TGF'ye bağlı 76 basın meslek örgütü emniyet önünde kalem bıraktı

İstanbul merkezli yürütülen üç ayrı yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’nün aldığı, gazetecilerin emniyet hizmet binalarına girişini yasaklayan karara tepkiler devam ediyor.

Google Haberlere Abone ol
TGF'ye bağlı 76 basın meslek örgütü emniyet önünde kalem bıraktı

İstanbul merkezli yürütülen üç ayrı yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Emniyet Genel Müdürlüğü’nün aldığı, gazetecilerin emniyet hizmet binalarına girişini yasaklayan karara tepkiler devam ediyor. Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF)’na bağlı 76 meslek örgütünden gazeteciler, Türkiye’nin dört bir yanındaki emniyet müdürlüğü binalarının önünde toplanarak kalemlerini bıraktı.

TGF Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, İzmir İl Emniyet Müdürlüğü önünde toplanan gazetecilerle birlikte kararı protesto etti. Konak Meydanı'ndaki binanın girişinde toplanan gazetecilere hitap eden Sertel, emniyet hizmet binalarına girişlerinin yasaklanmasının sansür olduğunu iddia etti. Eylemin, TGF’ye bağlı 76 meslek örgütünde Türkiye’nin dört bir yanında yapıldığını belirterek, “Sansüre asla boyun eğmeyeceğiz. Gazetecilere yönelik yasakçı uygulamalara bir yenisi daha eklendi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan genelgeyle Türkiye genelinde 22 Aralık 2013 tarihi itibarıyla basın mensuplarının, emniyet müdürlüğü hizmet binalarına giriş yapmaları yasaklandı. Genelgede ayrıca gazetecilerin, bazı emniyet hizmet binalarında yer alan basın odalarına giriş kartlarını iade etmeleri istendi. Demokrasilerde, ‘Sen buraya giremezsin, sen bu konuyu yazamazsın’ gibi dayatmalar yoktur. Bu sansürdür.” dedi.

Gazetecilerin, toplumun bilgi edinmesi ve gerçekleri öğrenme hakkı için kamu görevi gördüğünü aktaran TGF Genel Başkanı Sertel, “Bu nedenle sade vatandaştan farklı olarak, birçok kurum ve kuruluşa özgürce girebilir. Ülke gündeminin hırsızlık, yolsuzluk gibi son derece ağır ithamlarla meşgul olduğu bugünlerde yayımlanan bu genelge manidardır. Bu genelgeyle kamunun haber alma hakkının engelleniyor olmasını ne yazık ki tek kelimeyle nitelendirebiliyoruz, onun da adı sansürdür. Bu karar sansürdür. Basın özgürlüğüne açık bir müdahaledir. Türk basını, 12 Eylül darbesinde faşist cunta döneminde bile böylesi bir uygulamaya, böyle bir dayatmaya maruz bırakılmamıştır.” diye konuştu.

Toplumun gerçekleri öğrenmeye her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu vurgulayan Sertel, hiçbir yönetimin gerçekleri uzun süre saklayamayacağını, her gerçeğin gün ışığına çıkmaya mahkum olduğunu kaydetti: “Bu memlekette namuslu polisler, namuslu emniyet müdürleri, namuslu gazeteciler olduğu sürece hırsızlar mutlaka yakalanacaktır. Bizler dün olduğu gibi bugün ve gelecekte halkın haber alma hakkı için yazmaya, gerçekleri günyüzüne çıkarmaya devam edeceğiz. Sansüre asla boyun eğmeyeceğiz. Gazetecilerin bilgiye erişim hakkının gaspedilmesi nedeniyle avukatlarımız aracılığıyla genelgenin iptali hakkında dava açılacağını da buradan duyuruyoruz. Bugün kalemlerimizi burada bırakıyoruz ama bu bırakmış olmamız bir yenilginin ifadesi değil, sansüre olan karşı duruşumuzun, tepkimizin ifadesidir.”

Atilla Sertel ve beraberindeki gazeteciler, daha sonra kalemlerini emniyet binası girişindeki merdivenlere koydu. CİHAN

Yorumlar