Soma’daki cuma namazında eller şehitler için duaya kalktı

Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve resmi rakamlara göre 284 maden işçisinin hayatını kaybettiği facia sonrası vatandaşlar cuma namazı için camilere koştu. Soma Merkez’de bulunan Ulu Cami’de vatandaşların cuma namazı için doldurduğu...

Google Haberlere Abone ol
Soma’daki cuma namazında eller şehitler için duaya kalktı

Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen ve resmi rakamlara göre 284 maden işçisinin hayatını kaybettiği facia sonrası vatandaşlar cuma namazı için camilere koştu. Soma Merkez’de bulunan Ulu Cami’de vatandaşların cuma namazı için doldurduğu camilerden biri oldu. Buradaki cuma namazı öncesinde ve sonrasında hayatını kaybeden işçiler için dualar edildi. Cuma hutbesinin konusu da şehitler oldu. Hutbede, görev ve mesuliyetlerin tam manasıyla idrakine erilmesi, bilhassa insan sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşülmemesi gerektiği vurgulanarak “Zira kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” denildi.

Soma için okunan cuma hutbesinde, Allah'ın inananları korku, açlık, mal, can ve ürünlerden eksilterek imtihan ettiği belirtilerek, "Allah sabredenlerle beraberdir" denilirken, kader ve ecel insanoğlunun ihmal ve sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı kaydedildi. Cuma hutbesinde,'Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' denildiği hatırlatıldı. Hz. Muhammed'in de "Müminin durumuna şaşılır! Her hali kendisi için hayırlıdır. Bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına sevinecek bir hal geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir sıkıntı geldiğinde ona sabreder; bu da onun için hayır olur" hadisinin bulunduğu hatırlatıldı.

Hutbede şu hususlara değinildi: “Yüreklerimiz, Soma’daki maden faciasında yaşamlarını yitirenler için yanıyor. 'Yüzlerce insanımız, çocuklarına ekmek getirmek için girdiği kara toprağın bağrında can verdi. Bu defa ateş, düştüğü yeri de yaktı, düşmediği yeri de. Çünkü ateş, bütün memleketin bağrına düştü”. Maden faciasında yaşamlarını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına, millete sabır, metanet ve dayanma gücü, yaralılara şifa vermesi istenirken şöyle devam edildi: "Dünya ölümlü. Ölüm bir şekilde geliyor ve insanı buluyor. Ölümün yaşı yok. Rabbimiz, Kur'an-ı Azimüşşan'da ölüm veya benzeri zor durumlar karşısında sabredenler için 'Allah sabredenlerle beraberdir' buyuruyor. Sabır; müminin gönlünü teskin eden Rabbani bir sırdır. Böyle zamanlarda sabra ve duaya sığınmalıyız. Rabbimize 'Üzerimize sabır yağdır Rabbim!' diyerek el açmalıyız. Müminler, bir musibetle karşı karşıya kaldıklarında 'İnna lillah ve inna ileyhi raciun/Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' derler. Bunu da Rabbimiz öğretiyor bize. Dönüşümüz Allah'adır. İnsanın ebediyet yurdu orasıdır. Oraya çoluk çocuğunun rızkını ararken gidenler, toza toprağa bulansalar bile yüzleri ak giderler. Soma'da, Zonguldak’ta ya da başka bir yerde yerin yüzlerce metre altına inerek rızkını arayan madenci kardeşlerimizi, oralarda sahur ve iftar yaparken görmüşüzdür. Onlar ne mübarek kardeşlerimizdir. Onlar bize emeğin, alın terinin ve helal rızık peşinde koşmanın ne mübarek bir şey olduğunu öğretirler. Onlar şimdi Rabbimizin misafiridirler. Onlar için yüreklerimiz yanıyor elbette. Nasıl yanmasın ki? Anne yüreği nasıl teselli edilebilir ki? Gene de Rabbimize sığınarak teselli bulmalıyız. Müslümanlar’ın bu tür facialarda Allah'a sığınmayı sağlayan iman gibi bir hazinesi var. Ölümü, yok olmak değil, sonsuzluk olarak öğreten bir inanca sahibiz. Böyle zamanlarda mümin kardeşliği acıları paylaşmayı gerektirir. Soma'da yaşamlarını yitiren kardeşlerimiz için Yasin, Tebareke, Fatiha, İhlas, okunarak hatimler gönderilmeli.”

KADER VE ECEL SORUMLULUKLARI ORTADAN KALDIRMAZ

Hutbede değinilen önemli bir husus da kader ve ecelin, sorumlulukları ortadan kaldırmayacağı konusu oldu. Hutbede bununla ilgili şunlar dile getirildi: “Bugünler, millet olarak acıları paylaşma, yaraları sarma günleridir. Gönüllere kor düşmüştür. Seher vakitlerinde ellerimizi Rabbimize açıp 'Gönüllere, peygamberlerin gönlüne lütfettiğin sekineti ver Rabbimiz!' diye yalvarmalıyız. Bugünler, mümin kardeşliğinin sevgide, diğerkamlıkta, fedakarlık, yardımlaşmada, dayanışmada imtihan günleridir. Bugünler, Sevgili Peygamberimizin (sav) 'Müminler, tek vücut gibidirler' fermanı gereğince millet olarak 76 milyonun bütünleşmesi gereken günlerdir. Müminler, bu tür acı hadiselerden ders ve ibret alırlar. Görev ve mesuliyetlerinin tam manasıyla idrakine ererler. Bilhassa insan sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşmezler. Zira kader ve ecel, insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz. Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Sevgili Peygamberimizin (sav) ifadesiyle müminler, yaptıkları her türlü işi 'en güzel ve en sağlam' şekilde yaparlar. Sonra da Allah'a tevekkül ederler. Geliniz, mübarek üç ayları idrak ettiğimiz şu günlerde, şu bereketli Cuma vaktinde, her türlü bela ve musibete karşı Sevgili Peygamberimiz (SAV)'in bizlere öğrettiği şu dualarla Rabbimize yalvaralım: "Allah'ım! Bizleri önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve üstümüzden (gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı) muhafaza eyle."

Ulu Cami’deki cuma namazına, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün ile eski bakanlardan Sümer Oral da katıldı. CİHAN

Yorumlar