Taşları değil çiçekleri yontup, sektöre yeni bir boyut kazandırdılar

Tasarım deyince akla ilk olarak ya kumaş gelir ya da bir evin odası. Öyle bir meslek var ki şu günlerde Türkiye’de de yavaş yavaş gelişmeye başladı. Egzotik bitkilerle birbirinden ilginç formlara imza atılan kesme çiçek tasarımında işin...

Google Haberlere Abone ol
Taşları değil çiçekleri yontup, sektöre yeni bir boyut kazandırdılar

Tasarım deyince akla ilk olarak ya kumaş gelir ya da bir evin odası. Öyle bir meslek var ki şu günlerde Türkiye’de de yavaş yavaş gelişmeye başladı. Egzotik bitkilerle birbirinden ilginç formlara imza atılan kesme çiçek tasarımında işin ustaları taşlar gibi çiçekleri yontarak birbirinden ilginç tasarımlar ortaya koyuyor. Şu sıralar gelin buketleri, damat yaka çiçekleri en çok talep edilen ürünler arasında. Bunların yanı sıra dünyaca ünlü markaların da mekân giydirmelerinde ilk tercih edilen isimler.

Kesme çiçek tasarımcılarından biri Pınar Yılgın Güner. Güner, İstanbul Üniversitesi peyzaj mimarlığı bölümünden mezun olmuş, sonrasında Yıldız Teknik Üniversitesi’nde de kentsel tasarım üzerine yüksek lisans yapmış. Peyzaj sektöründe 7 yılı aşkın süredir çalışan Güner, bir yandan da kendi özel zevki olan çiçek tasarımına merak salmış ve Londra’ya giderek bu konuda eğitim almış. İki işi bir arada yapan Güner, yaklaşık 3 yıldır da İtalyanca ‘benim çiçekçim’ anlamına gelen ‘miafiorista’ markasıyla hizmet veriyor. Çiçek tasarımcısı, peyzaj mimarı olduğu için bitkilerin hepsini tanıdığını söylüyor ve ekliyor:

"Onların nasıl kullanılacakları, doğada nasıl bir arada ahenk içinde yaşadıkları gibi bilgilerin hepsine sahiptim ancak kesme çiçek tasarımı biraz daha özel ve naif bir şey. O yüzden bunun da bence en hoş yapıldığı yer olan İngiltere’de eğitimini almak istedim; çünkü onlar daha doğal formlar kullanıyorlar. Mesela Fransızlar çok daha elegan, elle yapıldığı belli olan, doğadan daha uzak ve daha şık şeyler yaparlar. İngiltere’de ise daha doğal tasarımlar kullanılıyor. İngiltere’de gelin buketleri, düğün konseptleri üzerine aldığı eğitimde hem renk hem doku, hem stil olarak hem tarz olarak neler yapılabileceğine dair keyifli geçen bir eğitimdi. Ondan sonra da zaten bu yolda devam etmek istediğime emin olup ilerledim."

Başlarda amatör bir kurulum ile iş yaptığını aktaran çiçek tasarımcısı, "İlk başlarda çok sevdiğim bir şey olarak ilerlerken sonrada neredeyse kimliğime yapışana kadar, çiçekçi Pınar noktasına gelecek kadar bende bir sevda oluşturdu. Ne kadar mimarlık ve tasarım eğitimleri almış da olsam o yüzden Londra’daki eğitimi de tamamladıktan sonra artık atölyemi açabilirim, insanlara verebileceğim daha net bilgilerim var diye düşünerek atölyemi açtım." diyor.

"MATEYALLERİMİZ CANLI VE ÇOK GÜZELLER"

Mesleki açıdan çok şanslı olduğunu düşünen Güner, doğal ve kendiliğinden güzel materyallerle çalıştıklarını belirtiyor. Bir modacı ya da bir bina tasarlayan mimarın materyallerinin hepsinin yapay olduğuna dikkat çeken Güner, "Ama bizim materyallerimiz canlı ve çok güzeller. Bize sadece bazı tasarım ilkelerine sadık kalarak ve kendi vizyonumuz doğrultusunda ortaya bir şeyler çıkarmak kalıyor. Ama tabi işi zorlaştıran yanı materyallerin canlı olması. Tasarım ömrümüzün kısa olması, her çiçek kurutmaya müsait olmuyor çünkü." ifadelerini kullanıyor.

