Türkiye İçin Yüz Kızartıcı Sonuç
Türkiye Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün (RSF) 2014 Basın Özgürlüğü listesinde 180 ülke arasında 154’üncü oldu.
Merkezi Paris’te bulunan örgüt, ‘2014 Basın Özgürlüğünde en
iyiler ve en kötüler’ listesini yayınladı. Listede, Türkiye, Irak
ile Gambiya arasında yer aldı. Geçen yıl da Türkiye 179 ülke
arasında aynı sıradaydı.
RSF’nin internet sayfasında yayınlanan açıklamada, Türkiye, hiçbir
gelişme göstermeyen ve gazeteciler için dünyanın en büyük
hapishanelerinden biri olarak nitelendirdi. Açıklamada, Gezi
protestoları sürecinde, güvenlik güçlerinin baskıcı yöntemlerinin,
sansürün devam ettiğinin ve Başbakan’ın popülist konuşmalarının
tehlikesinin altının çizildiği yorumu yapıldı.
Listede basın özgürlüğü bakımından en iyi üç ülke Finlandiya,
Hollanda ve Norveç olurken en kötüler Suriye, Türkmenistan, Kuzey
Kore ve Eritre olarak sıralandı.
TÜRKİYE DÖNÜM NOKTASINDA
Türkiye’yi ‘Türkiye dönüm doktasında’ başlığı altında değerlendiren
açıklamada, büyüyen diplomasi ve ekonominin etkisiyle Türkiye’nin Arap
Baharı’nıyaşayan ülkeler için kendini bölgesel bir demokrasi modeli
olarak gösterdiği belirtildi. Açıklamada, AKP’nin 10 yıllık
iktidarı boyunca ordunun, medyanın politika üzerindeki etkisinin
kaybolduğu ve Atatürk’ün mirasının parçalandığı ve bunların yerini
kırmızı çizgilerin aldığı ifadeleri kullanıldı.
2013 yılında 60 gazetecinin tutuklu bulunmasının Türkiye’yi
dünyanın en büyük gazeteci hapishanelerinden biri yaptığı
vurgulanan basın açıklamasında, tutuklu ve yargılanan gazetecilerin
çoğunun baskıcı yıllardan miras Terörle Mücadele mevzuatının
bedelini ödediklerine dikkat çekildi.
Kürt sorunu ve barış süreci hakkında da değerlendirilmelerin
bulunduğu açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın Kürtlere demokratik
reform sözü verdiği bunların aciliyet taşıdığı
vurgulandı.
GEZİ PARKI GAZETECİLER İÇİN MAYIN TARLASI
Basın açıklamasında Gezi Olayları ile ilgili olarak “Türk
toplumunun özgürlük hasretinin altını çizdi” denilirken
“Protestolar, güvenlik kuvvetlerinde demokratik kültür eksikliğini
ve medya gruplarının hükümet ile ilişkisi olan işadamlarının elinde
toplanmasının çoğulculuk bakımından yol açtığı tehlikeyi de ortaya
koydu” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada şöyle denildi: “Medya, mayıstan eylüle kadar süren
protestolarda 153 gazetecinin yaralanması ve 39’unun göz altına
alınmasıyla bu protestoları izlemenin bedelini ağır ödedi.
Gazeteciler sistematik olarak bazen polis bazen de göstericiler
tarafından hedef alındı. Hükümet karşıtı yazılar yazan köşe
yazarları, sosyal medya kullanıcıları ve yabancı muhabirler
hükümeti devirmeye çalışan dış güçlerin ajanı hatta terörist olarak
nitelendirildi.”
Açıklamada, protestoları haber vermeye çalışan televizyon
kanallarında oto sansürün yaşandığı, ayrıca 14 gazetecinin işten
çıkarıldığı, 22’sinin istifa ettiği hatırlatılarak eylemleri
yakından izleyen televizyon kanallarına da astronomik para cezaları
verildiği belirtildi.
Yorumlar