Türk Eğitim Sen: Bu öğrenciler neyin tanığı olarak ifadeye çağrılmakta?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) özel öğrenci yurtları, dershane ve özel okullarda başlattığı inceleme tepki çekmeye devam ediyor.

Google Haberlere Abone ol
Türk Eğitim Sen: Bu öğrenciler neyin tanığı olarak ifadeye çağrılmakta?

Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) özel öğrenci yurtları, dershane ve özel okullarda başlattığı inceleme tepki çekmeye devam ediyor. Türk Eğitim-Sen Trabzon Şube Başkanı, Kamu-Sen İl Başkanı Coşkun Dilber, “Sınavlara çok az bir zaman kala dershaneler, yurtlar basılmakta, öğrenciler, velilerinin izni olmadan tanık sıfatı ile ifadeye çağırılmakta. Bu öğrenciler neyin tanığı olarak ifadeye çağırılmaktadır? Bu işlem, büyük bir kin ve nefretle, ülkemizde iktidar eliyle yapılmakta. Bu iktidar hiçbir seçimde böyle bir uygulama yapmazken, bu dönem yapması oldukça ilginç.” dedi.

Sendika merkezinde basın toplantısı düzenleyen Coşkun Dilber, durumdan vazife çıkaran yöneticileri eleştirdi. Dilber, şunları söyledi: “Demokratik hiçbir ülkede, çeşitli alanlarda faaliyet gösteren kurumların tamamı suçlu gibi gösterilemez ve zan altında tutulamaz. Eğer dershanelerde siyasi propaganda yapıldığının kontrolü isteniyorsa, yetkililer önce Trabzon Belediyesi’nin açtığı, ödemeleri Halk Eğitim tarafından karşılanan üniversiteye hazırlık kursunu denetlesinler. Sayın Belediye Başkanı’nın bu dershaneye gidenlerle boy boy afişleri bilbordları süslemekte. Bu siyasi propaganda değil de nedir? Bu yol tersinden bir işletimle iktidar partisi propagandasından başka bir şey değildir.”

Coşkun Dilber, yasalara aykırı davrananların cezasını çekmesinin en temel hukuk kuralı olduğuna değinerek, ülkede, savcılarca haklarında fezleke ve dosya hazırlanan, kamu vicdanında mahkûm olanlar, iktidarın demokrasi ve hukuk dışı tedbirler sayesinde ellerini kollarını sallayıp gezerken, haklarında hiçbir dosya veya fezleke hazırlanmayanların kamu vicdanında suçlu ilan edilme çabalarına dikkat çekti. Dini argümanlar ile iktidar olanların tarihte emsali görülmemiş bir fişleme, kamuda sürgün ve kıyım başlattıklarını anlatan Dilber, haklarında hiçbir yasal işlem yapılmadan on bini aşkın polisin yer değiştirmesi ve on binlerce eğitim yöneticisinin görevden alınmasının ancak kin ve garezle açıklanabileceğini kaydetti.
Bir an önce baskı, istibdat ve zulmün sona erdirilmesi çağrısında bulunan Başkan Dilber, “Meydanlar kin ve nefret sözleri ile inlememeli, milletimiz ayrıştırılmamalı, ötekileştirilmemeli. Hukuk işletilmeli, suçlular cezasını çekmeli.” dedi.

MEB kanundaki bir değişiklikle ilgili de konuşan Kamu-Sen İl Başkanı Coşkun Dilber, şunları söyledi: “4 yılını dolduran okul yöneticilerinin görevlerinin sona erdirilmesi, iki yıl önce değiştirilen MEB Merkez Teşkilatının yeniden değiştirilmesi, stajyer öğretmenlere getirilen uygulamalar eğitimde korkunun hâkim kılınması, okulların siyasallaştırılması, sindirilmiş, baskılanmış, ezilmiş eğitimci ordusunun yaratılması, bakanlık teftiş kuruluna düşmanca yaklaşımlarda bulunulması, il eğitim denetmenlerinin taleplerinin karşılanmaması, insanların sosyal statülerin ellerinden alınması gibi asla kabul edemeyeceğimiz birçok hususu barındıran bu yasanın sonuçları; adil olmayı, kul hakkı yememeyi, ehliyeti, liyakati hayatının merkezine alan hiç kimsenin kabul edeceği bir durum değil. Türk milli eğitimini yüz yıl geriye götürecek olan bu yasa, eğitimde torpili, adam kayırmaları, yandaşlığı, ideolojik ve siyasi yapılanmaları hâkim kılacak. Bu uygulama açıkça sivil bir darbe. Yapılanların demokrasiyle uzaktan yakından alakası yoktur. Bu yasa insan hakkı ihlalleriyle dolu. Kazanılmış hakları budamakta. Eğitimin yandaşlıkla birlikte anılmasına neden olacak. Ehliyetin, liyakatin, bilginin, tecrübenin değil; başka hususların temel kıstas yapılmasına yol açacak. Sinen, korkan, itiraz edemeyen, bir köşede kendisine çizilen kaderi bekleyen, haksızlıklar karşısında sesini yükseltemeyen ‘köleler’ eğitimin her kademesinde filizlenecek. Hükümet, bu yasa ile Türkiye’de tarihi görülmemiş gerginliklerin fitilini ateşlemiş. Kibirli olanlar, her türlü kudreti kendisinde görenlere sözümüz şudur: Eğitimciler kendilerine yapılan zulmü, gücü elinde bulunduranların eziyetini görmekte. Hakkaniyet ilkelerine aykırı yapılacak işlemlerin doğuracağı sonuçlardan bu işlemleri yapanların sorumlu olacak.” CİHAN

Yorumlar