Bu arada çiçeklerden yararlanılarak gelin buketleri, damat yaka çiçekleri, nedime bileklikleri, broşlar ve gelin taçları üretilebiliyor. Pınar Yılgın Güner’in kapısını en çok gelinler çalıyor ve Güner’e göre doğadan bir parça taşıma fikri gelinlerin çok hoşuna gidiyor. Düğün sezonunda gelinlerin tercihi, doğal gibi görünen buketlerden yana oluyor ve Güner gelinler için buketin sap kısmını gelinliğin kumaşıyla süslüyor. Çiçekleri temin ettiği birkaç farklı sistemin olduğunu vurgulayan Güner, "Aslında Anadolu yakasında mezat kuruluyor. Buraya çok sık katılmıyorum. Daha ziyadesiyle Çengelköy ve Beşiktaş’ta toptancılar var Hollanda’dan ithal olarak çiçek getiren. Afrika’dan çiçek getiren çok büyük firmalar var. Onların her hafta belli günlerde TIR’ları geliyor. Gidiyoruz ve ihtiyacımız olan kadarını alıyoruz." diyor.

"HERKES KİŞİYE ÖZEL BİR ŞEY İSTİYOR"

Sektörün çok yeni olmadığını fakat yeni yeni duyulmaya başladığını söyleyen Güner, çiçekçiliği çok uzun zamandır, çok iyi yapan insanların olduğunu kaydediyor ve şu yorumu yapıyor:

"Çok kaliteli, eğitim almamış ama sektörün içinde yetişmiş insanlar var. Ama bu ara bence sosyal medyanın da getirdiği bir şey. İnanılmaz bir ilgi arttı. Ben daha da iyi olacağını düşünüyorum çünkü normal çiçekçilik servisi artık insanları tatmin etmiyor. Çünkü görüyorlar, bilgiye ulaşmak çok kolay. Çok güzel şeyler görüyorlar. Sahip olmak istiyorlar dolayısıyla da. Herkes kişiye özel bir şey istiyor. Biz de buna hizmet etmeye çalışıyoruz. Ben ileride de sektörün gelişeceğini ve devam edeceğini düşünüyorum."

Atölye çalışmaları da düzenleyen ve bunun dünyada oldukça yaygın olduğunu belirten Pınar Yılgın Güner, "İnsanlar doğaya çok hasretler, bir nebze olsun çiçeklerle vakit geçirmek terapi gibi oluyor. Derslerimizin içeriğinde de en amatör ya da en keyif için gelen gruba bile birazcık temel tasarım ilkelerinden, renklerden, makas nasıl kullanılır, nasıl kendimi yaralamayız ve kesme çiçek bakımında illaki bahsediyorum. Direk, alıyoruz ve bunları bir araya getiriyoruz gibi yapmak istemiyorum. Bu işin madem ben teknik yanını biliyorum, bunu paylaşmak ve insanlara öğretmek hoşuma gidiyor açıkçası." diyor. Mesleğinin en sevdiği yanının gelinlerle çalışmak olduğunu söyleyen Güner, en mutlu olduğu anları ise şöyle anlatıyor:

"Her çiçeği teslim ettiğimde, özellikle kendim teslim etmeye çalışıyorum gelin buketlerini. Orada inanılmaz keyifli bir an yaşanıyor. Çok mutlu oluyorlar. Bir kere o canlı bir şey. Elinize aldığınız anda onun enerjisi odaya yayılıyor. Herkes moralleniyor ve bu beni çok mutlu ediyor. Güzel bir enerji verdiğimizi düşünüyorum insanlara. Bu geri dönüş, emin olun maddi geri dönüşten çok daha kıymetli oluyor."

