“Soruşturma sürecinin işletilmesinden kimse rahatsızlık duymamalı”
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, İstanbul’da başlayan ve Türkiye’nin bazı illerine yansıyan ‘Rüşvet-Kara Para Aklama-Yolsuzluk” operasyonunun siyasetin gölgesinden kurtarılması gerektiğini vurguladı.
Adana Barosu Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, İstanbul’da başlayan
ve Türkiye’nin bazı illerine yansıyan ‘Rüşvet-Kara Para
Aklama-Yolsuzluk” operasyonunun siyasetin gölgesinden kurtarılması
gerektiğini vurguladı. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş rüşvet, kara
para aklama, yolsuzluk operasyonu ile sarsıldığını belirten
Çıtırık, “CMK’da soruşturmanın nasıl yapılacağı bellidir. Yani
Cumhuriyet Savcısı, re ’sen, şikayet veya ihbar üzerine kamunun
aynı zamanda şüphelinin de lehine ve aleyhine olan delileri
toplayarak gerekli tahkikatı yapar. Soruşturmayı ya kamu davası
açarak veya takipsizlik kararı vererek sonuçlandırır.” dedi.
Anayasa’nın 9. maddesine göre yargı yetkisini Türk Milleti adına
bağımsız mahkemeler tarafından kullanıldığını ifade eden Çıtırık,
“Anayasanın 138. maddesi; hâkimlerin, mesleklerine ifa ederken
bağımsız olduklarını hiç kimsenin mevki, makam ve merciinin talimat
veremeyeceği, tavsiye ve telkinde dahi bulunamayacağını düzenler.
Siyasi iktidar bu soruşturmadan elini çekmelidir. İcranın; yani
yürütmenin, yargının görev ve yetkisi alanına girmiş bir
soruşturmaya müdahale etmemesi gerekir.” diye konuştu.
Hukuk devletinde idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı
denetiminde olduğunu kaydeden Çıtırık, hukuksal işlemlerin de
dayanak ve gerekçesinin kamuoyuna açıklanması gerektiğini
vurguladı. Görevden almaların soruşturma devam ederken ve gerekçesi
kamuoyundan gizlenerek yapıldığını hatırlatan Çıtırık, bu tür
işlemlerin insanların kafasında soru işaretleri oluşturacağını
ifade etti. Çıtırık şöyle devam etti: “Barolar olarak biz hukukun
siyasetini yapmaktayız. Devam eden soruşturmada kimsenin
yargılanması veya yargılanmaması gerektiğini söylemiyoruz. Olması
gerekenleri söylüyoruz. Son yaşananlarla ülkemiz yangın yerine
dönmüştür. Seçimlerden önce bir sağlık kurumundan 500 bin dolar
rüşvet aldığı ortaya çıkan Tokyo valisi açıklamalarında bunu borç
olarak aldığını ifade etmişse de kamuoyunu tatmin edemeyince istifa
etmiştir. İstifa etmek bir onurdur, erdemdir. İstifa etmek için
toplanan deliller ortada iken ailenizin ve isminizin geçtiği yerde
istifa etmeyip, seyirci kalmak ya da birinden gelecek talimat
beklememek gerekir. Hakkı hakka teslim etmek gerekir. Kuvvetler
ayrılığı ilkesi kişi güvenliğinin, hukuk devleti ve demokrasinin
güvencesi olup, erkler arasındaki dengelenmeyi sağlamaktadır.
Soruşturma sürecinin işletilmesinden kimse rahatsızlık duymamalı.
Siyasi nüfuz veya siyasi iktidar gücün kullanılarak, yargı
bağımsızlığına ve yargı tarafsızlığına gölge düşürülmemeli,
toplumun adalete olan güven duygusu yara almamalıdır.”
