Yargıtay: ‘Sayın kaymakam hırsızların kaymakamı mı?’ sözü hakaret değil
Kaymakama, Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden verdiği dilekçede, "Sayın Kaymakam, hırsızların ve yalancıların kaymakamı mı diye düşünmekten başka bir şey yapamadık.
Kaymakama, Başbakanlık İletişim Merkezi (BİMER) üzerinden
verdiği dilekçede, "Sayın Kaymakam, hırsızların ve yalancıların
kaymakamı mı diye düşünmekten başka bir şey yapamadık." ifadesini
kullanan sanık hakkında, yerel mahkemece verilen mahkumiyet kararı
Yargıtay tarafından bozuldu.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, kararında şu ifadelere yer verdi:
"Sanığın kanaati dikkate alındığında, bu sözün hak arama özgürlüğü
kapsamında sert eleştiri niteliğinde olduğu, mağduru doğrudan hedef
almadığı gibi onu görevinden dolayı aşağılama, küçültme boyutuna
ulaşmadığı anlaşıldığından, bu mağdur bakımından beraat kararı
verilmesi gerekirken, kanuni olmayan gerekçe ile mahkumiyetine
karar verilmesi yasaya aykırıdır."
Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan bir vatandaş, yaşadığı sorunlar
üzerine 2 Haziran 2009 tarihinde BİMER’e şikayet dilekçesi yazdı.
Dilekçesinin bir bölümünde ilçe kaymakamına hitaben, "Sayın
Kaymakam, hırsızların ve yalancıların kaymakamı mı diye düşünmekten
başka bir şey yapamadık." ifadesini kullanan vatandaş hakkında,
kaymakam, Kangal Sulh Ceza Mahkemesi’ne ‘Sesli, yazılı veya
görüntülü bir ileti ile hakaret’ davası açtı. Yerel mahkeme,
sanığın dilekçesinde kullandığı "Sayın Kaymakam, hırsızların ve
yalancıların kaymakamı mı diye düşünmekten başka bir şey
yapamadık." ifadesini 'hakaret' sayarak, sanık hakkında mahkumiyet
kararı verdi. Karar, sanık avukatı ve cumhuriyet savcısı tarafından
temyiz edildi.
Dava dosyasını inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin
mahkumiyet kararını bozdu. Sanığın, mağduru doğrudan hedef
almadığını, dilekçenin bütününün incelenmesi gerektiğine hükmeden
Yargıtay kararında, "Sözün, dilekçenin bütünü içerisindeki yeri ve
bağlamı, şikayet ettiği şahıslar hakkında gerekli idari
soruşturmanın yapılmadığı yönündeki sanığın kanaati dikkate
alındığında, bu sözün hak arama özgürlüğü kapsamında sert eleştiri
niteliğinde olduğu, mağduru doğrudan hedef almadığı gibi onu
görevinden dolayı aşağılama, küçültme boyutuna ulaşmadığı
anlaşıldığından, bu mağdur bakımından beraat kararı verilmesi
gerekirken, kanuni olmayan gerekçe ile mahkumiyetine karar
verilmesi yasaya aykırıdır." denildi.
MÜDÜR VEKİLİ VE İLÇE MÜDÜRÜNE HAKARET KARARI DA BOZULDU
Sanığın, BİMER’e 31 Mayıs ve 2 Haziran 2009’da verdiği
dilekçelerinde bir kamu kurumunun müdür vekili ve başka bir kurumun
müdürü olan kişilere yönelik kullandığı ifadelerden dolayı yerel
mahkemece iki kez mahkumiyet kararı verilmesi de Yargıtay’dan
döndü. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"Sanığın, müdür vekili ve ilçe müdürünü, hem ayrı ayrı hem de
birlikte hedef alan küçük düşürücü isnat ve sözler söyleyerek
hakaret suçunu işlediğinin kabul edilmesi karşısında, Türk Ceza
Kanunu'nun 43/1-2. maddesinde düzenlenen zincirleme suç
hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan, yetersiz
gerekçe ile hakaret suçundan iki kez mahkumiyet kararı verilmesi
yasaya aykırıdır. Sabıkasız olan, savunması talimat yoluyla alınan
ve duruşmalara hiç katılmayan sanığın olumsuz tutum ve
davranışlarının neler olduğu somut olarak gösterilmeden, ‘yeniden
suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığı’ biçimindeki kanuni
ibarenin tekrarından ibaret yetersiz gerekçe ile CMK’nın 231.
maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer
olmadığına karar verilmesi kanuna aykırıdır. Yargılamanın bozma
öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere
dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine oy birliği ile karar
verildi."
Öte yandan, davanın, Kangal Sulh Ceza Mahkemesi’nde önümüzdeki
aylarda yeniden görülmesine başlanacak.
CİHAN
Yorumlar