Tarım için hayati öneme sahip fosforun 90 yıllık ömrü kaldı

İnsanlığın doyurulması için tarımda kullanımı neredeyse mecbur olan, ancak bilinçsiz kullanılınca sağlığa zarar veren fosforun 90 yıllık ömrü kaldı.Yapılan araştırmaya göre; fosforlu yapay gübrelerin yapımında kullanılan fosforun...

Google Haberlere Abone ol
Tarım için hayati öneme sahip fosforun 90 yıllık ömrü kaldı

İnsanlığın doyurulması için tarımda kullanımı neredeyse mecbur olan, ancak bilinçsiz kullanılınca sağlığa zarar veren fosforun 90 yıllık ömrü kaldı.

Yapılan araştırmaya göre; fosforlu yapay gübrelerin yapımında kullanılan fosforun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığı belirtilerek, "Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl içinde tüketmiş olacağız." deniliyor. Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ), Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Çevre Bilimleri anabilim dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Melike Yalılı Kılıç tarafından yapılan araştırmada Türkiye’de tarım ilacı tüketiminin ortalama 33 bin ton olduğu belirlendi. Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tarımsal verimin artırılması ve zararlı bitkilerden korunmak için pestisit, fungusit, rodentisit ve diğer kimyasal maddeler kullanılıyor. Türkiye ve dünyada pestisit kullanımının karşılaştırıldığı çalışmada pestisit kullanımının meydana getirdiği sorunlar ile tehlikeler ele alınıyor. Ayrıca pestisitlerin yüzeysel sular, yeraltı suları ve toprak üzerine çevresel etkileri incelenerek bu etkileri azaltmak için alınması gereken önlemler sıralandı.

FOSFOR 90 YILDA BİTECEK

Toprağa katılan yapay gübrelerle gittikçe daha çok üretmek ve kullanmak ihtiyacı doğduğunu anlatan Yrd. Doç. Melike Yalılı Kılıç, fakat bu maddelerin beraberinde ciddi sorunları da getirdiğini anlatıyor. Fosforlu yapay gübrelerin yapımında kullanılan fosforun her yıl dünyada 7 milyon tona yakın harcandığını bildiren Kılıç, “Böyle giderse dünyada yararlanılabilecek fosforu gelecek 90 yıl içinde tüketmiş olacağız. Fosfat gübrelerin kullanılmaması halinde ise yeryüzünde ancak çok az insanı doyurmak mümkün olacaktır. Çünkü fosfor toprak için gerekli bir besin elementidir ve eksik olduğu zamanlarda ise dışarıdan yapay gübrelerle verilmesi gerekir. Ancak tarımda bunun kontrollü bir şekilde kullanımının sağlanması çok önemlidir.” dedi.

3. DÜNYA VE TÜRKİYE’DE PESTİSİT KULLANIMI

Dünyada tarım ilacı üretiminin 3 milyon ton, yıllık satış tutarının 25-30 milyar dolar arasında değiştiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, şunları söyledi: “Türkiye’de tarım ilacı tüketimi ortalama 33 bin ton. Bu pestisitlerin yıllık satış tutarı da yaklaşık 230-250 milyon dolar. Dünyada tarım ilaçlarında en yüksek kullanım oranını yüzde 47 ile herbisitler alırken, yüzde 29 oranı ile insektisitler, yüzde 19 oranı ile fungisitler üçüncü sırada. Türkiye’de ise yüzde 47 oranı ile insektisitler birinci, yüzde 24 oranı ile herbisitler ikinci ve yüzde 16 oranı ile fungisitler üçüncü sırada.”

PESTİSİT KULLANIMININ YARATTIĞI SORUN VE TEHLİKELER

Melike Yalılı Kılıç, pestisit kullanımının başta böcekler gibi bazı hastalık etkeni organizmaların zamanla bu kimyasallara karşı dirençli hale getirdiğini anlatırken, “Bazı pestisitler biyo-ayrışmaya uğramayıp, çevrede dirençli olarak kalır. Pestisitler, zararlı ve hastalık etmeni organizmaların dışındaki diğer canlıları da etkiler.” ifadesini kullandı.

Toprağın pestisitlerle kirlenmesinin, pestisitlerin ortam koşullarına dirençlilik düzeylerine bağlı olduğunu bildiren Kılıç, ayrışmaya dirençli maddelerin toprakta birikerek zararlı dozlara ulaşan civa, arsenik ve kurşun gibi bileşenlerin zamanla başka ortamlara taşındığına dikkat çekti.

Pestisit kalıntılarının toprak için önemli rol oynayan solucan gibi toprak faunasının zarar görmesine neden olduğunu anlatan Kılıç, “Pestisit kalıntıları topraktan ürünlere ve buradan da insan ve hayvanlara beslenme zinciri içinde zararlı sonuçlara neden olur. Pestisitler yeraltı sularına ve buharlaşma ile atmosfere karışarak zararlı olur. Pestisitler yeraltı ve yüzeysel suları etkiler.” değerlendirmesinde bulundu.

Sulara karışan pestisitlerden balıkların da olumsuz şekilde etkilendiğinin altını çizen Melike Yalılı Kılıç, şunları söyledi: “Bazı balık türlerinde yavruların tarım ilaçlarına karşı çok hassas oldukları belirlenmiş. Durgun sulardaki minimal düzeydeki bir pestisit bile, sudaki oksijeni hızla azalttığı ve balıkların beslenme ortamını bozduğu saptanmış. Pestisitlerin etkisi ile ölen organizmalar dibe çökerek birikirler. Çürüme esnasında açığa çıkan CO2 veya zehirli gazlar diğer akuatik organizmaların bu bölgelere yaklaşmasına engel olur.”

Hasat ilaçlama aralığının fazla uzun tutulmadan belirlenmesi gerektiğini anlatan Melike Yalılı Kılıç, alınması gereken önlemleri şöyle sıraladı: “Gıdaların işleme sürecinde pestisit azaltıcı uygulamalar yapılmalı. Her bir pestisit için LD 50 dozu bilinmeli, açıkça yazılmalı. İnsan ve çevresi için daha az toksik olan pestisitler tercih edilmeli. Aşırı doz ve gereksiz tekrarlı uygulamalardan kaçınmalı.” CİHAN

Yorumlar