Türk Sağlık Sen: Aile hekimliği içinden çıkılmaz bir hale dönüştü

Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, aile hekimliğinde çalışan personelin haklarının gasp edildiğini iddia etti.

Google Haberlere Abone ol
Türk Sağlık Sen: Aile hekimliği içinden çıkılmaz bir hale dönüştü

Türk Sağlık Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Ahmet Doğruyol, aile hekimliğinde çalışan personelin haklarının gasp edildiğini iddia etti. 2005 yılında Düzce ilinde pilot olarak uygulanan, 2007 yılında ise İzmir’de uygulamaya koyulan aile hekimliğinin, bugünlerde içinden çıkılmaz bir hal aldığını öne süren Doğruyol, konuyla ilgili yazılı bir açıklama yaptı.

Aile hekimliğine geçiş aşamasında hekim ve ebe hemşirelerin duruma göre ya tehdit edildiğini ya da özendirilerek sözleşme imzalatıldığını iddia eden Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Doğruyol, şunları söyledi: "Temelindeki mantığı sevk zincirini uygulamak ve özel sağlık sigortaları aracılığıyla devletin birinci basamak sağlık hizmetlerinden geri çekilmesini sağlamak olan aile hekimliği sisteminde bugün gelinen nokta, içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Aile hekimine hiç uğramayan, bilgi vermeden şehir değiştiren, gayrimeşru yollardan hamile kalan bir gebenin faturası dahi aile hekimine ve ebe hemşireye çıkarılmaktadır. Aile hekimliğinde çalışan sağlık personelimiz, ne ahlâk polisi ne muhtar ne de savcıdır. 3 Aralık'ta TBMM’nin gündemine alınan ve bu hafta yasalaşması beklenen yasayla aile hekimliği sisteminde çalışan hekim ve ebe hemşirelerimiz, yasanın 52. maddesiyle aile hekimleri ve aile sağlığı hemşireleri ayda en az 16 saat zorunlu nöbet tutacak. Ortalama 3 bin 600 nüfusa bakan aile hekimleri, ebe ve hemşirelerin hasta muayenesi, gebe, bebek, çocuk, 15, 49 yaş 65 yaş üstü izlemleri, obezite, kanser taramaları, evde bakım, defin nöbeti gibi görevlere harcanacak zamanlar hesaplandığında zaten aşırı bir efor sarf ettiklerini görmek zor değildir. Bu kadar iş yükünün üzerine bir de acillerde nöbet tutturulmak istenmesinin hiçbir izahı olamaz. Bu şekilde çalışma istenmesi, hem hastaların sağlığıyla oynamak hem de çalışanların sağlığıyla oynamak anlamı taşımaktadır. 6. maddeyle mesai saatleri sonrası idare, doktoru istediği koşullarda göreve çağırabilecek. Kanun çıktıktan sonra yayınlanacak yönetmelikle belirlenecek olan maddenin içeriğiyle aile hekimliğinde çalışan personelimiz, tam bir köle zihniyetiyle yönetilecek. Belediyelerin görevi olan defin nöbeti zorunlu hale gelecek, daha önce Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği zorunlu ikamet de yeniden çıkarılacak bu yönetmelikte yeniden getirilecek."

Söz konusu kanunun 40. maddesiyle diğer bir tehlikenin oluştuğunu savunan Ahmet Doğruyol, "Bugün itibarıyla organ ve doku alınması, saklanması ve taşınması sadece sağlık kurumlarınca yapılırken yasanın değişmesiyle bakanlıkça yetkilendirilmiş kurumlarca da yapılabilecek. Sağlık kurumu olmayan bir işletme, organ veya doku alıp saklayabilecek, taşıyabilecek. Belediyeler, bakanlığın yetkilendirdiği ticari işletmeler, bakanlığın yetkilendirdiği hayır kurumları, bakanlıktan ruhsat alan yabancı kuruluşlar gibi özellikle aile hekimliği sisteminde çalışan arkadaşlarımıza pek çok sıkıntıyı yaşatacak olan bu yasanın bu şekilde çıkması, kabul edilemez bir durumdur. Türk Sağlık-Sen olarak, bugüne dek dimdik arkalarında durduğumuz aile hekimlerimiz ve ebe hemşire arkadaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz." dedi. CİHAN

Yorumlar