Yaşlılar için 'yaşam evi' projesi hayata geçirildi, 16 ev hizmet vermeye başladı
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı huzurevlerinden sonra 3-4 kişinin bir arada kalacağı yaşamevleri projesini hayata geçiriyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı huzurevlerinden sonra 3-4
kişinin bir arada kalacağı yaşamevleri projesini hayata geçiriyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, proje kapsamında
şu anda 16 evin yaşlılara hizmet vermeye başladığını söyledi.
Çeşitli programlara katılmak üzere Edirne’ye gelen İslam, burada
yaptığı konuşmada yaşlıları mümkün olduğu kadar kendi ortamlarında
sağlıklı bir şekilde yaşatmayı arzu ettiklerini belirtti. İslam,
"Bunun için kendi evlerinde bakılabilmeleri için gayretler
gösteriyoruz. Bu tür politikalarımız var. Eğer bu mümkün olmuyorsa
elbette huzurevlerimize, yaşlı bakım evlerimize alabiliyoruz.
Burada topluca barındırıp yaşatabiliyoruz. Sağlıklı koşullarda
sosyal ortamlarda hayatiyetlerini sürdürmelerini sağlayabiliyoruz."
dedi.
Şu anda yaşamevleri adını verdikleri bir sistemi denediklerini
ifade eden Bakan İslam, “3-4 yaşlımızı bizim kiraladığımız veya
satın aldığımız bir evde bir arada yaşamaları, ihtiyaçları da
tarafımızdan karşılanması şeklinde bir uygulama. Henüz 16 evimiz
var. Uygulamadan çok memnunuz. Gayet iyi gidiyor. Uygulamaların
geri bildirimlerine baktığımız zaman genişletmek lüzumunu
hissedeceğimizi tahmin ediyorum. Önümüzdeki süreçte bunların
yayılacağını düşünüyoruz.” diye konuştu.
"ÇOCUKLARIN SOKAKTAN GERİ ÇEKİLMESİ LAZIM"
Gezi olayları sırasında başına isabet eden gaz fişeği sonucu 269
gün sonra 15 yaşındaki Berkin Elvan’ın hayatını kaybetmesi,
Elvan’ın ölümüyle başlayan protestolarda Burak Can Karamanoğlu’nun
öldürülmesinin ardından bir açıklama yapan Aile ve Sosyal
Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, ailelerin çocuklarına ve gençlere
sahip çıkması gerektiğini ifade etti. Çocukların sokaktan geri
çekilmesi gerektiğini kaydeden İslam, "Demokratik tepkiler doğal
tepkilerdir. Bunların oluşmasında herhangi bir sorun yok Türkiye’de
ama bu demokratik tepkilerin şiddete yönelmesi, şiddete dönüşmesi
hatta şiddete dönüşmesi için provoke edilmesi ve teşvik edilmesi
asır sorunu oluşturuyor Türkiye’de. Bunun önlenmesi gerekiyor.
Bundan kesinlikle kaçınmamız gerekiyor. Bütün gösterilerimizi,
itirazlarımızı, söylemek istediğimiz her şeyi demokratik çerçevede
oluşturmamız, göstermemiz ve söylememiz gerekiyor." ifadelerini
kullandı.
"KADINA YÖNELİK ŞİDDET KONUSUNDA ZİHNİYET DEĞİŞİMİNE İHTİYAÇ
VAR"
Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için çalışmalar yaptıklarını
anlatan Ayşenur İslam, olayı sadece kadına yönelik şiddet olarak
değil bunu bir toplumsal ve aile içi şiddet olarak
değerlendirdiklerini dile getirdi. Aile içi şiddetin bir kolunu
kadına ve çocuk yönelik şiddet olduğunu aktaran İslam, "Bunu bir
toplumsal şiddet, aile içi şiddet ve onun çok önemli bir kolu
olarak kadına ve çocuğa yönelik şiddet olarak bir bütünsel açıdan
değerlendiriyoruz. Bununla ilgili yapılmış yasal çalışmalarımız
var. En sonuncusu 2012 yılında kadına yönelik şiddeti önleme yasası
çıktı. Yani dünyanın başka pek çok devletinde olmayan tedbirlerimiz
var yasal manada. Başlı başına bir yasamız var. Bu tür şiddetleri
engelleyebilmek için. Bu tür toplumsal olaylar yasal düzenlemelerle
tek başına ne yazık ki, engellenemezler. Yasal çok önemlidir.
Yasaların caydırıcı bir gücü vardır. Onun dışında da olaylar
gerçekleştikten sonra cezalandırıcı yönü vardır. Ama tek başına
toplumsal olayları, şiddet gibi çok önemli olayları engellemeyi ne
yazık ki başaramıyor tüm dünyada da bizde de." şeklinde
konuştu.
Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinde de ne
yazık ki, aile içi ve kadına yönelik şiddet alakalı çok ciddi
sorunların olduğunu aktaran İslam konuşmasını şöyle tamamladı:
"Şimdi yeni uygulamaya başladığımız ve bundan sonra uygulayacağım
tedbirler arasında bir toplumsal bilinç oluşturma çalışması var.
Bunun için bir zihniyet değişimi ve dönüşümüne ihtiyacımız olduğunu
düşünüyoruz. Bunun için bir takım çalışmalar yapıyoruz.
Bakanlığımız esasında 2012 yılında konudaki başlamış durumda ama bu
bilinç oluşturma, farkındalık ve zihniyet değişimi çalışmasını çok
boyutlu olarak uygulamayı arzu ediyoruz. Bunun için tüm toplumun el
ele vermesi lazım. Biz paydaşlarımız olan bütün STK, kamu kurum ve
kuruluşlarıyla, yerel yönetimlerle bu konuda çalışmayı arzu
ediyoruz. Planlamalarımız bu yönde." CİHAN
Yorumlar