YARGI HERHANGİ MERCİİNİN TALİMATI ALTINDA BİR KURUM DEĞİLDİR
Anayasa’nın 10. maddesindeki yasa önündeki eşitlik ilkesi de göz
önüne alınarak, statüsüne bakılmaksızın bir hesaplaşmaya
dönüştürülmeksizin yargının görevini yerine getirmesini isteye
Çıtırık, “Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş rüşvet, kara para
aklama ve yolsuzluk soruşturmasını siyasi iktidar-cemaat arasındaki
çatışmaya indirgememek gerekir. Ayrıca, bu soruşturmada siyasi
iktidarın yıpratılması, uluslar arası bir organizasyonun varlığının
olduğuna dair iddialar ile soruşturmaya gölge düşürülmemelidir.
Siyasi iktidarın temsilcileri soruşturmanın başlatılmasından,
operasyonun neden kendilerine bildirilmediğinden rahatsızlık
duyduklarını belirtmektedirler. Bu açıklamalar son derece
talihsizdir. Yargı görevini yaparken herhangi organ, merciinin ya
da kişinin emri altında bir kurum değildir. Siyasi iktidarın bu
açıklamaları, 18. yüzyıl Fransa’sını hatırlatmaktadır. Fransa’nın
mutlak monarşiyle bu dönemde yönetilmekte, imparator 14. Lui’nin
‘Devlet benim’ anlayışını hakim kılan, liderin ağzından çıkanın
kanun sayıldığı, birey-yurttaşın özel yaşamına her türlü
müdahalenin yapıldığı parti -devlet anlayışı ortaya çıkarılmıştır.
Ayrıca, bireylerin kişisel tercihlerine ve Anayasa-AİHS’de güvence
altına alınmış özel hayatın gizliliğine herkesin saygı göstermesi
gerekir. Siyaseti kaset savaşlarına indirgememek gerekir. Kaset
savaşlarını doğru bulmamaktayız. Pazarlıkçı ve tehditkâr bir
anlayışı sergileyen kasetler üzerinden yapılan siyasete son
verilmelidir.”
SORUŞTURMA SONUNA KADAR GÖTÜRÜLMELİ
Çağdaş Hukukçular Derneği Adana Şubesi’de adliye arkasında yaptığı
basın açıklamasıyla yolsuzluk ve rüşvete ilişkin soruşturmaya
herhangi bir müdahale yapılmaksızın sonuna kadar götürülmesi
uyarısında bulundu. Dernek adına basın açıklamasını yapan avukat
Sevil Aracı, ilk gün ‘yürümekte olan adli süreç hakkında konuşmak
doğru olmaz’ diyen başbakanın yapılan yolsuzluk ve rüşvet
operasyonunu hükümete karşı bir komplo olarak ilan edip ilgili
emniyet müdürlerini görevden alarak, soruşturmayı ‘sulandırmak ve
yönlendirmek’ için kendi belirlediği iki savcıyı atadığını öne
sürdü. Aracı, “Hükümet, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı gibi
evrensel ve temel hukuk kurallarını hiçe sayıp bu yolsuzluk ve
rüşvet operasyonunu engellemeye çalışmaktadır.” diye konuştu.
Soruşturmanın sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için, öncelikle
operasyona adı karışan bakanların derhal istifa etmesini gündeme
getiren Aracı, "Herkes tarafından bilinmektedir ki bu çocuklar
babaları bakan olduğu için, yani babalarının mevki ve güçlerini
kullanarak bu çapta büyük yolsuzlukları yapabilmektedir. Bir
anlamda çocukları, bakan olan babalarının nam ve hesabına bu suçu
işlemektedir. Bizler hiçbir dış müdahale olmaksızın bu son
yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun sonuna kadar gitmesini
savunuyoruz. Bugün için bir kısmı görünür hale gelmiş bu yağma,
talan ve yolsuzluk düzenine karşı eşit, adil ve özgür bir toplum
için tüm halkımızı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.” şeklinde
konuştu.
CİHAN
Yorumlar