Telatar: Bölgedeki elektrik santralleri tarım arazilerine, çevreye zarar veriyor
Samsun Çevre Birlikteliği Sözcüsü Elektrik Mühendisi Metin Telatar, Samsun bölgesinde bulunan elektrik santrallerinin tarım arazilerine kurulduğunu, dolayısıyla çevreye zarar verdiğini savundu.
Samsun Çevre Birlikteliği Sözcüsü Elektrik Mühendisi Metin
Telatar, Samsun bölgesinde bulunan elektrik santrallerinin tarım
arazilerine kurulduğunu, dolayısıyla çevreye zarar verdiğini
savundu. Telatar, bölgedeki termik santrallerin denize ve çevreye
verdiği zararı belgelerle ve raporlarla açıkladıklarını
söyledi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Terme Şubesi'nin enerji kaynaklarıyla
ilgili düzenlediği söyleşi, Belediye Kültür Merkezi'nde yapıldı.
Belediye başkan adayları ve sivil toplum kuruluşlarının ilgi
gösterdiği söyleşide, enerjide dışa bağımlılık ve termik
santrallerinin çevreye verdiği zararlar konuşuldu. Programa; Samsun
Çevre Birlikteliği Sözcüsü Elektrik Mühendisi Metin Telatar, Ziraat
Yüksek Mühendisi Kenan Atagün konuşmacı olarak katıldı. Telatar,
Samsun bölgesinde bulunan elektrik santrallerinin bulunduğu bir
haritayı göstererek, bölgede kurulan elektrik santrallerinin
çevreye verdiği zararı anlattı. Yaşanan sürecin nasıl
gerçekleştiğini aktaran Telatar, "Elektrik santrallerine, enerjiye
bizim tabii ki ihtiyacımız var, fakat bu santraller tarım
arazilerine kuruldu. Bunların daha çok farklı alanlara yapılması
gerekir. Özellikle termik santral deniz suyu kullanıyor ve ısınan
su tekrar denize bırakılıyor, deniz suyunun ısısı değişiyor ve bu,
denizde yaşayan canlıları etkiliyor. Karadeniz sahilinin başlangıcı
olan Samsun'dan Doğu Karadeniz deniz kenarında sıralanan santraller
kat ve kat çevreye zarar veriyor. Bu kıyı şeridi termik
santrallerle doldu." dedi.
Ziraat Yüksek Mühendisi Kenan Atagün de Çarşamba ve Terme
ovalarının farklı bir tarım arazisine sahip olduğunu, bu ovaların
önemli bereketli topraklar olduğunu söyledi. Bu bölgede özellikle
tarım arazilerinde yapılan yatırımların yanlış olduğunu belirten
Atagün, "Bu santrallerden çıkan azot ve kükürt, yağmurla birlikte
tekrar toprağa inerek bitkilere ve tarım arazilerine zarar veriyor
ve biz de bunları tüketiyoruz. Yağan asitler doğanın dengesini
bozarak bölgenin tarım kazancına damga vuruyor ve tarım kalitesini
düşürüyor. Özellikle bu santrallerden çıkan gazlar, atmosferde
katman oluşturarak atmosferin ısınmasına ve bölgede yağışların
azalmasına neden olurken, ısınan hava ile birlikte doğal denge
bozulmaktadır. Bölgede yetişen ürünler ve bitkiler, iklim
değişikliği nedeni ile farklılaşmakta ve tarımla uğraşan çiftçiler
ekonomik olarak zarar görmektedir.” diye konuştu. Daha sonra
söyleşiye katılan konukların soruları cevaplandırıldı.
CİHAN
Yorumlar