"SUSAM SOKAĞI ÇOCUĞUYUM"

Bir diğer kesme çiçek tasarımcısı olan Deniz Kulaçoğlu da bu işin eğitimini alıp kendi iş yerini açanlardan. O da yaklaşık 3 yıl önce kurduğu Osmanlıca’da 'çiçeklerin dili' anlamına gelen Lisan’ı Ezhar markasıyla hizmet veriyor. Boston’da işletme okuyup güzel sanatlardan da heykel üzerine çift ana dal yapan Kulaçoğlu, Türkiye’ye döndükten sonra yaklaşık 3,5 yıl aile şirketinde çalışmış. Şirkette mutsuz olduğunu hissedince de kendinden bir şeyler katarak yapacağı iş için kollarını sıvamış. Susam Sokağı çocuğu olduğunu söyleyen Kulaçoğlu, "El becerileri yapmayı seviyorum. Bu yüzden elle yapabileceğim ve heykeli birleştirebileceğim, gerçek bir heykel olmasa da daha günlük, hızlı yapabileceğim bir şey arıyordum ve daha sonra çiçeklerle yolum bir şekilde keşişti." diyor. O sıralar Heykeltraş Yunus Tonkuş’un atölyesinde çalışan ve ona danışarak ortak bir yol haritası çizdiklerini anlatan Kulaçoğlu, kendisiyle ilgili şunları paylaşıyor:

"Çiçek nasıl tutulur, çiçeğe nasıl bakılır hiçbir fikrim yoktu, evde gördüğüm bir şey de değildi. Velhasıl çiçeklerle haşır neşir oldum ve kısa bir eğitim süreci geçirdim. Bu işi sevdiğimi ve çiçeklerle anlaşabildiğimi fark edince Londra’da bir dükkânda çalışmaya başladım. Çünkü dükkâncılık nasıl oluyor, müşteriler, kurumsallar, düğünler, davetler gibi birçok konuda tecrübe edindim. Türkiye’ye döndükten sonra da bir buket satarak başladım. Daha sonra bu kendi kendine büyüyen, gelişen bir dükkân haline geldi."

Kulaçoğlu, çiçeklerini Hollanda’dan ve Afrika’dan getirttiğini söylüyor ve ekliyor:

"Hollanda’dan bütün dünyaya yayılan bir mezat var. Bizim Türkiye’deki mezatımızın yaklaşık 18 katı büyüklüğünde. Dünya piyasasına çiçekler oradan dağılıyor. Bazıları ön yargılı yaklaşabiliyor, ‘neden Türk çiçeği değil’ diye. Türkiye’de tohum yetiştirmemiz bile yasak artık. Kendi tohumumuzu ekip onun ticaretini bile yapamıyoruz. Bir sürü bürokrasi, siyasi, politik durumlardan ötürü."

Çiçekleri tasarlamanın her seferinde insanın kendini tanıdığı bir süreç olduğunu anlatan çiçek tasarımcısı, "Ne demek çiçekleri tasarlamak? Hepsinin farklı dokusu var. Biri top şeklinde, biri dağınık, biri tüylü, biri gül şeklinde. Bir sürü şeyler var ve bunların arasında bir denge yakalıyorsunuz müşteriden aldığınız bilgi doğrultusunda. Mesela, nereye gidiyor, kime gidiyor, niye gidiyor? Bunları soruyorsunuz ki, yerine göre bir şey yollayabilesiniz. Ve bütçeyi soruyorsunuz, bütçe burada önemli bir nokta. İstediğiniz kadar çıldırabilirsiniz çiçeklerle ama bir limitinizin olması gerekiyor." önerisinde bulunuyor.

"BİZLERLE BERABER BU İŞ BOYUT DEĞİŞTİRDİ"

Kulaçoğlu, Şakayık’ın kadınların vazgeçilmez çiçeği olduğunu düşünüyor. Marka olarak aranjmanlarının da meşhur olduğunu söyleyen Kulaçoğlu, son olarak obje tasarımlarına başladıklarını belirtiyor.

Çiçekçiliğin her zaman var olduğunu fakat boyut değiştirdiğini vurgulayan Kulaçoğlu, şöyle devam ediyor:

"Burada sunum çok önemli. Bir göz bir bakış açısı gerekiyordu buna. Bir de çiçek piyasasında kolaycı bir mantık vardı. Yaptım oldu gibi. Herhangi bir özen yâda dikkat yoktu. Şimdi benim gibi birkaç hanım daha bu yarışta yerini aldı. Bizlerle beraber bu dükkân mantığı daha farklı bir noktaya geliyor. Yarış daha renklenmeye başladı. Boyut değiştirdi diyebiliriz. Bu harekete diğer bütün çiçekçilerin de bir şekilde adapte olması gerekiyor. Dediğim gibi, pasta çok büyük değil."

CİHAN

Yorumlar