Uşak: 'Paralel yapılanma' ve 'örgüt' dendiği zaman Camia işaret edilir oldu
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkan Yardımcısı Cemal Uşak, Başbakan Erdoğan'ın 3 yıl önce konuşmasında 'paralel devlet' söylemiyle KCK'yı, 'örgüt' söylemiyle de PKK örgütüne işaret ettiğini söyledi.
Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkan Yardımcısı Cemal
Uşak, Başbakan Erdoğan'ın 3 yıl önce konuşmasında 'paralel devlet'
söylemiyle KCK'yı, 'örgüt' söylemiyle de PKK örgütüne işaret
ettiğini söyledi. Uşak, "Acı bir tecellidir ki; birileri bu iki
kavramı kullandığı zaman Hizmet Hareketine işaret etmektedir. Varsa
eğer böyle bir şey, hukuk gereğini yapması lazım.” dedi.
GYV Başkan Yardımcısı Cemal Uşak, Conrad Otel'de düzenlenen basın
toplantısında, 160 ülkede faaliyet gösteren bir inisiyatifin eğitim
eksenli bir hareketin huzur, güven ve istikrara ihtiyacı olduğunu
belirtti. “Uşak, “Bugünlerde yaşadıklarımız olsa olsa camianın
hizmet etme ortamıyla birtakım endişelerinden dolayı reaksiyon
göstermesi. Bunu da demokratik haklar çerçevesi içerisinde ortaya
koymasıdır. Talihsiz bir döneme tanıklık ediyoruz. 28 Şubat
sürecinde vakfımızın onursal başkanı Fethullah Gülen hakkında
açılmış olan hukuk tarihinde emsali görüşmemiş bir dava olan tek
kişilik silahsız terör örgütü davası. Böyle bir davanın
iddianamesinde dile getirilen o isnatlar maalesef bugünlerde o
günlerin mağdurları tarafından benzer isnat, iftiralar
tekrarlanmaktadır. Tarihin ironik bir tecellisi olarak not etmek
gerekiyor.” dedi.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının yapıldığı 17 Aralık öncesinin
hatırlanması gerektiğine dikkat çeken Uşak, şöyle devam etti: “17
Aralık öncesi 'paralel yapılanma', 'örgüt' dendiği zaman hiç
camiaya işaret edildiğini hatırlayanınız var mı? Paralel yapılanma
dendiği zaman Sayın Başbakan’ın 3 yıl önce KCK davaları başladığı
zaman ‘bir ülkede iki devlet otoritesi söz konusu olamaz onun için
paralel yapılanmaya izin veremeyiz bu davaların arkasında ben
varım’ dediği zaman KCK yapılanmasına işaret etmişti. Örgüt dendiği
zaman da PKK örgütünü anlamaktaydı. Acı bir tecellidir ki, birileri
bu iki kavramı kullandığı zaman hizmet hareketine ve camiasına
işaret etmektedir. Varsa eğer böyle bir şey hukuk gereğini yapması
lazım. Siyasi otorite de hükümet de yasalarda bir boşluk varda
bunun üzerine gidip gereğini yapması lazım.”
'İSMET İNÖNÜ 'BENİ NURCULAR YIKTI' DEMİŞTİ'
Hizmet Hareketi’nin niçin tartışmaların odağına oturtulduğu
sorusuna cevap veren Uşak, “Rahmetli İsmet İnönü 65 yılında
seçimleri kaybettiği zaman demişti ki, 'beni Nurcular yıktı'
Halbuki ben o camiayı bir nebze biliyordum, dönemin iktidar
partisini de nurcular destekledi’ dedi. Dönem dönem bu gibi
menfilikleri fatura edecek boca edecek genişçe bir çuval aranıyor.
Bu dönemde de sanki görülen o ki, güzellikler başka bir tarafın ama
bütün bu olumsuzluklar da Hizmet Hareketi'nin gibi anlaşılıyor.
Genel anlamda buna İrtica deniyordu. Bunun yerine Hizmet Hareketi
konulmuş oldu. 'Hizmet hakimleri savcıları yönlendiriyor mu?' Böyle
bir şey söz konusu olamaz. Fethullah Gülen'i seven, hizmet
hareketine gönülden bağlı olan hakim, savcı, yargıç üst bürokraside
insanlar yahut ordumuzda mensuplar olabilir. Hocaefendi’nin
kitaplarını basan bir kurum da 600 bin civarında basılıyor her
kitabı. Böyle bir yönlendirme varsa bunu ortaya çıkaracak olan da
hukuktur. Sabun kendini temizler yeter ki, o sabunun kullanılmasına
izin verilsin. Sabun kirlenmişse kendi kendini temizler. Hukukun
işlemesine izin verilsin. O zaman hukuk bunu ortaya çıkarır. Eğer
hukuka da güvenmiyorsanız o zaman neye güveneceksiniz. Söz konu
hususlar isnattan öteye geçemez. Kasetlerin ortaya dökülmesi
illegaldir. Bunun hizmet hareketiyle irtibatlandırılması fevkalade
yakışıksız bir durum.” şeklinde konuştu.
CİHAN
Yorumlar