'Türkiye, İslam dünyasının liderliğini hak ediyor'

Nahda Hareketi Partisi Başkanı Raşid el-Gannuşi, Batılı ülkelerin Türkiye'deki darbe girişimi karşısında sergiledikleri tutumu "iki yüzlülük ve fırsatçılık" şeklinde nitelendirdi.

Google Haberlere Abone ol
'Türkiye, İslam dünyasının liderliğini hak ediyor'
Tunus meclisinde en fazla milletvekiline sahip Nahda Hareketi Partisi Başkanı Raşid el-Gannuşi, Batılı ülkelerin Türkiye'deki darbe girişimi karşısında sergiledikleri tutumu "iki yüzlülük ve fırsatçılık" şeklinde nitelendirdi.

Arap Baharı olarak anılan süreçte Tunus'ta demokrasinin yerleşmesine büyük katkı sağlayan Nahda Hareketi lideri Gannuşi, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Türkiye'deki darbe girişimi, Batının bu konudaki tavrı ve bölgesel yansımaları konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Batı'nın darbe girişimi karşısında sergilediği tutuma dikkati çeken Gannuşi, "Batılı demokratik sistemlerin darbeye karşı olduklarını acilen ortaya koymaları ve Türkiye'ye ziyaretlerde bulunmaları beklenirdi. Batı'nın darbeye karşı koyan Türk halkı ve hükümetinin kararlılığını desteklemesi gerekirdi ancak bu olmadı. Darbe karşısındaki tutumları, üzüntü verecek derecede iki yüzlü, fırsatçı ve silikti." dedi.

Gannuşi, ilkesel olarak darbe girişimlerinin karşısında yer alınması gerektiğini vurgulayarak, "Bu darbe girişimi, seçilmiş laik ya da komünist bir partiye karşı dahi yapılsa itiraz etmemiz gerekirdi." diye konuştu.

"Türkiye, İslam dünyasının liderliğini hak ediyor"

Gannuşi, köklü bir demokrasi bilinci bulunan Türkiye'de muhalefet partileri de dahil bütün halkın darbeye karşı durduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

"Demokrasiye ve egemenliğe layık olan Türkiye, İslam dünyası ve bölgenin liderliğini de hak ediyor. (Demokrasi ve Şehitler Mitingi'ni işaret ederek) Birkaç gün önce milyonlarca kişi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve muhalefet liderleriyle darbeye karşı bir araya gelerek ulusal birlik sergiledi. Bu muazzam kalabalığın çizdiği tabloya hepimiz hayran kaldık."

Gannuşi, darbelerin yaşandığı ülkelerde siyasi kesimler arasında birlik sağlanamamasının, darbenin temellerini sağlamlaştırdığını savunarak, ulusal birliğin önemini vurguladı.

Arap Baharı sürecinde karşı devrimleri yönetenlerin ve diktatörlerin Türkiye'den rahatsızlık duyduğunu kaydeden Gannuşi, "Bu darbeye katılmamış dahi olsalar alkış tutarak, Türkiye modelinden kurtulmayı dilediler. Seçimlere dayanan, halkına özgürlükler sunan ve yüksek düzeyde kalkınma sağlayan Türkiye, bölgede yuvalanan diktatörlüklere de büyük ölçüde meydan okuyan bir model. Dolayısıyla bu darbenin başarısızlığı bölgedeki diktatörlüklerin ve karşı devrimlerin yenilgisi anlamına gelir." değerlendirmesinde bulundu.

"Türk halkı, darbeler döneminin sona erdiğini gösterdi"

Türk halkının bu tutumuyla "demokrasi çağında olduğumuzu ve darbeler döneminin sona erdiğini" kanıtladığını belirten Gannuşi, demokratik bir çağda darbe girişiminde bulunulmasının ülkeyi geriye götüreceğini bunun da "suç ve skandal" niteliğinde olduğunu ifade etti.

Türkiye'de zor süreçlerde bir araya gelinmesinin ancak halkın köklü demokrasi kültürüyle açıklanabileceğini ifade eden Gannuşi, şunları dile getirdi:

"Türkiye'de iktidar ile muhalefet arasında gerginliklerin yaşandığı doğrudur ancak böyle zor bir zamanda darbeyi destekleyen bir ses çıkmadı. Demokrasinin önemini kavrama ve çeyrek yüzyıl geri gidişi temsil eden darbelere karşı koyma konusundaki bilinci dolayısıyla Türk halkına duyduğum büyük hayranlık ve derin saygıyı ifade etmek istiyorum."

FETÖ üyelerinin "Gülen bizlere şah damarımızdan daha yakındır" ifadelerine değinen Gannuşi, "Bu sapıkça bir ifadedir ve kabul edilmesi mümkün değildir. Bu, uluhiyete dair bir durumdur.
Bizlere şah damarımızdan daha yakın olan ancak Rabbimizdir. Allah'ın isimlerinden bir ismin ya da bir sıfatın her kim olursa olsun bir kul için kullanılması ve ona nispet edilmesi caiz değildir." görüşünü dile getirdi.

Türk hükümetinden FETÖ'nün Tunus'taki faaliyetlerine ilişkin bir talebin gelip gelmediği konusunda bilgi sahibi olmadığını belirten Gannuşi "Türk hükümetinden bir talep gelirse, Tunus hükümetinin bu talebe olumlu yanıt vermesi çağrısında bulunuruz." dedi.

Tunus-Türkiye dostluğunda herhangi bir sıkıntı yaşanmayacağını söyleyen Gannuşi, "Tunus'un Türkiye'nin güvenliğine zarar verecek şekilde davranması mümkün değildir. Bu nedenle Türk hükümetinin ülkenin güvenliğine ilişkin tüm taleplerinin kesinlikle dikkate alınacağını düşünüyorum." diye konuştu.

"Hükümette sembolik katılımı kabul etmiyoruz"

Tunus'taki siyasi süreç hakkında da açıklamalarda bulunan Gannuşi, Ulusal Birlik Hükümeti'ne katılımın eski dönemdeki gibi olmayacağını söyledi.

"Artık hükümette etkin olmayan sembolik katılımı kabul etmiyoruz" diyen Gannuşi şunları kaydetti:
"Çünkü bunun bir gerekçesi kalmamıştır. Temsil edilen partilerin sorumluluğunu yerine getirmesi ülkenin yararına olacaktır. Bağımsız ya da teknokratlar grubunun sorumlulukları, partilerin sırtına yüklenemez. Demokrasi partilerin yönetimidir. Partilerin katılımlarını sembolik hale getirmek, halkın iradesine güvenmediğimiz anlamına gelir."

Gannuşi, Nahda'nın Ulusal Birlik Hükümeti'nde icracı bakanlıklara talip olup, olmayacağına dair ise "Görüşmeler sürüyor. İcracı bakanlıkların tarafsızların elinde olması, ülkenin çıkarları açısından daha uygun olacaktır. Bununla birlikte hükümete etkin bir şekilde katılmak istiyoruz." ifadelerini kullandı.

Bir süredir Tunus medyasında yer alan Nahda Hareketi içindeki ihtilaflara ilişkin Gannuşi, "Nahda'nın 10'uncu genel kongresi büyük ve muhteşem bir kongreydi. Kongrede bazı anlaşmazlıkların olması çok normaldir. Zaten kongreler uyuşmazlıkların sonlandırılması için yapılır." dedi.

Yorumlar