'Tahşiyecilere kumpas' davası ertelendi

"Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Tahşiyecilere kumpas kurduğu" iddiasıyla 33 sanığın yargılandığı dava, yarına ertelendi.

Google Haberlere Abone ol
'Tahşiyecilere kumpas' davası ertelendi
"Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Tahşiyecilere kumpas kurduğu" iddiasıyla 33 sanığın yargılandığı dava, yarına ertelendi.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada, tutuklu sanıklardan, dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Teknik Büro Amirliği'nde görevli polis memuru Mustafa Uyanık savunma yaptı.

Teknik büroda dinleme işlemi gerçekleştirdiğini ve verilen talimatları yerine getirmeme gibi olanağının bulunmadığını belirten Uyanık, "Verilen talimatı yerine getirmemek yasal suçtur. Amirlerimden yasal olmayan hiçbir talimat almadım. Amirlerimin dışında da kimseden talimat almış değilim. Bir dinlemecinin, hedef şahısları seçme lüksü yoktur. Hangi numaraları dinleyeceğime ben karar vermiyorum." dedi.

Dinledikleri görüşme içeriklerini kısım amirine iletme görevlerinin olduğunu ve amirlerin bu konuşmaları değerlendirdiğini belirten Uyanık, "Amirlerimin yasadışı faaliyetlerine şahit olmadım. Herhangi illegal hareketlerini de görmedim. FETÖ üyesi olarak gösterilmem komiktir. Fetullah Gülen'i de şahsen tanımam, basından okuduğum kadarıyla bilirim." diye konuştu.

"1417 tarihinin terörle ne alakası var?"

Dinleme yapılırken şüpheli gördükleri bölümleri not aldığını ve bölüm amirine ilettiğini, onun da bunları soruşturma savcısına ilettiğini kaydeden Uyanık, dinlemeyi sonlandırma ya da rapor hazırlama yetkisinin olmadığını, bunları kısım mirinin talimatı doğrultusunda yaptığını ileri sürdü.

Mahkeme Heyeti Başkanı Canel Rüzgar'ın, "Tahşiye örgütüne yönelik soruşturma kapsamında yapılan dinlemede geçen '1417' tarihinin neden şüpheli olarak görüldüğünü" sorduğu Uyanık, "Sadece şüpheli görüşmeleri not alırım. Dinlediğim kişinin ailesi ile ya da normal günlük hayata ilişkin yaptığı görüşmeleri not almam. Polis memuru olarak şüpheli gördüm. '1417' neye tekabül ediyor? Şüpheli gördüm, kısım amirine ilettim. O da savcılığa iletiyor. Savcılık da şüphe göremeseydi şüpheliyi mahkemeye sevk etmezdi herhalde?" diye yanıt verdi.

Söz alan davanın müdahillerinden Mustafa Kaplan, "1417'in terörle ne alakası var? Bununla ilgilenen bir grup var. Ebced ile meşgul olan bazı Nur mensupları, bu tarihte Türkiye’ye şeriatın geleceğini düşünüyor. Eğer bu arkadaşın herhangi bir grupla alakası yoksa 1417'yi nasıl ayırt etmiş?" diye sordu. Uyanık ise bu soruyu, "Normal rutin bir görüşme değil, ailesi ile yaptığı bir görüşme değil" şeklinde yanıtladı.

Yılmazer, darp edildiğini iddia etti

Duruşma devam ederken sigara içmek için duruşma salonun bitişiğindeki görüşme odasına götürülen davanın tutuklu sanıklarından eski emniyet müdürü Ali Fuat Yılmazer, duruşma salonuna döndüğünde jandarmalar tarafından darp edildiğini iddia etti.

Yılmazer, "Sayın başkan az önce darp edildim. 'Burası bağımsız mahkeme salonu' diyorsunuz. İki yıldır gelip gidiyorum. Hiç görmediğim muameleye maruz kaldım. 'Sigara içeceğim' dedim. 'Elin kelepçeli sigara iç' dediler. 25 yıl bu memlekete hizmet ettim, böyle şey görmedim. Sizin huzurunuzda darp edildim. Bu sorunların hep aynı kişinin nöbetinde olmasını da dikkate almanızı istiyoruz." dedi.

Mahkeme Başkanı Canel Rüzgar ise duruşmaya verilecek olan arada jandarma görevlileri ile konuşacağını söyledi.

Tutuklu sanıklardan Hüseyin Nohut da, tuvalete gitmek isteyince, bir jandarma görevlisi Nohut'a, "Personel müsait olunca götüreceğim" dedi. Nohut da bunun üzerine, "Aşağıda güvenliği gerekçe göstererek tuvalet kağıdı bile vermiyorlar. Güvenliğin ne olduğunu biz de biliyoruz. Senelerce biz de güvenlikle ilgili görev yaptık. Acilen tuvalete gitmek istiyorum. Personele göre mi tuvaletimi ayarlayım. Bu kadar insanın içinde tuvalete gitmek istediğimi söylüyorum. Ayıp değil mi?" diye konuştu.

Mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.

Yorumlar