Yalçınbayır: Maden kazasının da zamanlaması manidar mı?

AK Parti Kurucu Genel Sekreteri ve eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, hükümet yetkililerinin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, "Gerekli tedbirler alınacak, hayata geçirilecek" sözünün gerçeği yansıtmadığını öne sürdü....

Google Haberlere Abone ol
Yalçınbayır: Maden kazasının da zamanlaması manidar mı?

AK Parti Kurucu Genel Sekreteri ve eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, hükümet yetkililerinin ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün, "Gerekli tedbirler alınacak, hayata geçirilecek" sözünün gerçeği yansıtmadığını öne sürdü. Yalçınbayır, "Devlet Denetleme Kurulu olarak siz üç sene önce bunları belirlediniz, bunların takibiyle ilgili ne yaptınız? Bu kazalar yeni değil ki, bunlar, bundan sonra gelecek kazaların habercisi. Türkiye’de 'Zamanlaması manidardır' diye bir savunma refleksi doğdu. Rüşvet ve yolsuzlukla ilgili 17 Aralık, 25 Aralık e zamanlaması manidar. Şimdi bu maden kazasının da zamanlaması manidar mı? Bu maden kazası dış güçlerin tesiri mi, iç güçlerin hareketi mi?" dedi.

Cihan Haber Ajansı muhabirine Soma’daki maden faciasını değerlendiren Yalçınbayır, Türkiye’de yönetim sorunu olduğunu dile getirdi. Yalçınbayır şunları kaydetti: "Meseleyi iyi yönetme açısından bakmak lazım. Faciaya konu olan iş, maden işi. Bu iş çalışma özgürlüğüyle, düşünce özgürlüğüyle, sendikalaşmayla ilgili, hayatın her safhasıyla ilgili. Devlet, bu tür olaylarda önce kalkınma planlarında ortaya koyuyor. Madencilikle ilgili durum tespiti kalkınma planlarında yapıldı. Onların özel ihtisas komisyonlarında yapıldı, Mecliste de bunlar konuşuldu. Ondan sonra gerekli yasal tedbirleri almak lazım. Türkiye, yasaları uygulama konusunda fevkalade yetersiz. Yasalarda yetersizlik var, uygulamada, yönetimde yetersizlik var. Bu konular gibi hak arayanların önünü kesen bir sistem var. Bu sistem, yasamanın yürütmenin, yargının bugünkü haliyle ortadadır. Yasamada denetim yok. Yasamada kaliteli kanun çıkması yok, yürütme bunları uygularken büyük bir zafiyet içerisinde. Yürütme de yasamada da yok yargıda denetim yok. Denetimsiz ve dengesiz bir iş olmaz. Denge ve denetim Türkiye’nin ve parlamenter sistemin en önemli unsurudur. Denge, denetim, yasama da yürütme de yargı da. Yürütme bu işin tek sahibi değil, yasaması var denetleyen sistemi var, yargısı var. Eğer yönetenler denetleme de kendileriyle ilgili bir husus ortaya çıktığında bunlara karşı tutumlarında demokratik değillerse, özgürlüklere sahip çıkmıyorlarsa insan haklarıyla bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmuyorlarsa orada iyi yönetim yoktur. Türkiye yasaması itibariyle yargı ve yürütmesi itibariyle iyi yöneltilmeyen bir ülkedir. Bu yeni bir hal değildir."

Türkiye’nin demokraside dünyada 88’inci sırada olduğuna dikkat çeken Ertuğrul Yalçınbayır, Türkiye’nin insani gelişmişlikte yüzüncü sıranın da altına gerilediğini söyledi. Yalçınbayır şöyle devam etti: "Bu, tüm hak ve özgürlüklerin kullanmasında vardır. Bütün bunları Soma faciasında gördük. Hem hizmetin kurulması, hem yürütülmesi hem denetlenmesi, sendikaların rolleri, bireyin yaşam hakkının güvence altına alınması bütün bunları gördüğünüzde şuna şaşırmıyorsunuz biz, maden kazalarında öteden beri açık ara Avrupa birincisiyiz. Biz, bu kazalarda dünya üçüncüsüyüz. Bu olaylardan sonra dünya birinciliğine oynamaktayız. Bunu sadece bu işte değil hayatın tüm safhasında göreceksiniz. Güzel sözü söylemek yetmiyor, güzel kararları almak yetmiyor bunları uygulamakta samimiyet önemli dürüstlük önemli şeffaflık ve açıklık önemli. Türkiye bunları yapamadığı için bu haldedir. İsteyen, Tayyip beyin ne söyledikleriyle ilgili sonuç çıkarır, isteyen Türkiye’nin durumuyla ilgili sonuç çıkarır. Bütün bunları bu olayda görüyoruz. Meclis denetim görevini yapabilseydi, ‘geliyorum’ diyen kazayla ilgili araştırma komisyonunu kurardı. Geliyorum diyen kazayla ilgili Cumhurbaşkanlığı denetleme kurulunun üç sene önce aldığı 600 sayfalık raporu dikkate alınırdı. İyi yöneltiliyor olsaydı geçen dönem kurulan TBMM madenlerle ilgili araştırma komisyonu raporlarını dikkate alırlardı."

"MADEN KAZASININ ZAMANLAMASI MANİDAR MI?"

