"Sosyal mekanizmalar hükümete paydaş olamaz fikirlerini söyleyebilirler"
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, sosyal alandaki mekanizmaların hiçbir zaman hükümete paydaş olamayacağını ve sadece fikirlerini beyan edebileceklerini söyledi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, sosyal alandaki
mekanizmaların hiçbir zaman hükümete paydaş olamayacağını ve sadece
fikirlerini beyan edebileceklerini söyledi. Yazıcı, toplumda
haksızlıkların olabileceğini ama bunların hiçbir zaman sürekli
olmayacağını dile getirdi.
Kayseri Ticaret Odası tarafından Gelecek Kayseri’de Ödül Gecesi
programı düzenlendi. Programın açılış konuşmasını Kayseri Ticaret
Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz yaptı. Hiçyılmaz, oda çalışmaları
hakkında bilgiler verdi. Daha sonra Kayseri Büyükşehir Belediye
Başkanı Mehmet Özhaseki, Kayseri’de gerçekleştirilen yatırımlar
hakkında bilgiler anlattı.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’deki ekonomik açıdan yaşanan gelişmeleri
değerlendirdi.
Hisarcıklıoğlu, Kayseri’nin yeni bir yatırım alanını keşfettiğini
ve bu alanın turizm olduğunu dile getirdi. Yıllık 4 milyon turistin
Kayseri’ye geleceğini aktaran Hisarcıklıoğlu, turizmde 4 milyon
insanın geleceği Kayseri’ye ulaşımda hızlı tren, karayolu ve
havayolu gibi kolaylıkların da tanınması gerektiğine vurgu
yaptı.
Programa katılamayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
daha önce yaptığı açıklama sinevizyon aracılıyla salona dinletildi.
Taner Yıldız, ülkenin bunalımlı bir dönemden geçtiğini ileri
sürerek, sıkıntıların atlatılacağını ifade etti.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, programda yaptığı
konuşmada, düzenlenen gecenin önemli ve anlamlı olduğunu ifade
etti. Bakan Yazıcı, Kayseri’de üçüncü bir programa katıldığını ve
bu programın daha farklı düzenlendiğini dile getirdi. Yazıcı, şöyle
konuştu: “Biz planları yaparken ve gerçekleştirirken insanı odağa
yerleştiriyoruz. İnsanı göz ardı eden hiçbir oluşum, siyasi oluşum,
dernek, vakıf, isterse cemaat olsun başarma şansı yoktur. İnsan
insandır. Kutsal kitabımızda Allah kul hakkıyla bize gelmeyin
diyor. Modern topluluklarında insan hakları diye bahsederiz. Bütün
bu özellikleri hassasiyetleri düşündüğümüzde olup bitenleri bu
çerçevede değerlendirmeliyiz. Biz çalışmalarımızı ana hatları
itibarıyla üç başlıkta değerlendirdik. İnsanın güvenliği önemlidir.
Devletin güvenliği insanın güvenliğinden başlar. Birbiri ile
ilişkilidir. İnsan güvende hissedecek kendisini. Yapmadığı işlerin
kendisine atfedileceği yorumlar ve riskleri altında olmamalıdır.
Güvenlik sözcüğü önemlidir. Bu faaliyetlerimizi bu olgudan
hareketle sosyal alana ilişkili olanları sosyal olarak
şekillendirilmelidir. Türkiye’nin sosyal güvenlik kurumları
dağınıktı. Birleştirdik. Dezavantajları hukuku alt yapısı oldu.
Tüccar sanayici emeğini sermayesini ortaya koyan üretecek ve
satacak. Ama risklerle karşılaşmayacak. Elbette çalıştığı alanda
riskler var ama sürprizlerle karşılaşabilirdi. Bunun içinde birçok
yenilikleri hayata geçirdik. Hukuksal güvenliktir diğer bir alan.
İnsan dediğiniz varlığın hakları vardır. Bu haklar hukukun
güvencesi altında olmalıdır. Onun içinde en üstün güç hukuk ve
adalettir. Devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdık. Bilgi edinme
kanunu çıkardık. Kötü muameleye karşı düzenlemeler yaptık. Faili
meçhullerin üzerine gitti. Elbette ki bireyin haklarının korunduğu
hukukun ve adaletin en üstün güç olarak hayata geçirdiği düzenin
adı da demokratik düzendir. Demokrasiyi takviye etti.”
