Talebeleri Hocaefendi’yi anlattı: Çizgisinde hiçbir değişikliğe şahit olmadık
Hizmet Hareketi'nin öncüleri, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’yi anlatmak için biraraya geldi.
Hizmet Hareketi'nin öncüleri, Muhterem Fethullah Gülen
Hocaefendi’yi anlatmak için biraraya geldi. Hocaefendi’nin İzmir’e
ilk geldiği 1966-1970 yılları arasında Kestanepazarı’nda ders
verdiği 50’ye yakın talebesi, basın toplantısı düzenleyerek iftira
ve karalamalara cevap verdi. Kestanepazarı’nda yetişen ağabeyler,
Hocaefendi’nin talebelerin hakkı diyerek onların yemeğinden bile
yemeyen, abdest için kullandığı suyun bile ücretini verecek kadar
ince düşünen bir kişi olduğunu iftiharla anlattı. Hocaefendi’yi,
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol" ayetinin canlı bir misali olarak
gördüklerini ifade eden talebeleri, çizgisinde hiçbir değişikliğe
şahit olmadıklarının altını çizdi. Aynı ders halkasını
paylaştıkları bir arkadaşlarının, "Allah’la konuşuyor" şeklindeki
iftirasını ise hezeyan dolu sözler olarak değerlendirdi.
Hizmet Hareketi'nin öncüleri adına Muhterem Fethullah Gülen’i
anlatan İbrahim Kocabıyık, “Bizler Hocaefendi'yi 1966-1970 yılları
arasında Kestanepazarı’nda tanıma ve talebe olma şerefini elde
etmiş ve 40 yılı aşkın bu talebeliği ve birlikteliği devam
ettirmeye çalışan arkadaşlarız.” diyerek sözlerine başladı. Son
dönemde hiç haketmediği halde yakışıksız ve ölçüsüz, bir o kadar da
insafsız ithamlarla hocaları Fethullah Gülen’in karalanmaya
çalışıldığının altını çizen Kocabıyık, “Yaklaşık bu 50 yıllık
süreçte Muhterem Hocamız'ı hep, ‘Emrolunduğun gibi dosdoğru ol’
ayetinin canlı bir misali olarak gördük. Çizgisinde hiçbir
değişikliğe şahit olmadık. Muhterem Hocamız yeri geldi yemeğimizi
yaptı, çorbamızı dağıttı, yeri geldi geceleri uykusuz kaldı,
üstümüzü örttü. Yeri geldi maaşından cebimize harçlık koydu. Bizi
bizden daha fazla korudu kolladı. O gün bu gün talebe yetiştirmeye
hiç ara vermedi.” dedi. Fethullah Gülen Hocaefendi’nin kendi şahsi
hayatında dinin emirlerini en ince detaylarına kadar yaşamada da
çizgisini aynen devam ettirdiğini anlatan Kocabıyık, “Tahta
kulübede yaşar, gündüzleri dersimize girer, talebenin hakkı der,
yemeğinden yemez. Abdest için kullandığı suyun bile ücretini verir.
Herhangi birimizden bir şey istese mutlaka karşılık olarak bir şey
takdim ederdi. Hak geçer diye terliğe bile basmaz, bizlere de sıkı
sıkı, ‘Aman dikkat edin.’ diye tenbihte bulunur.” sözleriyle
hassasiyetlerini ifade etti.
'HİZMET AŞKI VE ŞEVKİ HİÇ KESİLMEDİ'
Hocaefendi'nin hizmet aşkı ve şevkinin hiç kesilmediğini, sürekli
yeni formatlarla hizmet sahaları açtığını dile getiren Kocabıyık,
merhum Toktamış Ateş'in, "Mevlana, 'Ne olursan ol gel.’ diyordu.
Asrın Mevlana’sı Fethullah Gülen ise, ‘Kim olursan ol biz gel
demeyeceğiz, ayağına gideceğiz.' diyor." sözünü hatırlattı. Nesle
sahip çıkmak için yurtlar, okullar, yurtdışına açılmalar, bilim
olimpiyatları, Türkçe Olimpiyatları’nın bugün bütün dünyanın malumu
olduğunu belirten İbrahim Kocabıyık, “Bu hedefe yürürken yakın ve
uzak çevreden ufkunu yakalayamayanlar itiraz etmişler. Yakın ve
uzak çevreden itirazlara karşı durumunu değiştirmemiş ve zaman da
her seferinde Hocaefendi’yi haklı çıkarmıştır.” diye konuştu.
