STK'lardan temiz toplum deklarasyonu: Yargıya müdahale etmeyin
Geçen günlerde düzenlenen üç ayrı yolsuzluk operasyonunun ardından emniyet ve yargı mensuplarına müdahale iddiaları, sivil toplum kuruluşları (STK) tarafından masaya yatırıldı.
Geçen günlerde düzenlenen üç ayrı yolsuzluk operasyonunun
ardından emniyet ve yargı mensuplarına müdahale iddiaları, sivil
toplum kuruluşları (STK) tarafından masaya yatırıldı. Deklarasyon
mahiyetinde bir bildiri yayımlayan üç büyük federasyon, hükümetin
yargı ve polis teşkilatına müdahalesinin tamiri güç hasarlara yol
açacağı uyarısında bulundu. Ülkedeki istikrar ortamının
bozulmamasını isteyen STK’lar, sağduyu çağrısı yaparken
demokrasinin sadece bağımsız yargı eliyle yürütüleceğinin altını
çizdi. İzmir Kültürlerarası Diyalog Merkezi (İZDİM)'nde biraraya
gelen Ege Bölgesi Erzurum Dernekler Birliği Federasyon Genel
Başkanı Muzaffer Okumuş, Uluslararası Balkan Dernekleri Federasyonu
(ULUBALDEF) Başkanı Ekrem Selimler ile Ege Balkan Sosyal, İktisadi
ve Akademik İşbirliği Derneği (EBSİAD) Başkanı Burhan Güneş,
oyların emanet olduğunu vurgulayarak, herkesin hesap verebilir
olması gerektiğini belirtti.
'HIRSIZLIĞIN, YOLSUZLUĞUN PARTİSİ OLMAZ, YARGI HERKESE LAZIM'
Türkiye gündemini meşgul eden olayları kamuoyuyla paylaşmak için
biraraya geldiklerini belirten Okumuş, “Yargı bağımsız olmalı, hür
olmalı. Yargı konusuna kimse müdahale etmemeli. Onun için yargı
hepimize gerekli. Bu açıdan eğer bir yolsuzluk varsa yetkili ve
sorumlular, bu yolsuzluğa bulaşanları aklanma hususunda yargıya
havale etmeli. Yargı bağımsız bir şekilde bunları yargılamalı.
Aklandıktan sonra da toplum önüne çıkmalı. Yoksa eğer, 'Bu
bendendir' düşüncesiyle yolsuzluk yapanlara sahip çıkarsak, hakkın
ve adaletin önünde hesap veremeyiz, millete hesap veremeyiz. Bu
açıdan sorumluluk sahibi tüm kurum ve kuruluşları adalete, yargıya
davet ediyorum, çünkü adalet ve yargı hepimize gerekli, hepimizin
ihtiyaç duyduğu kurum. Eğer adalete ve yargı organlarına müdahale
edersek, kolluk kuvvetlerine müdahale edersek, o zaman pekiyi
sokakta güvenli bir şekilde nasıl yürüyebiliriz? Nasıl bu ülkede
yaşayabiliriz? Bu siyasi bir olay değil, bu hepimizi ilgilendiren
bir konu ama maalesef bu helâl oylar üzerine zaman zaman haram
insanlar oturtulmaktadır. Bu haram insanların helâl oyların üzerine
oturma hakkı yoktur, çünkü bu emanettir.“ diye konuştu.
