü kabul kültürü ’söyleminin çok yüzeysel olduğunu da değinen Bade, “Ülkeye yeni gelenlere hoş geldin denecek. Ya nesiller boyu burada yaşayanlar ne olacak?. Bu ailelere hiç biz zaman hoş geldin denmedi. Buna bir son verilmeli.” dedi. Almanya’nın yıllardır bir göçmen ülkesi olmadığını söyleyerek Türklere nasıl olsa geri dönecek bir topluluk olarak baktığını ifade eden profesör, “Böyle bir kültür gelişmedi ve çoğunluk toplum ile göçmen toplumu birbirlerini karşılıklı olarak ‘rahatsız’ ettiler. Buna artık son verilmeli ve ABD’deki gibi çok güçlü bir göç kültürü gelişmeli.” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ursula Boss-Nünning ise isminden ve kıyafetinden dolayı ayrımcılığa uğrayan göçmen ailelere mensup genç kızların problemlerine değindi. Boss-Nünning şöyle konuştu: ”Meslek eğitimine başlarken kız çocukları zorluk çekiyor. Evvela bazı mesleklerde erkek öğrenciler tercih edildiği için ayrımcılık oluyor Diğer taraftan özellikle küçük işletmelerde genç Türk kızları isimlerinden dolayı randevuya bile çağrılmıyor. Eğer bir de başörtülü ise önüne daha yüksek bir duvar örülüyor.”

Programda, Dr. Yaşar Aydın Almanya’ya ve tersine göç hakkında bilgi verirken, DTJ Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Bağ da toplumda var olan önyargıları yaşadığı örneklerle katılımcılara aktardı. CİHAN

Yorumlar