TÜBİTAK: Delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek bulguya rastlanmadı

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, beşi muvazzaf ve 10'u tutuklu 357 sanıklı, tehdit ve şantajla askerî bilgi ve belge ele geçirme davasıyla ilgili TÜBİTAK'tan istenen rapor geldi....

Google Haberlere Abone ol
TÜBİTAK: Delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek bulguya rastlanmadı

Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasının ardından İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen, beşi muvazzaf ve 10'u tutuklu 357 sanıklı, tehdit ve şantajla askerî bilgi ve belge ele geçirme davasıyla ilgili TÜBİTAK'tan istenen rapor geldi. Mahkemeye ulaşan ve sanıklardan ele geçirilen 19 adet harddiks ve flaş bellekler üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırlanan Dijital Adli Analiz Raporu'nda, sanıklarda ele geçirilen dijital materyaller üzerinde sahtecilik yapılıp yapılmadığı iddiasına cevap verildi. Raporda, "Yapılan analizler bütüncül olarak değerlendirildiğinde, delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Sahtecilik yapıldığına dair bir bulgu olmadığından, bunun tarihinden bahsetmek mümkün değildir." denildi. Uzmanlar Burak Akoğuz, Yalçın Çakmak ve Süheyl Mustafa Keskin tarafından hazırlanan raporun sonuç bölümünde ise, "Yukarıda kapsamı belirtilen adli analiz incelemeleri bütüncül olarak değerlendirildiğinde, normal kullanıcı davranışlarıyla açıklanamayacak bir uyumsuzluğa rastlanmamıştır." değerlendirmesi yapıldı.

İzmir'de görülen ve kamuoyunda "askerî casusluk" olarak bilinen davayla ilgili TÜBİTAK tarafından hazırlanan ve mahkemeye ulaşan Dijital Adli Analiz Raporu, sanık avukatlarına verildi. 9 Haziran 2014 tarihli, 69 sayfa ve 17 ek klasörden oluşan raporda uzmanlar tarafından mahkeme, sanık ve avukatları tarafından yöneltilen sorulara cevaplar verildi. Sanıklar Bilgin Özkaynak, Narin Kormaz, Saygın Özdemir, Onur Süer, Hakan Oğuzhan, Safiye Köten, Sunay Akkaya, Filiz Albayrak, Songül Akdin ve Meryem Bağcı'dan ele geçirildiği iddia edilen 19 adet harddisk ve flaş bellek gibi dijital materyallerin incelenmesi sonucu hazırlanan raporda, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yöneltilen, “Suça konu dijital veri ve materyallere teknik anlamda usulüne uygun el konularak imajlarının alınıp alınmadığı”, “İmajların teknik anlamda asılları ile örtüşüp örtüşmediği”, “El koymadan sonra herhangi bir tahrifat ve manipülasyona maruz kalıp kalmadıkları, imaj alındıktan sonra herhangi bir ekleme çıkarma yapılmış olup olmadığı” şeklindeki sorulara cevap verildi. TÜBİTAK uzmanları, “İmajların, adli bilişim standartlarınca kabul edilen yazılımlar vasıtasıyla alındığı görülmüştür. 19 delilin bir tanesi hariç diğerlerinde, özetleme fonksiyonu değerlerinin tutanaktaki değerlerle aynı olduğu tespit edilmiştir. İmaj alma tutanaklarındaki özetleme fonksiyonu değerleri ile tarafımızdan hesaplanan özetleme fonksiyonu değerlerinin aynı olduğu tespit edilmiştir. İmaj alma tutanakları dijital delillere el konulduğunda oluşturulduğundan, bu delillerin şu an aynı özetleme fonksiyonu değerlerine sahip olmaları, bu delillere el konulduktan sonra herhangi bir müdahale edilmediğini göstermektedir.” cevabını verdi.

Ayrıca bilirkişi sanık ve sanık avukatlarının sorularına da raporda cevap verildi. “Dijital materyallerin tamamen sahte olarak üretilip üretilmediği”, “Üst veri yollarında oynama olup olmadığı”, “Bilgilerde değişiklik yapılıp yapılmadığı”, “Varsa bu değişikliğin hangi tarihte yapılmış olabileceği” sorularına, "Delillerde sahtecilik olarak değerlendirilebilecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Sahtecilik yapıldığına dair bir bulgu olmadığından, bunun tarihinden bahsetmek mümkün değildir. Dosya sistemi üst verilerinde dosyanın zaman bilgileri içerenleri ile dosya iç üst verilerinde bulunabilen zaman bilgileri farklı olabilmektedir. Birçok dosyanın, birden fazla delilde ve Pandora veri tabanında aynı hash değerlerine sahip olduğu tespit edilmiştir. Bu bağlamda, aynı hash değerine sahip dosyaların bir veri depolama biriminden diğerine aktarılmış olabileceği değerlendirilmektedir.” şeklinde cevaplar verildi.

Sanık avukatları, TÜBİTAK raporunu kabul etmediklerini söyledi. CİHAN

Yorumlar