"MGK BAŞBAKANA TALİMAT VERDİ "
Bakan Hayati Yazıcı, 28 Şubat ile ilgili yaptığı değerlendirmede,
Milli Güvenlik Kurulu’nun 17 yıl önce ülkenin hükümet ve
başbakanına talimat verir yapıda olduğunu dile getirdi. Bakan,
şunları söyledi: “Bugün 28 Şubat. Hepiniz 28 Şubat’ın neler
çağrıştırdığını çok iyi biliyorsunuz. 28 Şubat’ı yaşadık. Devletin,
milletin içerisinde o günkü yapısı ile milli güvenlik kurulu,
cumhuriyet hükümeti ve başbakanına talimat verdi. Böyle yetkisi
olmamalıdır. Demokrasilerde egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Milli egemenliği seçimlerde kullanır. Temsilde millet adına
seçilenler icra eder. Ama başka unsunlar girdi. Millet iradesi saf
dışı bırakıldı. Koalisyonlar oldu. Türkiye’nin siyasi geleceğin de
toplum mühendisliği darbe anlayışlar belirleyici unsurdu. 2007
yılında cumhurbaşkanı seçimi yapamadık. Sabırla metanetle ülkenin
en büyük hazinesi güven ve istikrardır. Sermayeyi büyüten millete
ait hazineyi dolduran güven ve istikrar üzerinde gerçekleştirilen
faaliyetler, güven ve istikrar yoksa milletin hazinesi
etkilenecektir. Milletin güven ve hassasiyetleri olmasaydı bugün
IMF borçlar ödenmez ve borç altında kalırdı. Demokrasiye musallat,
müdahale istek ve arzuları var. O istek ve arzuların araç olarak
kullandıkları mekanizmaları hukuksal alana çektik ve engelledik.
Devletin kurumları görev ve yetkilerini kullanırken anayasa ve
kanunlar içerisinde olmalıdır. Bunun için hukuksal vurgu
yapıyorum.”
"SOSYAL ALANDA VAR OLAN MEKANİZMALAR HÜKÜMETE PAYDAŞ OLAMAZ"
Türkiye gündeminde yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmede
bulunan Bakan Hayati Yazıcı, sosyal alanda var olan mekanizmaların
hükümete paydaş olamayacağını ancak fikirlerini
söyleyebileceklerini dile getirdi. Bakan Yazıcı; “Hiçbir toplumda
sosyal hayat içerisinde var olan unsurların ve yapılan hükümetin
paydaşı gibi davranma hakları yoktur. Meslek odaları, cemaatler
olacak. Hiçbir toplumda ve demokratik anlayışta sosyal alanda var
olan mekanizmalar hükümetin paydaşı gibi olamazlar. Fikirlerini
söyleyebilirler. Paydaş gibi davranmak demokrasi anlayışının kabul
edeceği bir şey değildir. Dolasıyla bugün Türkiye’de olup bitenleri
bu çerçevede güven ve istikrar çerçevesinde değerlendirilmelidir.
Haksızlıklar toplumda olur. Ama hiçbir zaman sürekli olmaz. Her
zaman hak galiptir. Öyle inanıyoruz. Gücümüzü milletten alıyoruz.
Bugün Türkiye’nin ekonomik performansında büyüklüğünden hissederken
dış ticaretimizin, dış ticaret hacmimiz 413 milyar dolar olduğunu
söylüyoruz. Burada sizin faaliyetlerini söylüyoruz. Hukuk
prosedürleri gözetilmeden yapılan işlemleri bir araca dönüştürmek
büyük sorumluluk gerektirir. Bunun içinde hedefi itibarıyla
doğrudan doğruya Türkiye’nin güvenliğiyle alakalı bir sorumluluk
var. Hükümetlerde devletlerinde en önemli göreve vatandaşının ve
kendi güvenliğini sağlamaktır. Güvenliğin olmadığı yerde diğer
haklar olmaz. Demokrasi de bizi biz yapan değerlerin tehdit
edildiğini görüyoruz. Panik düzeyine ulaşmıyor. Küresel krizde bile
yatırım yaparak sağlıklı şekilde atlatan sizler yine atlatacaktır.”
dedi.
CİHAN
Yorumlar