'LATİF ERDOĞAN’IN SÖZLERİNİ ÜRPEREREK İZLEDİK'
Son dönemde bazı medya organlarına demeçler veren Latif Erdoğan’ın
aynı dönemde kendileriyle birlikte ders halkalarını paylaştığını
hatırlatan Kocabıyık, “En basit dini bilgilere sahip bir insanın
bile söylerken ürpereceği, ‘Allah’la konuşuyor’, ‘Ben kainatı Hz.
Muhammed için yarattım, senin için, yani Hocaefendi için devam
ettiriyorum.’ gibi hezeyan yolu sözleri hocamıza isnat etmesini
ürpererek, hayretle izledik.” dedi. Hocaefendi gibi hayatı hep
gözönünde ve kayıt altında olan bir insanın bu derece fikirleri
olsaydı bir iki kişi değil, pek çok kişinin bunu duyup bileceğini
belirten Kocabıyık, yazılı ve sözlü eserlerinde de bu düşüncelerin
izlerinin olacağını vurguladı.
'GÖNÜLLÜLER HAREKETİ'NE ENGEL OLMAK BÜYÜK TALİHSİZLİK'
Hocaları Fethullah Gülen’in konusunun hep insan olduğunu, insan
probleminin çözülmesiyle insanlığın da probleminin çözülmüş
olacağını belirten Kocabıyık, ülke ve insanlık adına yapılan
Gönüllüler Hareketi’ne engel olma gayretinin büyük bir talihsizlik
olduğunu söyledi. Hocalarının hep nizamın yanında olduğunu,
"Cumhuriyet, insan şerefine uygun irade şeklidir. Demokrasiden
dönüş yoktur. En kötü devlet, devletsizlikten iyidir." ifadelerini
kullandığını belirten Kocabıyık, 80 öncesi terörün kol gezdiği
dönemlerde dükkan kapatma eylemlerinde cami kürsüsünden,
"Dükkanlarınızı kapatmayın." diyerek halkı dik durmaya çağırdığını
anlattı. Kocabıyık, anarşide her tavizin, ardından daha ileri
tavizleri gerektireceğine işaret ederek, Hocaefendi’nin halkı bu
noktada duyarlılığa teşvik ettiğini belirtti.
'40 SENE VAAZ KÜRSÜLERİNDEN OKUL AÇMAYI TEŞVİK ETTİ'
"İlim, insanlığın hizmetine sunulmalı. Cehalet ilimle yenilmeli."
diyen Kocabıyık, Hocaefendi’nin 40 sene vaaz kürsülerinden milleti
okullar açmaya teşvik ettiğini, davete icabet edenlerin bugün
Türkiye dahil 160 ülkede Türk bayrağını dalgalandırdığını söyledi.
Okullar vasıtasıyla sevgi, konumlara saygı, hoşgörü,
misafirperverlik, paylaşım ruhu gibi kültür mirasının dünyaya
taşındığını belirterek, “Bunlara karşı çıkmak, kültür değerlerimize
karşı çıkmaktır.” diye konuştu. Bir dünya markası haline gelen
okulların, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin teşvikleri ve
hamiyetperver insanların gayretleriyle açıldığının altını çizen
Kocabıyık, “Arkasında başka bir el, bir üst akıl aramak sadece
suizandır. Her ülkenin kendi eğitim sistemi ve istihbarat
birimleri, ülkelerine zararlı bir şey olsa bu okullara izin verir
mi?” diye sordu. Bu güzellikleri bütün dünyaya taşıyan Fethullah
Gülen Hocaefendi’ye yapılan haksız ithamları reddeden talebeleri,
“O bilge insana sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyoruz. Buraya kadar
zahmet edip gelen talebelik arkadaşlarımıza ve basın mensuplarına
teşekkür ediyoruz.” diyerek konuşmasını bitirdi. CİHAN
Yorumlar