STK'lardan, Hizmet Hareketi'ne yönelik iftira ve karalamaya tepki
Kocaeli'nde 13 sivil toplum kuruluşu, Hizmet Hareketi'ne yönelik iftira ve karalama kampanyasına tepki gösterdi.
Kocaeli'nde 13 sivil toplum kuruluşu, Hizmet Hareketi'ne yönelik
iftira ve karalama kampanyasına tepki gösterdi. 13 sivil toplum
kuruluşunun oluşturduğu Kocaeli Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi
Platformu bir otelde düzenledikleri basın toplantısında ortak
deklarasyon yayınladı.
Deklarasyonu okuyan platform başkanı İbrahim Karaoğlu, "Ülkemiz
uzun ve çalkantılı koalisyon yılları sonrası istikrarlı bir dönem
yakaladı. Askeri vesayet geriledi. AB sürecinde ciddi ilerlemeler
kaydedildi. Bu dönemin devam edeceği ve çağdaş bir AB ülkesi
olacağımız umudunu taşırken bir anda ümitlerimizi kaybetmemize
sebep olan gelişmelerle karşı karşıya kaldık." dedi. Karaoğlu, bu
ülkede hukukun üstünlüğü konusunda ittifak etmek zorunda olunduğunu
belirterek, "Yargının hatalarını yargıyla çözmek zorundayız. Hukuku
askıya aldığınız ülkede ifade özgürlüğünüz gider. Toplumsal uzlaşı
ve barış tehlikeye girer. Hukuk çerçevesinde kalmak şartıyla,
devlet içinde ‘ur’ telakki edilen bir yapı varsa bütün delilleriyle
üzerine gidilmeli. Ancak elde bir delil, belge olmadan toplumun bir
kesimini itham etmek, milyonlarca seveni olan bir hareketi çeteyle
örgütle suçlamak ve yine yapılan bütün çalışmaları görmezden
gelerek yanlış tarihi referans vermek tehlikeli ve endişe
vericidir." ifadelerini kullandı.
Platform olarak endişe verici gelişmeler konusunda tespitlerde
bulunduklarını belirten Karaoğlu, bunları şöyle sıraladı: "1- Parti
tüzüğünde yolsuzluklarla mücadele için başsavcılıkların yetkileri
artırılacağı vaadi bulunan bir hükümetin, dört bakanın istifasına
yol açan yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarını örtbas etmesini,
ilgili savcılara baskı yapılmasını hatta hepsinin görevden el
çektirilmesini üzüntü ile karşılıyoruz. Yargı tarafından
soruşturulamayan her yolsuzluk iddiasının şuyuunun vukuundan beter
olacağından endişeleniyoruz.
2- Son sürece kadar demokrasi ve yargı bağımsızlığını
bayraklaştıran AK Parti'nin bunları tekzip edercesine, yargıyı HSYK
aracılığıyla Adalet Bakanına bağlama girişimini anlamakta güçlük
çekiyoruz. Maalesef bunun bir takım yolsuzlukları perdeleme
girişimi olarak algılanacağına inanıyor ve yürütme organlarındaki
bu olağanüstü telaşı düşündürücü buluyoruz.
3- 12 Eylül darbesi sonrasında bile olmadığı kadar kıyıma
girişilmesini, binlerce polis müdürü ve polisin hiçbir soruşturmaya
tabi tutulmadan pervasızca görevden alınmasını bir akıl tutulması
olarak hayretler içerisinde izliyoruz. Bu ani görevden almaların
hangi verilere göre yapıldığı önemli bir sorudur. Eğer bu işlemler
birtakım fişlemelere dayanıyorsa bu, bir devlet kurumunun anayasal
suç işlediği anlamına gelecek ve vahim bir duruma delil
olacaktır.
4- Bulundukları kamu kurumunda amirlerini dinlemeyen bir kısım
bürokrat / memur / polis varsa bu kişilerin somut delillerle
yargıya intikal ettirilmesini, aksi halde sürekli tekrarlanan
'Paralel devlet' söyleminin siyasi bir propaganda amacı taşıdığının
düşünüleceğini ve bunun toplumsal bir ötekileştirmeye sebep
olacağını üzülerek belirtiriz.
