‘Türkiye'de çevre kalitesinin korunup geliştirdiğini söylemek mümkün değil’

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helin İnay Kınay, Türkiye'de çevre kalitesinin korunup geliştiğini, ülke yönetiminde ekonomik kalkınma ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin hale getirildiğini...

Google Haberlere Abone ol
‘Türkiye'de çevre kalitesinin korunup geliştirdiğini söylemek mümkün değil’

Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helin İnay Kınay, Türkiye'de çevre kalitesinin korunup geliştiğini, ülke yönetiminde ekonomik kalkınma ve doğal varlıkların korunmasını esas alan yönetim politikalarının etkin hale getirildiğini söylemenin mümkün olmadığını söyledi. Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenleyen Kınay, Gaziemir ilçesindeki eski kurşun fabrikası arazisine gömülen radyoaktif atıkların bile bertaraf edilemediği süreçte Türkiye'nin nükleer atıklarla nasıl başa çıkacağının bir soru işareti olduğunu savundu. Çevrenin korunması için görevlendirilen Çevre ve Şehircilik ile Orman ve Su İşleri bakanlıklarının toplam bütçeden binde 6 pay aldığını kaydederek, “Türkiye'de atık su arıtma ve katı atık bertaraf tesisi sayısı yetersiz.” dedi.

İzmir’le ilgili hazırlanan çevre raporunda en sert eleştiriler, Gaziemir’deki radyoaktif atıklarla ilgili olarak geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın olayla ilgili kapsamlı değerlendirme yapmadığını, sadece idari para cezası verdiğini söyleyen Şube Başkanı Kınay, "Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK), radyoaktif atıklar konusunda tek yetkili kurum. Buna karşın TAEK’in bertaraf konusunda yetersizliği ortaya çıktı. İşletmede radyoaktif madde bulaşmış ne kadar atık olduğu belirsizdir. Gaziemir'de radyoaktif maddelerle ilgili atık süreci, Türkiye'nin nükleer santral macerasında aslında ne kadar karanlık alanlara sürüklendiğinin bir göstergesi. Radyoaktif atıkların bertarafını sağlayamayan Türkiye'nin nükleer santrale ilişkin hevesleri daha fazla sorgulanmalıdır. Nasıl başaracağımız soru işaretidir. Gaziemir'de radyoaktif maddelerle yıllarca birlikte yaşamışız. Başka yerlerde neler olabileceğini, arka bahçemizde ne gömülü olduğunu bilmiyoruz." şeklinde konuştu.

'İZMİR İÇME SUYU VE ATIK SU ARITMADA GEREKENİ YAPIYOR'

İzmir’in özellikle içme suyu ve atık su arıtma tesisleri bakımından yapması gerekenleri yapan bir il olduğunu belirten Helin İnay Kınay, Türkiye’de 2 bin 950 belediye olmasına karşılık sadece 258 arıtma tesisi bulunduğunu vurgulayarak, “Bunlardan sadece 47'si gelişmiş arıtmadır. İzmir, AB standartlarına göre Türkiye'de arıtılan suyun yüzde 25'ini arıtan kenttir. Türkiye'deki ileri düzeydeki 22 arıtma tesisinden 14'ü İzmir’de bulunuyor.” dedi. İzmir’in çöp alanı meselesine de değinen Kınay, Harmandalı'nın tıkandığını, Büyükşehir Belediyesi'nin yapacağı çöp fabrikasının yeriyle ilgili ÇED raporu beklendiğini söyledi.

'NEHİRLERDE KİRLİLİK DEVAM EDİYOR'

Gediz ve Küçük Menderes nehirlerinde kirliliğin devam ettiğini belirten işaret eden Kınay, akarsuların sanayi, esnaf ve tarım kaynaklı ciddi bir kirliliğe maruz kaldığını söyledi. Bakanlık ve valilik seviyesinde yıllardır toplantılar ve havza koruma planları yapılmasına rağmen kirliliğin önlemediğini, programların gerçek anlamda uygulanması gerektiğini ifade etti. Kınay, “Su havzaları, doğal sit alanları ve korunan alanlarla ilgili mevzuatlar değiştiriliyor, ilgili koruma maddeleri gevşetiliyor. Korunan alanların içerisinde yapılaşmanın ve farklı süreçlerin önünün açıldığı görüyoruz. Sadece ekonominin önünü, sanayinin önünü açalım derken ekolojiyi yok ediyoruz." şeklinde konuştu. CİHAN

Yorumlar