Türkiye’de o kadar birçok konunun araştırma komisyonlarının raporlarına konulduğunu hatırlatan Yalçınbayır, birçok araştırma komisyonu raporlarının TBMM’nin tozlu raflarında bulunduğunu öne sürdü. Yalçınbayır şunları söyledi: "Mecliste çıktıktan sonra bu raporlar ilgili bakanlıklara gidiyor. Denetleme kurulunun raporu ilgili bakanlıklara hükümete gitti. Cumhurbaşkanı diyor ki ‘Gerekli tedbirler alınacak, hayata geçirilecek.’ Siz üç sene önce bunları belirlediniz, bunların takibiyle ilgili ne yaptınız. Biz de fikri takip yok. Bu fikri takip olmadığı için bu haldeyiz. Bugünle yetiniyoruz. Bu kazalar yeni değil ki, bunlar, bundan sonra gelecek kazaların habercisidir. Türkiye’de ‘Zamanlaması manidardır’ diye bir savunma refleksi doğdu. ‘Rüşvet ve yolsuzlukla ilgili 17 Aralık, 25 Aralık operasyonları zamanlaması manidar.’ Şimdi bu maden kazasının da zamanlaması manidar mı? Bu maden kazası dış güçlerin tesiri mi, iç güçlerin hareketi mi? Bu maden kazası takdir-i ilahi. Olan her şey Allah’ın izniyle, Allah’ın kararıyla olmuştur, ondan ders almak biz insanlar içindir. Eğer ondan ders almazsak, bundan daha kötü, daha büyük olayların habercisidir bu işler."

"HESAP SORULMAYACAKTIR"

Hükümet yetkililerinin ‘Olayda ihmal ve kusuru olan kim olursa olsun sonuna kadar gidilecektir’ açıklamasının da gerçeği yansıtmadığını vurgulayan eski Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, "Hukuk da onu öyle diyor. Rüşvet ve yolsuzlukta sonuna kadar gidilecektir. Peki ne oluyor? Örtmekle, kapatmakla ilgili gerekli çalışmalar yapılıyor. Hatta TBMM çıkardığı kanunların çoğunu buna yönelik çıkarıyor. Şimdi bu kazalarla ilgili sonuna kadar gidilecektir sözüne güvenmek mümkün mü? Türkiye’de neyi görüyoruz biz? Büyük bir güven eksikliği siyasete. Siyasete güven, idareye güven, hukuki güven, mali güven, sosyal hayatta güven. Bunlarda biz, fevkalade bu duygunun çöktüğünü görüyoruz. Önemli olan bu güven duygusunu yeniden kazanmaktır. Nasıl yapacağız bunu? Toplumsal barış ve uzlaşmayla. Demokraside, insan haklarında güveni sağlayacağız, kaliteyi artıracağız. Bunları yapamaz mıyız? Yapabiliriz ama bu anlayış varken, bir ayrıştırma varken bunu yapamazsınız. Bu güvenin sağlanması ve uzlaşmanın sağlanabilmesi için dürüstlük şart, temiz yönetim şart, güven şart." diye konuştu.

"HESAP ER GEÇ VERİLİR, BURADA OLMAZSA ÖBÜR TARAFTA"

Demokratik uygulamada, katılımda, denetimde, kalitede, hukukta bağlılığın şart olduğunu dile getiren Yalçınbayır şöyle devam etti: "Siz tutar da yönetici olarak hukuka aykırı olduğunu iddia ettiğiniz bir hususu yargıya intikal ettirmez de toplumda bu doğrultuda kanaat oluşturmak üzere toplumu jüri olarak yönlendirmek üzere hareket ederseniz, kişileri gelişi güzel suçlarsanız burada hukuki güven olur mu? Siz, bu yolla insanları ayrıştırırsınız. İnsanların ayrıştırılması artık bana göre partiler bakımından değil, doğruda ve yanlışta ayrışmadır. Yanlış olan şeylerin insanların peşinden gitmesini sağlayacak boş sözler söylüyorsunuz. Bunlara bağlanacak hiçbir ilmi, hukuki sonuç yoktur. Ne olur? Cebir olur, tehdit olur. Darp olur. Uzlaşmazlık olur, bin sindirme olur, orada ilerleme bekleyebilir misiniz? Orada bir hesap vermeyi bekleyebilir misiniz? Meclisin hesap verebileceğini düşüne biliyor musunuz. Siz yürütmenin hesap verebileceğini düşüne biliyor musunuz? Bağımsız yargı yoksa yargının hesap sorabileceği düşünüyor musunuz? Biz biliyoruz, inancımız da o; hesap er geç verilir. Bu dünyada verilmiyorsa öbür tarafta verilir. Bu dünyada verilmemesinin vebali bu dünyada hesap soramayanlara aittir. Bu konuda, bizim kaliteyi yükseltmemiz, doğruluğu, dürüstlüğü, ahlakı bu değerleri ön plana çıkarmamız ve bu konudaki fikri takip etmemizle olur. Hiç Ahmet, Mehmet diye yazmak, yerine genel tablo budur. Onun için demokrasimiz dünyanın 100’üncü sırasına doğru gitmektedir. Onun için basın özgürlüğünde biz son sıralardayız. Onun için çocuk cinayetleri, tecavüzleri, kadın cinayetleri, tecavüzleri artmaktadır, bu boşuna değil.Tüm bu haklar bir bütünün parçasıdır siz bütünü görmeden tek tek maden konusunu ele alamazsınız. Tek tek sandık, seçim konusunu ele alamazsınız. Bunları ayrıştırarak iş yapamazsınız. Bu bir bütündür."

CİHAN

Yorumlar