Üretim kompleksi gibi çalışan cezaevi talebe yetişemiyor

İzmir'de üretim kompleksini aratmayan Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'nun ürünleri, halktan büyük rağbet görüyor.

Google Haberlere Abone ol
Üretim kompleksi gibi çalışan cezaevi talebe yetişemiyor

İzmir'de üretim kompleksini aratmayan Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'nun ürünleri, halktan büyük rağbet görüyor. FO-CE (Foça Cezaevi) markasıyla üretilerek satılan yoğurt, peynir, ayran gibi süt ürünleriyle yumurtalar, kalitesiyle büyük ilgi görürken kısa sürede tükeniyor. Cezaevindeki 372 mahkum, ilgi alanları ya da yeteneklerine göre iş kollarında üretim faaliyetlerine katılıyor. Hükümlüler, küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yaparak cezaevindeki 20 ton kapasiteli süt işleme tesisinin süt ihtiyacının yaklaşık yüzde 30'unu karşılıyor. Açık alan ve seralarda yapılan tarımla da cezaevinin sebze ihtiyacının büyük bölümü karşılanıyor. Yine hükümlülerin çalıştığı fırında, kurumun ihtiyacı olan ekmek üretiliyor. Üretim kompleksini andıran cezaevinde ayrıca mobilya ve demir atölyelerinde imalat yapılıyor. Sigortaları yatan, günlük 6,5 TL yevmiye ve satıştan kâr payı alan hükümlüler ise sorumluluklarını aksatmadan çalışıyor. Herhangi bir meslek sahibi olmayan hükümlüler, üretim faaliyetleri sayesinde cezalarını tamamladıktan sonra kollarına altın bilezik takarak topluma dönüyor.

Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda, mahkumların kaçmaması için kalın duvarlar yok. Yaklaşık 12 dönümlük alana kurulu cezaevinin etrafı sadece tel örgülerle çevrili. Cezaevinde 514 hükümlü kalıyor. Tahliyelerine çok az zaman kalanlar ya da sağlık sebebiyle çalışamayanlar, çevre temizliği ve bakım onarım işleriyle meşgul oluyor. Çalışmak isteyip eli işe yatkın olanlar da,meslek sahibi olmaları için hayvancılık, tarım, mandıra, fırın, demir ve mobilya gibi iş kollarına yönlendiriliyor. Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu'ndaki 372 hükümlü, farklı alanlarla üretime katılıyor. FO-CE markası ile cezaevinde üretilerek halka satılan mandıra ürünleri ve yumurtalar, kalitesiyle büyük ilgi görüyor. Mandıranın süt ihtiyacının yüzde 30'u, cezaevinde yetiştirilen büyükbaş ve küçükbaş hayvanlardan karşılanıyor. İki gıda mühendisinin gözetiminde Foça Süt İşleme Tesisleri'nde çalışan ve mandırayla cezavinde tanışan 50 hükümlü, tamamen doğal ayran, yoğurt, tereyağı, beyaz peynir, kaşar, tulum, lor, örgü peynir, Urfa peyniri ve süzme yoğurt imal ediyor. 24 bin kapasiteli yumurta tesislerinde ise antibiyotikten uzak yetiştirilen tavukların doğal ve taze yumurtaları, satış noktalarında kısa sürede tükeniyor. Mobilya, demir ve tel örgü atölyelerinde, Adalet Bakanlığı'nın ihtiyacı olan malzemelerin üretimi yapılıyor. Cezaevinde kalan yaklaşık 140 kişi de Bayraklı Adliyesi'nin hizmet ihtiyacını karşılıyor. Hükümlüler, adliyenin sosyal tesis, kafeterya, otopark ve kantin işletmeciliğini de yapıyor.

