TEİS: Maalesef bütün ilaçların ‘reçeteli’ olarak verilmesi için hazır değiliz

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, 'ülkenin maalesef bütün ilaçların tamamen ‘reçeteli’ olarak verilmesi için henüz hazır olmadığını' söyledi. Sağlık Bakanlığı denetimlerinde, ‘reçetesiz’...

Google Haberlere Abone ol
TEİS: Maalesef bütün ilaçların ‘reçeteli’ olarak verilmesi için hazır değiliz

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, 'ülkenin maalesef bütün ilaçların tamamen ‘reçeteli’ olarak verilmesi için henüz hazır olmadığını' söyledi. Sağlık Bakanlığı denetimlerinde, ‘reçetesiz’ ilaç sattıkları gerekçesiyle eczacıların mağdur edildiğini, gerekçe olarak da 86 yıllık 1262 sayılı kanunun gösterildiğini anlatan Saydan, "Gerek SGK’nın muayene ücreti, reçete katkı payı, reçete parası gibi ağır koşulları, vatandaşlarımızın düzenli kullanmak zorunda kaldıkları ilaçları, reçete yazdırmadan eczanelerimizde almak istemeleri, gerekse ülkede yetişmiş doktor ve uzman doktor sayısının yetersiz olması sonucu sürekli kullandıkları ilaçları almak isteyen hastalarımızla bu uygulama yüzünden karşı karşıya gelmekteyiz. 86 yıllık, neredeyse asırlık olan bir kanunla zaman zaman Bakanlığımızın eczane denetimlerinde ‘hiçbir ilacı reçetesiz veremezsin’ demesi bizleri sıkıntıya sokmaktadır." dedi.

Tüm Eczacı İşverenler Sendikası (TEİS) Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, ‘Türkiye'ye Reçeteli İlaç Satışı Dayatması’ başlıklı yazılı bir açıklama yaptı. Türkiye’nin reçeteli ilaç satışına hazır olmadığını belirten Saydan, "Eczanelerimizde, astım krizi veya kalp krizi için kullandıkları ilaçları almaya gelen vatandaşlarımıza veya kucağında çocuğu ateşler içinde yanarken gelen babaya ‘reçeten yoksa ilaç veremem’ denilemez." ifadesini kullandı.

Reçeteli ilaç satışının dayatılmaya çalışıldığını, ancak hem toplum olarak hem de altyapı olarak buna hazır olunmadığını vurgulayan Saydan, "Özellikle son günlerde Sağlık Bakanlığı denetimlerinde, ‘reçetesiz’ ilaç sattıkları gerekçesiyle eczacılar mağdur edildi. Sağlık Bakanlığı tarafından gerekçe olarak, 86 yıllık 1262 sayılı kanun gösterilmektedir. Bizler biliyoruz ki Bakanlığımız bazı grup ilaçlar (doping ilaçları, hormonlar vb.) için hatırlatma yapmıştır. Ama bazı bölgelerde yapılan denetimlerde bütün ilaçların reçeteli verilmesi gerektiği yönünde sıkıntılar hasıl olmuştur. Bizler bu ülkenin eczacıları olarak aldığımız eğitim gereği hangi ilaçları kime vermemiz gerektiğini gayet iyi biliyoruz. Sürekli kullandığı kalp tansiyon ya da astım ilacı biten hastayı gecenin bir yarısı doktor ve hastane aratmaya zorlamak akılcı ve bilinçli ilaç kullanımını sağlamaya çalışmak değil hastalara zulüm yapmak olur." değerlendirmesini yaptı.

Ülkemizdeki hekim sayısı ve vatandaşın ilaç bilincinin uygun olması durumunda eczacıların sadece yazılan reçetelere göre ilaç verebileceğini anlatan Saydan, açıklamasında şu görüşleri dile getirdi: "Ama ülkemiz maalesef bütün ilaçların tamamen ‘reçeteli’ olarak verilmesi için henüz hazır değildir. Gerek SGK’nın muayene ücreti, reçete katkı payı, reçete parası gibi ağır koşulları, vatandaşlarımızın düzenli kullanmak zorunda kaldıkları ilaçları, reçete yazdırmadan eczanelerimizde almak istemeleri, gerekse ülkede yetişmiş doktor ve uzman doktor sayısının yetersiz olması sonucu sürekli kullandıkları ilaçları almak isteyen hastalarımızla bu uygulama yüzünden karşı karşıya gelmekteyiz. 86 yıllık, neredeyse asırlık olan bir kanunla zaman zaman Bakanlığımızın eczane denetimlerinde ‘hiçbir ilacı reçetesiz veremezsin’ demesi bizleri sıkıntıya sokmaktadır. Çünkü bu durumda ilaç üzerinden para kazanmaya çalışan fırsatçılara gün doğmakta, bu tür ilaçlara internet üzerinden gayet rahat olarak ulaşılabilmektedir. Daha market raflarında bulunan karekodlu ilaçlar sorunu halledilmeden eczaneleri suçlayıcı tarzda uygulamalar denetimler yapmak iyi niyet kuralları çerçevesinde görülmemektedir."

