Türk Eğitim Sen: Eğitimde yapılan değişiklikler geri dönülmez yaralar açtı
Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir, 12 Mart 2014 Tarih ve 28941 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dai.
Türk Eğitim Sen İzmir 1 No'lu Şube Başkanı Merih Eyyup Demir, 12
Mart 2014 Tarih ve 28941 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak
yürürlüğe giren 6528 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı
Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun'un, eğitim camiasında deprem etkisi yaptığını söyledi. Bütün
ülkeyi ilgilendiren bir konunun oldubittiye getirildiğini ifade
eden Demir, "Eğitim sistemimiz, 11 Nisan 2012 Tarih ve 28261 Sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren, 4+4+4 eğitim modeli
olarak anılan süreci tamamlamamıştır. Bu süreç okul
yöneticilerimiz, öğretmenlerimiz ve öğrencilerimizle birlikte 77
milyonu ilgilendiren bir süreçtir. Bu süreç, henüz yapılanma
aşamasındayken ve bugüne kadar oluşturduğu sorunlar henüz
çözülememişken eğitim sistemimizi temelinden etkileyecek yeni bir
maceraya sürüklemiştir. Eğitim sistemimizde reform adı altında
yapılanlar, maalesef eğitimin temel sorunları olan okullaşma oranı
ve sınav sistemiyle ilgili bir yenilik getirememiştir. Eğitim
sistemimizin bu iki temel sorununun ötesindeki sorunlarını da
eklediğimizde, yapılanların reform olma özelliğinden bahsetmemiz
mümkün değildir. Eğitimde bazı kuralları yeniden keşfetme şansınız
yoktur, 2 artı 2 her zaman 4 eder, pi sayısı 3,14’tür,
değiştiremezsiniz. Eğitimde Amerika’yı yeniden keşfedemezsiniz.
Reform yapacaksanız, yapmanız gerekenler öncelikle eğitimin ve
eğitim çalışanlarının birikmiş sorunlarının çözümü yönünde
yapılacak çalışmalar olmalıdır." dedi.
Kamuoyunda uzman öğretmenlik olarak bilinen ve 2005 yılında
çıkarılan kariyer öğretmenlik konusunda geçen yıllar içerisinde
yapılan bir sınav ve akabinde yaklaşık 20 bin öğretmeniyle
mahkemelik olan bir bakanlık tablosunun ortada olduğunu anlatan
Demir, "4+4+4 sistemiyle birlikte norm fazlası öğretmenlerin
sorunları birikmiş, çözüm beklemektedir. Alan değişikliği yoluyla
eritilmeye çalışılan sınıf öğretmenliği norm fazlalığı, eğitimde
yeni sorunların doğmasına sebebiyet vermiştir. Sistem içerisinde
kademeli geçişin sancılı süreci devam etmektedir. Aynı binada
eğitim gören ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin aynı sıraları
paylaşıyor olmaları, çocuklarımızın gelişimleri açısından endişe
vericidir. Seçmeli dersler kaosu, artarak devam etmektedir. Seçmeli
ders kitaplarının bakanlığa istek bildirimleri şubat ayı içerisinde
yapılmaktadır. Yapılan ders kitabı talebiyle öğrenci talebi
arasındaki farklılıklar, seçmeli dersler konusunda sorunlar
doğurmaktadır. Ayrıca birçok seçmeli dersin branş öğretmeni
olmayışı da bir başka sorun olarak göze çarpmaktadır." şeklinde
konuştu.
28 Şubat’ın izlerini silme iddiasında bulunan hükümetin, 17 Aralık
itibariyle ülkenin eğitim sisteminde silinemeyecek derin yaralar
açtığını söyleyen Demir, "Hak, hukuk, adalet kavramları derin yara
almıştır. Yıllardır rayına oturtulmaya çalışılan eğitim
yöneticiliği atama konusunda sınavlı atama sistemi bir şekilde
adaleti sağlamışsa da yapılan yasa değişikliğiyle ülkemiz, bu
konuda 20 yıl geriye gitmiştir. Yasa tasarısının Resmî Gazete'de
yayımlanmasıyla birlikte Milli Eğitim'de deprem yaşanmıştır. Milli
Eğitim'in hafızası pozisyonundaki birçok üst kademe yöneticisinin
görevleri sona ermiştir. Eğitim öğretim sonu itibariyle de okul
yöneticilerinin görevleri sona erecektir ancak şimdiden kapalı
kapılar ardında birileri, ulufe dağıtır gibi koltuk dağıtmaktadır.
Milli Eğitim, kimsenin çiftliği değildir. Türkiye Cumhuriyeti,
kimsenin tapulu malı değildir." dedi. CİHAN
Yorumlar