Yargıtay: Sanık, numara yapıp rapor almış ama doktorlar neden incelememiş?
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2003 yılında gittiği askeri hastanede askerlik görevinden kurtulmak için numara yaparak psikolojik sorunları olduğunu söyleyip ‘Askerliğe elverişli değildir’ raporu alan ve hapis cezasına çarptırılan sanığın temyiz talebini değe.
Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 2003 yılında gittiği askeri hastanede
askerlik görevinden kurtulmak için numara yaparak psikolojik
sorunları olduğunu söyleyip ‘Askerliğe elverişli değildir’ raporu
alan ve hapis cezasına çarptırılan sanığın temyiz talebini
değerlendirdi. Sanığın askerlikten kurtulmak için psikolojik hasta
ve özürlü olduğu şeklinde davranışlarda bulunarak rapor aldığına
dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Asker Hastanesi doktorlarının
yapması icap eden inceleme, muayene ve kontrol işlemlerini özensiz
veya dikkatsiz bir şekilde yapmaları sonucu anılan raporu
düzenlemeleri nedeniyle sanığın muayene sırasındaki hangi hareket
ve davranışlarının hile ve desise boyutuna ulaştığı yeterince
tartışılıp değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya
aykırıdır." denildi.
Siirt’in Eruh ilçesinde ikamet eden genç, iddiaya göre vatani
görevden kurtulmak için askeri hastaneden rapor almak istedi.
Gittiği askeri hastanede numara yaparak psikolojik rahatsız
olduğunu iddia eden genç, ‘askerliğe elverişli değildir’ raporu
aldı. İlerleyen yıllarda gencin sağlıklı olduğu anlaşılınca Eruh
Asliye Ceza Mahkemesi’nde 2009 yılında ‘Askerlikten kurtulmak için
hile yapmak’ suçundan dava açıldı. Yapılan yargılamada mahkeme,
genci hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme kararı, sanık avukatı
tarafından Yargıtay’a temyize gönderildi. Yargıtay 7. Ceza Dairesi,
sanığın numara yaparak, rapor aldığına dikkat çekerken, askeri
hastanedeki doktorların da yeterli incelemede bulunmadığı
gerekçesiyle yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay kararında, sanığın üzerine atılı suçun yaptırımının, 1632
sayılı Askeri Ceza Kanunu'nda ‘Askerlik çağına girenlerden
askerlikten büsbütün veya kısmen kurtulmak kastı ile ismini
değiştirenler, başkasını kendi yerine tabip muayenesine veya askere
gönderenler, başkasının hüviyet cüzdanını veya askeri vesikasını
kullananlar, askerlik işlerinde sahte şehadetname veya evrak
kullanan yahut her ne suretle olursa olsun hile ve desise
yapanlarla kıt'aya veya bir müesseseye intisap ettikten sonra
kendisinin yapmaya mecbur olduğu hizmetten büsbütün veya kısmen
kurtulmak kastı ile hile yapanlar on seneye kadar ağır hapis cezası
ile cezalandırılırlar’ hükmünün bulunduğu hatırlatıldı. Aynı
kanunda cezaların suç ortaklarına da uygulandığına dikkat çekilen
Yargıtay 7. Daire kararında, vahim hallerde altı aydan beş seneye
kadar hapis cezası verildiği hatırlatıldı.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Bu yasal düzenlemeye göre,
askerlikten kurtulmak için hile yapmak suçunun sahte evrak veya
hileye elverişli her türlü fiil ve hareketle işlenmesi mümkündür.
Suça konu eylemler değerlendirilirken, bu eylem ve hareketlerin bu
konuda işlem yapmakta görevli olan kimseleri aldatabilecek nitelik
ve kabiliyette olması ve aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığı
belirlenirken de, yapılan hilenin ortalama dikkat, bellek ve
muhakeme yeteneğine sahip bir kişiyi aldatmaya elverişli olması
gerekmektedir. Eylem ve hareketlerin aldatma yeteneğine sahip
olmamasına rağmen ilgili kurumların bu belgeler üzerinde veya
sergilenen hareketler karşısında yapması icap eden inceleme,
mukayese ve kontrol işlemlerini özensiz veya dikkatsiz bir şekilde
yapması veya hiç yapmaması sonucu amaçlanan netice meydana gelmesi
halinde ise, failin hareketleri esasen aldatma yeteneği bulunmayan
sahte belgeleri veya davranışları suçun oluşumu açısından elverişli
vasıta haline dönüştürmeyecektir. Somut olayda sanığın askerlikten
kurtulmak için psikolojik hasta ve özürlü olduğu şeklinde
davranışlarda bulunarak askeri hastanesinden 4 Kasım 2003 günü
‘askerliğe elverişli değildir’ raporunu almak suretiyle askerlikten
kurtulmuştur. Asker Hastanesi doktorlarının yapması icap eden
inceleme, muayene ve kontrol işlemlerini özensiz veya dikkatsiz bir
şekilde yapmaları sonucu anılan raporu düzenlemeleri nedeniyle
sanığın muayene sırasındaki hangi hareket ve davranışlarının hile
ve desise boyutuna ulaştığı yeterince tartışılıp değerlendirilmeden
yazılı şekilde hüküm kurulması yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin
temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320
sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı
Ceza Muhakemeleri Usül Kanunu'nun 321. maddesi uyarınca bozulmasına
oybirliğiyle karar verildi."
Karar sonrası, dosya yeniden yerel mahkemeye gönderildi. CİHAN
Yorumlar