'ÇOCUĞU ATEŞLER İÇİNDE YANARKEN GELEN BABAYA ‘REÇETEN YOKSA İLAÇ VEREMEM’ DENİLEMEZ'

Eczacılar olarak ‘reçetesiz ilaç’ satmak için değil, sürekli ilaç kullanan ya da acil durumdaki vatandaşların ilaçlarını vermek istediklerini dile getiren Baydan şunları söyledi: "İlaç Takip Sistemi (İTS) ile ilaçların vatandaşın eline ulaşılıncaya kadar kontrolü mümkün. Ancak sistem başlangıç sırasında 1,5 yıl çok sağlıklı çalışmadı. Eczanelerimizde olmayan ama sistemde biz bildirim ve düşüş yaptığımız halde gözüken ilaçlar mevcuttur. Bunların düzeltilmesi için TİTCK’nın bizlere yol gösteren bir kılavuz yayınlaması ve vatandaşın devamlı kullandığı veya acil olarak reçetesi olmadığı halde alma ihtiyacı olan ilaçları alabileceği bir sistemin kurulması gerekmektedir. İTS de nasıl ilaçların TC numaraları mevcut ise vatandaşlarımızın da TC numaralarını girerek verebileceğimiz bir sistem yapılması gerekmektedir. Bu sistemi kurmadan, eczanelerimizdeki ilaçlarla, İTS sistemindeki ilaçların eşitliğini sağlamadan eczanelerimize uygulanacak baskı ilaç ve eczacılık hizmetini cidi bir kaosa sokacaktır. Eczanelerimizde, astım krizi veya kalp krizi için kullandıkları ilaçları almaya gelen vatandaşlarımıza veya kucağında çocuğu ateşler içinde yanarken gelen babaya ‘reçeten yoksa ilaç veremem’ denilemez. Bu durum sonucunda, ya eczacılar olarak şiddete maruz kalırız, ya da hastalarımızın sağlığını tehlikeye atmış oluruz. Biz bu durumlarla karşılaşmak istemiyoruz."

Eczacıların 5 yıllık detaylı fakülte eğitimi almış ilaç uzmanları olduğunu anlatan Saydan, "Amacı dışında veya kötü amaç için kullanılan ilaçları zaten kontrollü olarak takip edilerek verilmektedir. Bakanlık tarafından kontrol edilmesi gereken ilaçlar (mor reçete, kırmızı reçete) zaten reçeteli veriliyor. Ama ağrı kesici, öksürük şurubu gibi ilaçlar ya da devamlı kullandığı bir ilacı kaybettiği, kırdığı için gece nöbetteyken gelen hastalardan reçete mi isteyeceğiz? Bu duruma vatandaş da hastaneler de acil doktorları da eczacı da hazır değil. İlacını kaybeden, kıran, doktor tarafından tavsiye edildiği halde SGK'nın Sağlık Uygulama Tebliği koşullarından dolayı ilaçlarına ulaşamayan hastalarımızın ilaçlarını verebilmeliyiz. Yetkililer unutmasınlar, kimse sabah kalkıp veya gece yarısı aklına esip, zevk için gidip ilaç alayım demez. Ama ilaca ihtiyacı olan vatandaş, mutlaka ilaçlarını temin etmek zorundadır. Aksi halde anında kullanılması gereken ilacını alamayan hastanın hayati sorumluluğunu kim karşılayacaktır? Özetle; yasalar günün koşulllarına uygun hale getirilmeli, kurum tarafından gerekli kılavuzlar hazırlanarak ve ilaç eczacılık hizmetini aksatmayacak yöntemlerin hayata geçirilmesi gerekmektedir." açıklamasında bulundu. CİHAN

Yorumlar