'EVLAD-I FATİHAN ADINA KONUŞUYORUM, FİTNE YAYIYORLAR'
Devlet büyüklüklerinin insanları ayırmaması gerektiğini belirten
Selimler ise, “Ben de evlad-ı fatihan adına genel manada mesaj
vermek istiyorum. Uluslararası Balkan Dernekleri Federasyonumuz
olarak bizler, 600 yıl boyunca Balkanlar'da ecdadımız görevlerini
yaptı. Farklı dinden ve farklı dilden, farklı ırktan Balkanlar'da
insanlarla çok yaşanabilir bir toplum oluşturdular ama son
zamanlarda, Osmanlı’nın son zamanlarında özellikle aynı bu
zamanlardaki gibi ben benzetiyorum biraz da, ortaya atılan bazı
fitneler, bazı dış güçlerin de kışkırtmasıyla Balkanlar'ın
karıştığını ve daha sonra 600 yıl boyunca Balkanlar'da kalmış olan
ecdadımızın tekrar anavatana geldiğini biliyoruz ve şu anda
ülkemizde de aynı oyunların, aynı fitne oyunlarının, aynı
sıkıntıların yaşandığını da ne yazık ki görüyoruz. Balkanlar’da
yaşarken bizim bir Anadolumuz vardı. Bizler ecdat olarak tekrar
Anadolumuz'a geldik ama bizim başka gidecek yerimiz yok. Bizler
daha yaşanabilir bir toplum, daha sağlıklı bir toplum, sağlıklı bir
siyasi görüş bekliyoruz. Ne olur bu istikrar bozulmasın, ne olur
devlet büyüklerimiz şucu bucu ya da şu siyasi partiden bu siyasi
partiden insanlarla birbirlerini yaftalamasın. Yaşanılır bir
hoşgörüyle baksın birbirlerine.” dedi.
Güneş de şunları kaydetti: “Oluşacak yolsuzluklar nedeniyle
hükümetin yargıya müdahalesi biçiminde gerçekleştirilen bu olaylar,
ülkeyi iki tarafa bölmektedir. Yapılan eylemler, temel hukuk
kurallarına aykırı olduğu gibi Anayasamız'a da aykırıdır. Kuvvetler
ayrılığı prensiplerine uymamaktadır. Nitekim evrensel hukuk
kuralları da, yurtdışından gelen mesajlar da bu doğrultudadır.
Devlet içinde paralel oluşum, senden ya da benden ayrımı ülkeyi
biraz önce de arz ettiğim gibi bölmektedir. Biz Balkanlar olarak
hükümetin uyguladığı bu ayrımcılığın ülkeye zarar verdiğini,
insanlarımızı ikiye böldüğünü düşünüyoruz. Bu derin ayrımın korkunç
boyutlarını duyurmak için sizinle beraberiz. Biz Balkanlıların
temel düşüncesi bu doğrultudadır.“
İZDİM Başkanı Ömer Mustafa Aytekin ise, “Ben biraz da hadiseye
diyalog açısından bakmak istiyorum. Diyalog olsun diye biz dünyaya
hep şunu söyledik ülkemiz olaraktan, AB’ye girelim ve AB ile
entegre olalım. AB normları bizim ülkemizde de yaşansın arzu ettik.
Hepimiz bunu tasvip ettik normal şartlar altında ve bugün de biz
buradaki arkadaşlarınız olarak bunun bitmesini istemiyoruz, devam
etmesini arzu ediyoruz fakat şimdi AB’ye girecek olan bir ülkenin
böyle kutsal olmayan bir kazanç, kutsal kazanç ne demek, vergisi
olan bir kazanç olmuş olması gerekir. Diğer taraftan yürütmenin
yargıya müdahale etmemesi lazım ki bu normları biz yerine getirmiş
olalım. Açılmış olan paketler de devam etmiş olsun ki dünyayla biz
entegre olabilelim. Yoksa aksi takdirde bugün AB yetkililerinin
açıklaması, hepsi yine dünyanın değişik ülkelerinden gelen
açıklamalara baktığınız zaman siz görüyorsunuz ki şu günkü bir
yolsuzluk ve rüşvet meselesinin üstünün kapatılmaya çalışılması,
onlar tarafından da kınanıyor. Dolayısıyla dünyayla biz
diyaloğumuzu kesmiş oluyoruz. Bugün itibariyle hani dünyada
varlığımızın devam ettirilebilmesi için mesela sizler bizler
hepimiz bir yerde yaşıyoruz.” şeklinde konuştu. CİHAN
Yorumlar