TEMA: Bir yerde orman ve su yoksa hayat da yoktur

TEMA Vakfı Antalya İl Başkanı Şenay Malbora Kurdoğlu, dünya üzerindeki toplam su akışının yüzde 60'ının, kara alanlarının yüzde 30'nu oluşturan ormanlardan sağlandığını söyledi.

Google Haberlere Abone ol
TEMA: Bir yerde orman ve su yoksa hayat da yoktur

TEMA Vakfı Antalya İl Başkanı Şenay Malbora Kurdoğlu, dünya üzerindeki toplam su akışının yüzde 60'ının, kara alanlarının yüzde 30'nu oluşturan ormanlardan sağlandığını söyledi. Dünya Ormancılık ve 22 Mart Dünya Su Günü ile ilgili olarak Manavgat ilçesinde bir açıklama yapan Kurdoğlu, İstanbul dahil olmak üzere dünyadaki büyük şehirlerin büyük bölümünün sularının ormanlık bölgelerden sağlandığını kaydetti. Dünyanın en önemli ekosistemlerinden biri olan ormanlar ve hayatın temel kaynağı suyun varlığının gelecek nesiller adına korunması gerektiğini vurgulayarak, orman ve suyun olmadığı bir yerde hayatın da olmayacağını söyledi.

Ormanların yararlanılabilir su miktarı, yüzey ve toprak altında suyun akışı ve kalitesini önemli ölçüde etkilediğinin altını çizen TEMA İl Başkanı Kurdoğlu, ağaçların oluşturduğu tepe örtüsü ve bunun altında bulunan bitkilerle organik materyallerin, suyun toprağı aşındırmadan yavaşça sızmasını sağladığını anlattı. Ormanların mevsim değişmelerine bağlı olarak akarsularda akış rejiminin düzenliliğini koruduğunu, suya katkısı ve sağladığı su miktarının yanında suyun kalitesini korumasının çok önemli olduğunu kaydetti. Şenay Malbora Kurdoğlu, "Ormanlar, tortulaşma kaynaklı düşük su kalitesi sorununu en aza indirgiyor. Ayrıca suya bağlı olarak ortaya çıkan arazi kaymalarıyla sel ve taşkınların oluşmasını, çölleşme ve tuzlanmayı engelliyor. Yamaçlarda ve eğimli alanlarda doğal barikat görevi görüyor, su kaynaklarını ve yataklarını koruyor. Dünya Ormancılık Günü, Avrupa Tarım Federasyonu (CEA) ve Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) kanalıyla Kuzey Yarımküre'de ilkbaharın, Güney Yarımküre'de sonbaharın başlangıç günü olan 21 Mart'ta, Dünya Su Günü ise Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 22 Mart’ta kutlanıyor. Dünya Su Günü'nün bu yılki teması, 'Su ve Enerji' olarak belirlendi. Su ile enerji ilişkisi, 'Su yoksa enerji, enerji yoksa su yok' olarak ifade edildi. Yoksullukla mücadele ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için kalkınmaya, kalkınma için de enerjiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Birleşmiş Milletler, bu kapsamda sürdürülebilir enerji ve suyun öneminin altını çiziyor." dedi.

Enerji üretim sistemlerinin yüzde 90'ının yoğun olarak su kullanıldığını belirten Kurdoğlu, endüstriyel su kullanımının yüzde 75'inin enerjide olduğunu ifade etti. Enerji üretiminde kullanılan petrol, kömür, gaz ve uranyum gibi yakıtların soğutulması için yoğun olarak su kullanıldığına dikkat çekerek, giderek yaygınlaşan biyoyakıt üretimi için de suya ihtiyaç olduğunu söyledi. Kurdoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Örneğin karayolu taşımacılığında biyoyakıt kullanımının yüzde 5 artması halinde, tarımdaki su kullanımı yüzde 20 oranında artacak. 2035 yılında küresel enerji kullanımının yüzde 50, su tüketiminin de yüzde 85 oranında artması bekleniyor ancak üretilemez bir varlık olan suyun dünyadaki miktarı artmıyor. Bugün dünya üzerindeki tatlı su miktarı, Sezar'ın antik Roma'yı yönettiği dönemle aynı. Üstelik her yıl yaklaşık 15-18 milyar metreküp tatlı su kaynağı, fosil yakıt üretiminden dolayı kirleniyor. Kömür enerjisi nedeniyle oluşan asit yağmurları, suları daha da asidik hale getiriyor. Oysa yenilenebilir kaynaklardan enerji üretildiğinde çok daha az su kullanılıyor." CİHAN

Yorumlar