Türkiye'nin İlerleme Raporu: Toplumsal mutabakata rağmen yeni anayasa yapamadık
Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı’nın yayımladığı '2013 Türkiye İlerleme Raporu’nda, toplumsal mutabakata rağmen Türkiye’nin yeni bir anayasa yapamadığının altı çizildi.
Avrupa Birliği (AB) Bakanlığı’nın yayımladığı '2013 Türkiye
İlerleme Raporu’nda, toplumsal mutabakata rağmen Türkiye’nin yeni
bir anayasa yapamadığının altı çizildi. İlerleme Raporu'nda ayrıca,
AB’den 23. ve 24. Fasılların üzerindeki blokajların bir an önce
kaldırılması talep edilirken, yolsuzlukla mücadele bölümünde, son
rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna değinilmediği görüldü.
Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Komisyonu’nun üyelik müzakereleri
yaptığı ülkelere yönelik yayımladığı yıllık ilerleme raporlarına
karşın Türkiye de son iki yıldır ‘kendi’ ilerleme raporunu
yayımlıyor. Dün kamuoyuna duyurulan 2013 Yılı Türkiye İlerleme
Raporu için AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, ‘‘Bu
rapor, hükümetimizin reform sürecindeki kararlılığını ve bu meyanda
2013 yılında her alanda gerçekleştirilen çalışmaları somut
örnekleriyle ortaya koyan en önemli belgelerden biridir. Avrupa
Birliği ile ilişkilerimizin hukuki temelini oluşturan Ankara
Anlaşması’nın 50’nci yıl dönümü olan 2013 yılı, Türkiye’nin
reformcu kimliğinin öne çıktığı ve Türkiye-AB ilişkilerinde önemli
gelişmelerin yaşandığı bir yıl olmuştur.’’ değerlendirmesinde
bulundu.
‘‘Toplumsal mutabakata dayalı yeni bir anayasanın hazırlanması,
Türkiye’nin öncelikli ve ilk gündem maddesidir.’’ denilen raporda,
yapılan çalışmalar sıralandıktan sonra, ‘‘Uzlaşma Komisyonu’na
katılan tüm siyasi partiler Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyaç
duyduğu konusunda hemfikir olmasına rağmen Aralık 2013 itibariyle
Komisyonun çalışmaları sona ermiştir.’’ ifadeleri dikkat çekti.
Türkiye’nin yayımladığı İlerleme Raporu’nda son bir yılın faaliyet
özeti ve AB müktesebatına yönelik yapılan çalışmalardan söz edildi.
Türkiye-AB ilişkilerin sadece açılan-kapanan fasıl sayıları
üzerinden değerlendirmenin doğru olmayacağının altı çizilirken,
‘‘Avrupa Birliği, AB’ye katılım sürecimizin omurgasını oluşturan
siyasi kriterler, 23. Yargı ve Temel Haklar ile 24. Adalet,
Özgürlük ve Güvenlik Fasıllarındaki AB’nin temel değerleriyle de
çelişen mevcut blokajları kaldırmalıdır.’’ ifadelerine yer verildi.
Raporda, 2000’li yılların başından bu yana, temel hak ve
özgürlüklerin kapsamını genişleten, demokrasi, hukukun üstünlüğü,
düşünce, ifade özgürlüğü ve insan hakları gibi alanlarda mevcut
düzenlemeleri güçlendiren ve güvence altına alan reformlar büyük
bir kararlılıkla sürdürüldüğü belirtildi. Bu çerçevede, ‘‘Günümüze
kadar doğrudan siyasi kriterler alanında uyumu sağlamayı hedefleyen
8 uyum yasa paketi ve 9. Reform Paketi, 3 kapsamlı Anayasa Paketi
ve 4 geniş içerikli Yargı Reformu Paketi ve son olarak da
Demokratikleşme Paketi, AB’nin temel ilkelerine uyum açısından
önemli adımdır içermektedir.’’ denildi.
DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ
Demokratikleşme Paketi’nde yer alan hususların büyük çoğunluğunun,
AB’ye üyelik sürecin önemli bir kısmını oluşturan “Siyasi
Kriterler” ve “Yargı ve Temel Haklar Faslı” ile ilgili olup,
doğrudan AB’ye üyelik süreci ile bağlantılı olduğu kaydedildi.
Raporda, ilgili bölüm şu şekilde: ‘‘Demokratikleşme Paketi’nde
öngörülen idari düzenlemeler ivedilikle hayata geçirilmiştir. Bu
çerçevede, kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmış, geçtiğimiz yıl
ortaokullarda kaldırılmış olan öğrenci andı uygulamasına
ilkokullarda da son verilmiş, Nevşehir Üniversitesi’nin ismi,
Nevşehir Hacı Bektaşi Veli Üniversitesi olarak değiştirilmiştir.
Ayrıca, Mor Gabriel Manastırı Vakfı’nın kullandığı ihtilafa konu
araziye ilişkin sorunun çözümü konusunda 7 Ekim 2013 tarihinde
Vakıflar Genel Müdürlüğü karar organı Vakıflar Meclisi tarafından
bir karar alınmıştır.’’
35. MADDENİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Sivil Asker İlişkileri konusunda Türkiye İlerleme Raporu'nda TSK İç
Hizmet Kanunu’nun 35. Maddesinin değiştirildiğine dikkat çekilerek,
‘‘Söz konusu değişikliklerin en önemlisi, askeri darbelere dayanak
olarak gösterilen TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin
değiştirilmesidir. Buna göre, daha önce 35’inci maddede yer alan
“Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin
edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti'ni kollamak ve korumaktır.”
ifadeleri, ‘Silahlı Kuvvetler'in vazifesi; yurt dışından gelecek
tehdit ve tehlikelere karşı Türk vatanını savunmak‘ şeklinde
değiştirilmiştir.’’ denildi.
RAPORDA SON RÜŞVET VE YOLSUZLUK OPERASYONU YER ALMADI
2013 Türkiye İlerleme Raporu'nun 'yolsuzlukla mücadele' başlığı
altında, son rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasına yer verilmediği
görüldü. İlgili bölümde ‘‘Adil, hesap verebilir, saydam ve
güvenilir bir yönetim anlayışının geliştirilmesi amacıyla
çalışmalara devam edilmektedir. 2010-2014 yıllarını kapsayan
Saydamlığın Artırılması ve Yolsuzlukla Mücadelenin Güçlendirilmesi
Stratejisi ve Eylem Planı’nın uygulanmasına devam edilmektedir.
2002 yılından bu yana kararlılıkla sürdürülen yolsuzlukla mücadele
politikalarının devamı niteliğinde olan Strateji ve Eylem Planı ile
kamu yönetiminde saydamlığı engelleyen ve yolsuzluğu besleyen
faktörler ortadan kaldırılarak daha adil, hesap verebilir, saydam
ve güvenilir bir yönetim anlayışı geliştirilmesi amaçlanmaktadır.’’
ifadeleri yer aldı.
CİHAN
Yorumlar