Toplumsal depresyon, ekonominin çökmesine neden olabilir!

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, toplumsal depresyonun bireysel çöküntü hallerinden çok daha tehlikeli olduğunu ve pandemik yayılım gösterdiğini belirterek yıldırım hızıyla memleketin tüm fertlerini etkileyebileceğini açıkladı.

Google Haberlere Abone ol
Toplumsal depresyon, ekonominin çökmesine neden olabilir!

Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, toplumsal depresyonun bireysel çöküntü hallerinden çok daha tehlikeli olduğunu ve pandemik yayılım gösterdiğini belirterek yıldırım hızıyla memleketin tüm fertlerini etkileyebileceğini açıkladı. Yavuz, medyanın bu durumda yatıştırıcı bir tutum izlemezse tablonun giderek derinleşeceğini, hatta tam bir kısır döngüye girilerek, toplumsal ekonominin tamamen çökmesine bile neden olabileceğini belirtti.

Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, kişiyi çepeçevre saran hayatı çekilmez kılan ve onu sosyal hayattan koparan depresyon ile ilgili bilgiler verdi. Bunalım yaşayan kişinin hayattan zevk almaması, bir amacının ve hedefinin olmamasının söz konusu olabildiğini söyleyen Yavuz, bu durumun bazı zamanlarda intiharlarla sonuçlanabildiğini açıkladı. Yavuz, bireylerin olumlu ve olumsuz enerjisinin topluma yayıldığını belirterek, “Düşünceler de aynı maddesel nesneler gibi atomlardan ve onların da daha küçük bölümleri olan kuant taneciklerinden oluşur. Atomlardan oluşmuş, enerjisel bir madde olan düşünce; toplumu oluşturan fertler olumlu düşünürse evrene pozitif, olumsuz düşünürse negatif enerji yayar. Toplumun geneli olumsuz düşünmeye başladığında, mevcut kitlesel çöküntü hali dalga dalga tüm fertlere yayılır, her ortamı karamsarlık ve kötümserlik duyguları kaplar.” dedi.

Yavuz, toplumsal depresyonun bireysel çöküntü hallerinden çok daha tehlikeli olduğunu ve pandemik yayılım gösterdiğini belirterek bir yıldırım hızıyla memleketin tüm fertlerini etkileyebileceğini açıkladı. Özellikle bu konuda yazılı ve görüntülü medyanın, sosyal paylaşım sitelerinin depresyonun herkesi etkisine almasına yardımcı olabileceğini söyleyen Yavuz, “Bu nedenle bir ülkenin geleceği ile alakalı önemli yönetimsel krizlerde, deprem gibi tabi afetlerde toplumun nerdeyse tamamını etkisi altına alan bir toplumsal depresyon tablosu ortaya çıkar. İnsanlar kötümser bir yaklaşım ve karamsar bir bakış açısı sergilemeye başlar. Bu da insanların topyekün kitlesel olarak bir depresif moda girmelerine neden olur. Mevcut karamsar tablo nedeniyle gelecek belirsizdir. Bu yüzden tüm parasal aktiviteler askıya alınır. Ekonomi, hayatın her noktasında geriye doğru gitmeye başlar.“ şeklinde konuştu.

Medyanın yatıştırıcı bir tutum izlemezse tablonun giderek derinleşeceğini, hatta tam bir kısır döngüye girilerek, toplumsal ekonominin tamamen çökmesine bile neden olabileceğini belirten Yavuz, sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu yüzden mevcut kriz ortamını abartarak ve ajite ederek halka vermek çok daha vahim sonuçları beraberinde getirebilir. Bu hususta en korkulan durum ise, toplumsal depresyonun, toplumsal panik atağa dönüşmesidir. Bu durumda ekonomi tam anlamıyla durma noktasına gelir. Yaşanan iflaslar ve işsizlik nedeniyle tablo tamamen işin içinden çıkılmaz hale gelebilir, kaos ortamları ve iç karışıklıklar ortaya çıkabilir. “

Toplumsal depresyona girilmemesi için medyanın yatıştırıcı ve sakinleştirici bir konum üstlenmesinin öneminden söz açan Yavuz, “Yaşanan yönetimsel veya afetsel krizler olabildiğince sakin ve soğukkanlı karşılanmalı, toplumu gerecek ve karamsarlığa sevk edecek açıklamalardan uzak durulmalıdır. Tüm organları ile medya krizin aşıldığına dair telkinler vermeli ve özellikle yöneticiler tarafından toplumu rahatlatan ikna edici açıklamalar yapılmalıdır. Toplumsal depresyonun hızlı yayılan bir salgın hastalık olduğunun bilincine varılmalıdır. Ülke menfaatleri açısından sakin ve mantıklı düşünmeli, gerekirse mevcut olumsuzluklar daha sakin ve uygun ortamlarda çözmek için ertelenmelidir.” ifadelerini kullandı.

CİHAN

Yorumlar