Yard. Doç. Dr. Erüz: Dere yatakları ve canlılar tehlike altında
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Coşkun Erüz, dere yataklarında ve çevresinde yapılan ıslah çalışmaları ile betonarme yapıların dere yataklarını ve canlı hayatını tehdit e.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Balıkçılık Teknolojisi
Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yardımcı Doçent Doktor Coşkun
Erüz, dere yataklarında ve çevresinde yapılan ıslah çalışmaları ile
betonarme yapıların dere yataklarını ve canlı hayatını tehdit
ettiğini belirtti.
TEMA Vakfı Trabzon Temsilcisi görevini de yapan Yard. Doç. Dr.
Erüz, son dönemlerde Devlet Su İşleri’nin (DSİ) sel ve su taşkın
zararlarının önlenmesi amacı ile her akarsuda yürüttüğü dere ıslah
çalışmalarına hız vererek, dere yatakları ve dere ve çevresinde
yaşayan balık ve diğer yaban hayatına büyük zarar verdiğini
savundu. Taşkınların önlenmesi ve dere ıslahı için yapılan tersip
bentleri, betonarme yapılar ve dere kıyılarına yapılan
karayollarının akarsulardaki canlı hayatın büyük ölçüde tahrip
olmasına ve yok olmasına neden olduğunu ifade eden Erüz, "Islah ve
kıyı koruma amaçlı betonarme yapıların inşası sırasında, dere
suyuna çimento ve katkı kimyasalları karışması sonucu suyun asit ve
baz dengesi bozulmakta, derede yaşayan balık ve diğer
organizmaların solungaç ve diğer organlarında doku tahribatı
oluşmakta, suda yaşayan tüm canlıların ölümüne neden olunmaktadır.
Tabiri caizse dereyi çamaşır suyu ile yıkar gibi yıkayıp canlı
yaşamını yok edilmektedir." dedi.
Dere içi ve kıyısında yapılan betonarme yapıların pek çoğunda
yaşanan bu sorun ilgili kişi ve kurumlarca önemsenmediğini öne
süren Erüz, açıklamasına şöyle devam etti: "Son dönemde Maçka
Altındere Milli Parkı ve Coşandere akarsu derelerinde yol, HES ve
dere ıslah çalışmaları için yapılan betonarme yapılardan dereye
sızan beton ve diğer kimyasallar Milli Parkların tesisinde (ki bu
ulusal doğal alabalıkların gen rezervi olan tesistir) ve havzadaki
diğer yetiştiricilik tesislerinde on binlerce balığın ölümüne, hem
ekonomik ve hem de ekolojik zarara neden oldu. İdari ve hukuki
soruşturmaya konu olan zarar tesislerde ki boyutu bilinmekte ancak,
tesislere su sağlayan ve de Altındere Milli Parkının en önemli
değeri olan Altındere ve yan kollarındaki derelerde doğal balık ve
diğer canlılara ne olduğu, doğal ekosistemin gördüğü zarar ile
ilgili bilgi yoktur. Tesislerdeki durum irdelendiğinde, derelerde,
o bölgelerde tüm balıkların da öldüğünü, ekosistemim tahrip
olduğunu anlamak zor değildir."
Dr. Erüz, yapılan ıslah çalışmaları ile derelerin kıyı zonunda
yaşayan su samuru ve daha küçük organizmalar yanında, dere
tabanında barınan, yumurtlayan balık ve tüm organizmaların da hayat
alanın yok edildiğini vurguladı. Islah ve diğer amaçlarla yapılan
yapıların, akarsulardan su içmek zorunda olan ya da beslenme,
üreme, göç amacı ile vadiden geçmek zorunda olan tüm hayvanların
suya ulaşmasını ve vadinin karşısına geçmesini imkansız kıldığını
anlatan Erüz, korumaya çalışılan bölgede her yeri betonla kapatmak
çözüm olmadığının altını çizdi. Bunun için ilde bazı güzel örnekler
de olduğunu hatırlatan Erüz, Taş dolgu sistemiyle meyilli olarak
yapılan bentler ve kıyı tahkimatların yatağı koruyup taşkını
önlerken, hem dere içerisindeki hayatı hem de çevresindeki yaban
hayatının devamını sağlayabileceğini kaydetti.
Erüz, taban arazilere yönelik tarım alanlarını sel ve su
baskınından koruma amaçlı ıslah çalışmaları ve diğer müdahalelerin
de bazı alanlarda yer altı su dengesinin bozulmasına neden olduğunu
dile getirdi.
Bazı bölgelerdeki taban arazilerde ise özellikle bahar aylarında
aşırı yağışa ve debiye bağlı taşkın ya da su birikmesi sonucu
yükselen taban suyu, dere yatağı ve kenarlarının betonla kaplanması
nedeni ile dere yatağına akarak drene olamadığına, uzun süre
arazide kalarak tarım ürünlerine ve diğer yapılara zarar verdiğini
anlattı.
Islahtan çok tahribata neden olan dere yataklarına yanlış
müdahalelerin önlenmesi için planlayıcı, yapıcı kurumlar ve
denetlemeden sorumlu idare ve kurumların bir an önce harekete
geçmesini beklediklerini söyleyen Dr. Erüz, "Mühendislik
planlamaları yapılırken teknik ve ekonomiklik yanında, ekolojik
yaklaşım, kurumlar arası ortak akıl ve planlama, sürdürülebilirlik
ilkesi ön planda olmalıdır. Mümkün olduğunca betonarme dışında
geçirimli kaya dolgu ve benzeri alternatifi yöntemler uygulanmalı.
Dere yataklarında ekolojik yapı ve toprak koruma projesi olmayan ve
gerekli önlemler alınmayan dere ıslah projelerinin uygulanmasına
izin verilmemelidir." önerilerinde bulundu.
CİHAN
Yorumlar