'Türk okullarının kapatılması için içine düştüğümüz durum bize yakışıyor mu?'
Burdur Bağımsız Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, yurtdışındaki Türk okulların kapatılması için değil daha fazlasının açılması için gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Burdur Bağımsız Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, yurtdışındaki
Türk okulların kapatılması için değil daha fazlasının açılması için
gayret gösterilmesi gerektiğini söyledi. Milletvekili Yıldırım,
"Bugün bu okullar kapatılmak isteniyor. Bulundukları ülkelerin
devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına, başbakanlarına şikayet
ediliyor, hayali bilgiler içeren dosyalar sunuluyor. Buna karşılık,
okulların bulunduğu ülkelerin liderlerinin hemen tamamının ilk
tepkileri bu okulları övmek, sahip çıkmak oluyor. Bu tepkilerini de
basın yoluyla, hatta Sn Cumhurbaşkanımızın, Sn Başbakanımızın
yanında açıklıkla ifade ediyorlar. Soruyorum, içine düştüğümüz
durum bize yakışıyor mu? Türkiye Cumhuriyeti olarak bu
yaklaşımımızın, bırakınız evrensel değerleri, akılla, izanla,
insafla izah edilebilir bir tarafı var mı? Bu okulları kapatmak, ne
Türk Milletinin ne de dünya barışının yararınadır. Anadolu
insanının emeğine haksızlıktır; böyle politika olamaz, bu siyaset
değildir." dedi.
17 Aralık yolsuzluk soruşturmasında yaşanan süreçte hükümetin
tavrını eleştirerek partisi AK Parti’den istifa eden Burdur’un
Bağımsız Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, yurtdışındaki Türk
okulların bazıları ziyaret etme imkanı bulduğunu ifade edip bu
okulların kapatılmak istenmesinin insafla açıklanamayacağını
belirtti. Yıldırım, ‘‘Türk okulları, bugün kıymetli bir markadır.
Ben bilmiyorum, dünyanın bütün kıtalarına, bölgelerine yayılmış,
160’dan fazla ülkede 1200'ü aşan sayıda, bu milletin adını duyuran,
temsil eden daha kaç tane ticari, özel ya da kamu kuruluşumuz
var?’’ sorusunu sordu.
Burdur Bağımsız Milletvekili Hasan Hami Yıldırım’ın konuyla ilgili
yaptığı basın açıklamasından satır başları şu şekilde: ‘‘Ben bu
okullardan bazılarını ziyaret etme imkanı buldum. Bu öğretmenler
eğitim gönüllüleriydi; düzenli olmasa da, bir kaç ay gecikmeli de
gelse, elbette maaş alıyorlardı. Ama rapor, izin almıyorlardı;
kadro, terfi, tayin, memleketine geri dönme peşinde değillerdi.
Hatta içlerinden pek çoğu, mezarının gittiği ülkede olmasını arzu
ediyordu. Adanmışlık ruhu ya da yaşatma ideali bu olsa gerek
demiştim kendi kendime.
‘EV, MAL, MÜLK, RANT PEŞİNDE DEĞİLLER’
Ev, tatil, mal, mülk, eşya, para, pul, rant, rahat bir hayat, daha
yüksek gelir, şöhret, makam, güç peşinde değillerdi. İdealleri
vardı, Hak’kın rızasını bu yolla kazanmak istiyorlardı. Türkçeyi
'sevgi dili' olarak öğretiyorlardı. Gittikleri yerlere Ahmet
Yesevi’yi, Hacı Bektaş-ı Veli’yi, Mevlana’yı, Yunus Emre’yi
götürdüler. Bu milletin ortak değerlerini, Anadolu insanının engin
hoşgörü ve sağduyusuyla temsil etmeye çalıştıklarını gördüm.
‘TEK YÖNLÜ BİR SİVİL TOPLUM HAREKETİ DEĞİL’
Türk okulları tek yönlü bir sivil toplum hareketi değildi. Yani
sadece bu milletin milli ve dini değerlerini gittiği ülkelerle,
toplumlarla, kültürlerle tanıştırmaya çalışan bir hareket değildi.
Aynı zamanda, gittiği ülkelerdeki kültürel zenginlikleri, değerleri
ülkemize yansıtma, aktarma vazifesi de görüyordu. Bir başka
ifadeyle, kültürümüzle diğer yerel kültürler ve evrensel
medeniyetin en önemli temas sahalarından birini oluşturuyordu. Bu
yönüyle, milli kültürümüzün, maddi ve manevi unsurlarıyla
gelişmesine, zenginleşmesine büyük katkılar sunuyordu.
Türk okulları, bugün kıymetli bir markadır. Ben bilmiyorum,
dünyanın bütün kıtalarına, bölgelerine yayılmış, 160’dan fazla
ülkede 1200'ü aşan sayıda, bu milletin adını duyuran, temsil eden
daha kaç tane ticari, özel ya da kamu kuruluşumuz var?
‘KEŞKE SAYILARI ARTSA, DAHA FAZLA OLSA’
Keşke sayıları artsa, daha fazla olsa. Bugün bu okullar kapatılmak
isteniyor. Bulundukları ülkelerin devlet başkanlarına,
cumhurbaşkanlarına, başbakanlarına şikayet ediliyor, hayali
bilgiler içeren dosyalar sunuluyor. Buna karşılık, okulların
bulunduğu ülkelerin liderlerinin hemen tamamının ilk tepkileri bu
okulları övmek, sahip çıkmak oluyor. Bu tepkilerini de basın
yoluyla, hatta Sn Cumhurbaşkanımızın, Sn Başbakanımızın yanında
açıklıkla ifade ediyorlar.
‘İÇİNE DÜŞTÜĞÜMÜZ DURUM BİZE YAKIŞIYOR MU?’
Soruyorum, içine düştüğümüz durum bize yakışıyor mu? Türkiye
Cumhuriyeti olarak bu yaklaşımımızın, bırakınız evrensel değerleri,
akılla, izanla, insafla izah edilebilir bir tarafı var mı? Bu
okulları kapatmak, ne Türk Milletinin ne de dünya barışının
yararınadır. Anadolu insanının emeğine haksızlıktır; böyle politika
olamaz, bu siyaset değildir.
‘ANADOLU İNSANININ ORTAK DEĞERLERİNE İNSANLIĞIN İHTİYACI VAR’
İnanıyorum ki, Anadolu insanının ortak değerlerine bütün insanlığın
ihtiyacı var. Bunları dünyaya açan kurumlarımızdan biri olan Türk
okullarına destek olmak, sadece milliyetçiliğin, vatanseverliğin
gereği değil; aynı zamanda Türk Milletinin insanlığa karşı
sorumluluğudur.’’
‘GÜÇLER AYRILIĞI’ VURGUSU İLE AK PARTİ’DEN İSTİFA ETMİŞTİ
Bağımsız Burdur Milletvekili Hasan Hami Yıldırım, "Demokrasilerdeki
güçler ayrılığı prensibini, kişisel hak ve hürriyetleri, hukuk
devletini ve hukukun üstünlüğünü adeta yok sayan bu anlayış beni
son derece ürkütmektedir" gerekçesiyle dört ay önce AK Parti’nden
istifa etti. CİHAN
Yorumlar