TMMOB: Maden ocaklarındaki denetimsizlik 2005’ten sonra arttı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, maden ocaklarında denetimsizliğin 2005 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri'nin ocakları özel sektöre kiraya vermesiyle arttığını açıkladı. Açıklamada,...

Google Haberlere Abone ol
TMMOB: Maden ocaklarındaki denetimsizlik 2005’ten sonra arttı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu, maden ocaklarında denetimsizliğin 2005 yılında Türkiye Kömür İşletmeleri'nin ocakları özel sektöre kiraya vermesiyle arttığını açıkladı. Açıklamada, “Devletin işlettiği dönemlerde de madenlerde kazalar yaşanmıştır; ancak hiçbiri bu kadar büyük çapta olmamıştır. Burada tek suçlu maden şirketi değil, Çalışma Bakanlığı da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı da aynı derecede bir kusurun içinde. Çünkü görevi gereği düzenli yapması gereken denetimleri yapmadığı ya da yapılan denetimlerde buna göz yumulduğu olayın neticesinden anlaşılmaktadır. Çalışma Bakanlığı’nın zaten çok sıkı olmayan denetimleri, özellikle 2005 yılında alınan rödovans karşılığı özelleştirilen madenlerde genel olarak zayıflamıştır, denetimler zayıflayınca iş cinayetleri de artmıştır.” denildi.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu yazılı bir açıklama yaparak Soma’da meydana gelen olayı kınadı. Açıklamada, “Soma Maden Ocakları 2005 yılında rödovans karşılığı özelleştirilen maden ocaklarından biridir. Şirketin iş güvenliğine titizlikle uyan bir madencilik şirketi olduğu iddia edilmektedir. Madende o gün kaç işçinin çalıştığını bilemeyen, ocaktaki gaz oranını izleyemeyen, kamuoyuyla hiçbir bilgi paylaşamayan bu şirketin, teknolojiyi iyi kullanamadığı ve iş güvenliğini de uygulamadığı facianın sonuçlarından ortaya çıkmaktadır. Trafonun patlaması bile gerekli bakımın, testlerin, denetimin yapılmadığının ipuçlarını bizlere vermektedir. Çünkü yeraltında trafo patlaması sonucu meydana gelen yangınların ortama sızdırmayacak standartlara sahip olması gerekmektedir. Sadece bu bile ortada ciddi bir ihmalin olduğunu göstermektedir. Taşeron işçi çalıştırma yaygınlaşmış, bunun üzerine taşeronun taşeronu işçiler çalıştırılmış, iş güvenliği eğitimi bile almadan işçiler madenlere indirilmiş, sendikalı işçi sayısı azalmıştır. Madende yaşamını yitirenler arasında 15 yaşında bir çocuğun olması da; kaçak çocuk işçi çalıştırılması da bu denetimsizliğin en basit göstergesidir.” denildi.

ENERJİ BAKANININ EMEKÇİLERDEN TANE DİYE SÖZ ETMESİ

Açıklamada hukukun yerini keyfiyetin aldığı, kişiye özel hukukun geliştirildiği, devletin istediği zaman denetim dışına çıktığı ancak hesap vermediği bir duruma geldiğine dikkat çekilerek şöyle denildi: “Kent topraklarının, suyunun, orman arazilerinin; madenlerinin, fabrikalarının satılıp kalkınma modeli olarak yutturulduğu bu son on iki yılda; hükümetin kalkınma modelinin sadece zenginler için ya da iktidara yakın yeni zenginler yaratılması için yapıldığı, bu modelde; emekçiye, yurttaşa, doğaya yer olmadığı bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bu ülkede insanın hiçbir değerinin olmadığı, enerji bakanının, yaşamını yitiren emekçilerden “tane” diye söz etmesiyle bir kez daha ortaya çıkmıştır. Demokratik ülkelerde böylesi olaylarda hükümetler düşer. Ama bizim gibi ülkelerde bakanların istifasını istemek bile yanlış bulunur. Biz yine de Çalışma Bakanı ve Enerji Bakanı sorumluluklarının gereğini yapmayarak böyle bir faciaya davetiye çıkardıklarından dolayı istifaya davet ediyoruz. Maden sahibi başta olmak üzere gerekli önlemleri almayan, görevini ihmal ederek bu faciaya yol açanların mutlaka yargılanmasını istiyoruz. Yargılanmalıdır ki; bir daha hiç kimse kar için insan hayatıyla oynamasın.” CİHAN

Yorumlar