"Sorgu odası" uygulaması Giresun’a sıçradı
Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat’taki ikna odalarını hatırlatan bir uygulamayı ortaöğretimde başlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı, 28 Şubat’taki ikna odalarını hatırlatan
bir uygulamayı ortaöğretimde başlattı. Siyasi propaganda yapıldığı
gerekçe gösterilerek Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), valiliklerden
özel öğretim kurumlarına inceleme başlatmalarını istedi.
MEB tarafından valiliklere gönderilen yazılı emir doğrultusunda
bütün şehirlerdeki özel okul, yurt ve dershaneler baskı altına
alınırken, Bakanlığın gönderdiği yazıda öğretmenlerin ve
idarecilerin ‘devlet erkanına yönelik propoganda yaptığı’
iddiasıyla valilik tarafından ivedilikle inceleme başlatılması
talimatı veriliyor. Bunun son örneği de Giresun’daki çeşitli özel
öğretim kurumlarına bağlı dershane, kolej ve yurtlar da
yapıldı.
28 Şubat sürecinde üniversitelerde başörtülü öğrencilere yönelik
‘ikna odaları’ uygulaması, bu dönemde özel öğretim kurumlarında
‘sorgu odası’ olarak hortladı. Talimat kapsamında Giresun'da
merkez, Bulancak, Espiye, Tirebolu FEM Dershaneleri, Özel Çağrı
Koleji ve Bulancak Ruşen Bay Ortaöğretim Yurdu’nda gelen
müfettişler, öğrencileri sorguladı. Sorgulananların tüm kişisel
bilgileri alındı. İfadeler tutanak haline getirilip imzalatıldı.
Özellikle Bulancak Ruşen Bay Ortaöğretim Yurdun'da kalan 18
yaşından küçük çocuklara ‘İdarecileriniz, devlet büyükleri
aleyhinde konuşuyor mu? yurtta siyasi propaganda yapılıyor mu’
şeklinde sorular yöneltildi. Bulancak Ruşen Bay Ortaöğretim Erkek
Yurdu’na gelen MEB bağlı müfettişler, o esnada yurtta bulunan bazı
öğrencilerle yurt müdürünün odasında bire bir görüşme yapıp
ifadelerini sözlü olarak aldıktan sonra yazılı kayda geçirip
tutanak olarak öğrencilere imzalattı.
Olay anını anlatan Yurt Müdürü Mevlüt Uslu, "MEB'e bağlı 4 müfettiş
yurdumuza aynı gün içinde sabah ve öğleden sonra olmak üzere 2 defa
geldi. O esnada yurtta bulunan öğrencilere sorular sormak
istediğini belirterek, odaya çağırdı. Sorgu esnasında yanlarında
bulunmak istediğimi iletince birebir görüşeceklerini, dışarı çıkmam
gerektiğini ifade ettiler. Ben de öğrencilerime soracakları sorunun
bir örneğini istediğimde bunu veremeyeceklerini ifade ettiler. 7
öğrencimle odada sözlü olarak soru sorup yazılı ifade tutanağı
haline getirip yurttan ayrıldılar." dedi.
Öğleden sonra aynı müfettişlerin tekrar yurda gelip kalan diğer
öğrencilerle mülakat yaptıklarını belirten Uslu "Çoğunluğunun 18
yaşından küçük olan 15 öğrenciyi etüt odasına toplayıp ellerinde
bulunan yazılı ifade tutanağını doldurmalarını istediler. Soruların
içeriğini görünce şaşkınlığımı gizleyemedim. Toplam 4 sorudan
oluşan yazılı ifade tutanağındaki sorular hayretlerimizi bir kat
daha arttırdı. Öğrencilerime, yurtta siyasi propaganda
yapılıp-yapılmadığı, devlet büyüklerine hakaret edilip-edilmediği,
eğer yapıldıysa kim, nerede, ne zaman yaptı gibi sorular karşısında
dehşet içerisinde kaldım. 18 yaş altındaki ortaöğretimde okuyan
öğrencilerime bu tür sorular sorulması, öğrencilerimin moralini çok
bozdu ve onları tedirgin etti. Öğrencilerimin bu tedirginliği
karşısında ne diyeceğimi şaşırdım. Ortaöğretimde okuyan öğrencilere
böyle bir muamelenin yapılmasının ne kadar doğru olduğunu
kamuoyunun takdirlerine havale ediyorum." ifadelerini kullandı.
Uzun yıllardır eğitim sektöründe bulunduğunu belirten Özel Çağrı
Koleji velilerinden Av. Serkan Özdemir, milli eğitimi
müfettişlerinve yapalına olağandışı bu uygulamanın, anayasa ile
güvence altına alınan eğitim hakkı, teşebbüs hürriyeti ve rekabet
ilkelerini ihlal eder tarz taşıdığını belirtti. Bu yaklaşımın
demokratik hukuk devletinde olmaması gerektiğini ifade eden
Özdemir, bu tür antidemokratik uygulamaların 28 Şubat'ı
hatırlattığını vurguladı. Özdemir, "Devletin milli eğitim
politikalarını çağdaş ve özgür bir biçimde geliştirme görevi olan
bakanlığın, somut delil olmadan ve daha önce görülmemiş bir
uygulama şekliyle, adeta genel arama benzeri bir içeriği andıran
uygulamasının, bu yönüyle hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmadığı
kanaatindeyim. Bu haliyle bu okulların siyasete alet edildiği
intibaı ile bloke edilmeye çalışılmasının mevzuata açıkça aykırılık
teşkil ettiği de izahtan varestedir. Anket adı altında yapılan bu
tür denetimler siyasi olmayan eğitim kurumlarında, bir siyasi
partinin çalışması olarak da düşünülebilir. Şayet suç teşkil eden
bir eylem söz konusu ise spesifik olarak somut emare ve deliller
üzerinden muhataplarına yönelik gerek idari gerekse adli yönden
sürecin işleme yolunun kanunlar tarafından açıkça kaleme alındığı
bir gerçektir. Başarılı bir eğitim gerçekleştirildiği bu kurumların
adeta dershaneler gibi kapatılmasına yönelik bu uygulamaları doğru
bulmuyoruz. Okulların çalışmaları ve başarılarının ancak öğrenci ve
velilerin değerlendirmesi ile ölçülebileceğini ifade etmek
isterim." dedi
CİHAN
Yorumlar