Türkiye-İran ilişkileri Bursa'da konuşuluyor

Türk Tarih Kurumu Başkanlığı ve İran İslam Büyükelçiliği Kültür Müsteşarlığı tarafından düzenlenen ‘8. Türkiye - İran Tarihi ve Kültürel İlişkileri Sempozyumu’ Bursa'da Ördekli Kültür Merkezi'nde gerçekleşiyor.

Doç. Dr. Cemil Hakyemez'in başkanlığında gerçekleştirilen ilk oturumda konuşan Şehit Beheşti Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rıza Şabani, "İslam Uygarlığı Temellerinin Güçlenmesinde İran ve Osmanlının Birlikteliği" başlıklı sunum yaptı. İran tarihine değinen Şabani, İran'ın tarih boyunca bir yere saldırıp, aldıktan sonra orada kalmadığını, daha çok savunma savaşları verdiğini savundu. Türkiye ile İran milletleri arasındaki dostluğun, devletlerin ilişkilerinden çok daha önemli olduğunu ifade eden Şabani, "Devletlerin bazı sorumlulukları vardır. Ancak milli menfaatler bu ilişkileri güçlendirme, koruma ve pekiştirmektir. Kim olursa olsun zaten buradaki bütün İranlılar, İran'ın elçisidir. Biz kendi halkımızdan da bunları duyuyoruz. Bu mesajı da buraya getirdik." diye konuştu.

HOMAYON: İRANLILAR 'MUHTEŞEM YÜZYIL' İLE OSMANLI PADİŞAHLARINI TANIYOR

"Tarihi Yenilik Hareketler Sürecinde İran ve Türkiye" başlıklı sunum yapan Kültürel ve İnsani Araştırmalar Merkezi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Naser Takmil Homayon, Osmanlı devletinin bir grup Türk olarak Bizans'ı baştan başa fethettiğini hatırlattı. Osmanlı ve İran arasındaki farklılıkları sıralayan Homayon, Osmanlı'nın devlet yönetiminde Hıristiyanlara görev verdiğini ancak İran'ın bunu yapmadığını kaydetti. Yenilikçi hareketlerini Osmanlı'nın Avrupa'dan aldığını, İran'ın ise Osmanlı'dan aldığını, modernizm için Osmanlı'nın hilafeti devre dışı bıraktığı gibi İran'ın da bunu yaptığını ifade etti. İranlıların Osmanlı padişahlarını yakından takip ettiğini, 'Muhteşem Yüzyıl' gibi dizilerin İran'da izlediğini vurguladı.

Tahran Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Hasan Hazreti ise "İslam Düşüncesi ve Osmanlı ve İran'da Meşrutiyet Taleplerindeki Rolü; Mithad Paşa ve Müsteşarud'devle Örnekleri" konusunda sunumunu gerçekleştirdi. İkisinin de devlet adamı ve bilim adamı olduğunu belirten Hazreti, iki insanın da referanslarının aynı olduğunu, yaptıkları çalışmaların birbirine çok benzediğini dile getirdi.

CİHAN