5- Toplumun bir kesimini 'örgüt, terörist, çete, in, haşhaşi, karşı
taraf, alim müsveddesi' gibi benzetmelerle suçlamayı, 'yargı
cuntası, paralel yargı' gibi isnatlarla yargı camiasını baskı
altına almayı, zan altında bırakmayı devlet aklıyla telif
edemiyoruz. 11 yıl boyunca devlet erkanınca takdir ve tebrik edilen
Hizmet Hareketi’ne yolsuzluk soruşturmaları sonrası bu talihsiz
yakıştırmalarla linç girişimi başlatılması maalesef üzücü ve
yaralayıcıdır.
6- Yargının baskı altına alındığı, hükümetin yolsuzlukları değil,
yolsuzluklarla mücadele edenleri hedef aldığı bir ülkede ekonomik
istikrardan söz edilemez. Hükümet eliyle devlet sisteminin alt üst
edildiği bir ülke ne dış yatırımcıya cazip gelir ne de yerli
üretici kendini güvende hisseder. Hak aranamayan ya da hakları
hukuk teminatı altında muhafaza edilemeyen bir ülkede yatırımcı
durmaz. Sonunda ülke ekonomik olarak yalnızlaşır ve içine kapanır.
Dış güçler ve komplolar hayali değil somut belgelere dayanıyorsa
bahsi geçen ülkelere yaptırım uygulanmaması ve diplomatik yolların
denenmemesi düşündürücüdür.
7- Ekonomik sarsıntı, borsanın düşmesi ve dövizin yükselmesi
demokrasisi yürüyen ülkelerde değil, demokrasisi sekteye uğrayan
ülkelerde olur. Amerikan Merkez Bankası (FED) tahvil alımlarını
azaltacağını 22 Mayıs 2013’te açıkladığından bu yana Türkiye bundan
en fazla etkilenen ülke oldu. Yargı bağımsızlığının zarar göreceği
endişesi mevcut kırılganlığı daha da artırdı. Komplo teorileri ve
dış güçler söylemi Türkiye’yi dünya önünde ekonomik yönden güvenli
bir liman olma iddiasından hızla uzaklaştırmaktadır.
8- Ülkemizin bayrağını 160 ülkede dalgalandıran gurur kaynağımız
Türk okullarının bile bu süreçte bizzat Başbakanımız tarafından
hedef alınması durumun vahametini ve yaşanan akıl tutulmasının
derinliğini gösteren acı bir göstergedir."
Kocaeli Hukukun Üstünlüğü ve Demokrasi Platformu Başkanı İbrahim
Karaoğlu, nefret söyleminin bir kenara bırakılması ve kucaklayıcı
olunması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti: "Büyük
ümitlerle desteklediğimiz, demokratik adımlarını içtenlikle
alkışladığımız değerli hükümet yetkililerinin halkı kutuplaştırıcı,
birbirine düşman edici nefret söylemini bir kenara bırakarak
toplumun tüm katmanlarını kucaklayacak bir açılımı başlatmasını,
insanlarımız arasında sevgi, hoşgörü ve kardeşliği yok etmeye sebep
olan üzücü, kırıcı, suçlayıcı ve incitici her türlü ifadeden
kaçınmalarını, başta ülkeyi yönetenler olmak üzere, medya organları
ve toplumun her ferdinin olağanüstü hassas ve dikkatli olması
gerektiğini düşünüyoruz. İster doğrudan hedef alınsın isterse üstü
kapalı, muhatap belirtilmeden kinaye yoluyla yapılsın aramızdaki
kardeşliği ve sevgiyi soğukluk, ayrışma ve nefrete dönüştürecek her
türlü söz, yazı ve davranıştan kaçınılmalıdır. Birlik ve
beraberliğimizi bozabilecek bu tür tavır ve davranışlar ülkeyi
maddî ve manevî ileri götürecek işlerimizi yapmaktan da alıkoyar.
Neticede enerjimizi boş yere tüketiriz ve hepimiz kaybederiz.
Kamuoyunun dikkatine saygılarımızla sunarız." CİHAN
Yorumlar