TEMEL İHTİYAÇLAR ÜRETİMLE KARŞILANIYOR

Örnek cezaevinde bakliyat, çay, şeker gibi malzemeler dışındaki ihtiyaçların neredeyse tamamı üretimle karşılanıyor. Süt üretiminin yanı sıra yetiştirilen hayvanlarla kurumun et ihtiyacı temin ediliyor. Kurban Bayramı'ndan önce 105 küçükbaş hayvan satılarak gelir elde edilmiş. Açık tarım ve sera tarımıyla domates, patlıcan, fasulye, biber, kavun ve karpuz yetiştirilerek kurum bünyesinde tüketiliyor. Geçen yıl 3 bin kök zeytinden, 42 ton hasat yapılmış. 20 dönümlük bir alanda da nar yetiştiriciliği yapılıyor. Ayrıca 600 dönümlük alanda, hayvanların yem ihtiyacı içini sulu tarım yapılıyor.

CEZAEVİNDE YATARAK ZAMAN GEÇMİYOR

Cezaevinde üretime katılanların sigortaları yapılıyor. Günlük 6,5 TL yevmiye, satıştan kâr veriliyor. Ayrıca günlük 5 TL olan iaşe bedeli de alınmıyor. Çalışan hükümlüler, bu sayede hem cezalarını çekiyor hem ailelerine yük olmadan harçlıklarını temin ediyor hem de meslek sahibi oluyor. Trafik kazasından ceza alan 48 yaşındaki R.D., üç yıldır cezaevinde olduğunu, yatarak zaman geçmediği söylüyor. Daha önce hiçbir bilgisinin olmadığı süt işleme tesisinde görev yaptığını anlatan R.D., "Mesleğim minibüsçülük. Yatarak zaman geçmiyordu. Çalışmaktan daha güzel bir şey yok. Burada yeni bir mesleğim daha oldu, aldığım parayla ihtiyaçlarımı karşılayabiliyorum. Çıkınca minibüsçülüğe devam edeceğim ama ikinci bir meslek sahibi olmaktan da memnunum." diyor. Yoğurt bölümünde çalışan 35 yaşındaki İ.P. de cezaevinde hiçbir sıkıntısının olmadığı, çalışarak hem harçlığını çıkardığını hem de meslek sahibi olduğunu belirtiyor. Çiftçi olduğunu anlatan İ.P., cezasını çekip çıktıktan sonra iş bulması halinde yoğurt üzerine çalışacağını söylüyor. Süt işleme tesisinde gıda mühendisi olarak çalışan Sevim Cancı ise hükümlülere rahatlıkla bütün makineleri emanet edebildiğini, tesiste çalışanların çıktıktan sonra çok rahat bir şekilde özel sektördeki tesislerde çalışabileceğini belirtiyor.

'HEP HIRSIZLIK YAPTIM, İLK DEFA ÇALIŞARAK PARA KAZANDIM'

Foça Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürü İsmail Şahin, iş kolları sayesinde mesleği olmayanların meslek öğrendiğini, olanların da geliştirdiğini belirtiyor. Üretimin insanları sıkıntıdan kurtardığını ve kendileri için önemli bir meşgale olduğunu ifade eden Şahin, "Kurumda kalan 514 kişiden her biri farklı farklı işler yapıyor. Biz bir işletme değiliz, en önemli vazifemiz insanların eğitimi." diyor. Cezaevine meslek sahibi olmadan gelenlerin yüzde 70'inin, bir mesleği öğrenerek toplumun arasına katıldığını anlatan Şahin, "Yeter ki iş öğrenmeyi istesinler, biz öğretmek için elimizden geleni yapıyoruz. İnsan hayatı her şeyden önemli, biz insanları kazanmak için çabalıyoruz. Bir kişiyi bile kazansak çok önemli." diye konuşıyor. Müdür Şahin, bir hatırasını da şöyle anlatıyor: "Hayatında hiç alınteriyle para kazanmayan, hırsızlıktan hükümlü bir kişi, cezaevinde yaptığı üretim karşılığında hak ettiği parayı alırken, 'Bugüne kadar çalışarak hiç para kazanmadım, hep hırsızlık yaptım. Bugün hayatımda bir ilk kez çalışmamın karşılığında para aldım,' demişti. O anı hiç unutmuyorum." CİHAN

Yorumlar