Soma'da en acı sünnet düğünü

Manisa'nın Soma ilçesindeki maden ocağı faciasında şehit olan işçi Kemal Çoban'ın evinde, en acı sünnet düğünü yapıldı. Çoban, üç ay önceden oğlunun sünnet davetiyelerini bastırdığı için ailesi iptal etmedi.İlçe merkezinde oturan...

Google Haberlere Abone ol
Soma'da en acı sünnet düğünü

Manisa'nın Soma ilçesindeki maden ocağı faciasında şehit olan işçi Kemal Çoban'ın evinde, en acı sünnet düğünü yapıldı. Çoban, üç ay önceden oğlunun sünnet davetiyelerini bastırdığı için ailesi iptal etmedi.

İlçe merkezinde oturan Kemal Çoban, maden ocağı faciasında kaybedilen 301 işçiden birisi. Oğlu 11 yaşındaki Talha Çoban'ın sünnet düğününü yapmak için üç ay önce hazırlıklara başladı, davetiyeleri eşi Güllü Çoban ile birlikte seçerek bastırdı. Oğlunun sünnet düğününü yaptırmaya çok özenen Çoban, davetiyelerin yarısından fazlasını dağıttı. Yemeklerin pişirilmesi için amcasının tarlasından odun kesip getirdi. Facia günü ise yanında arkadaşlarına vermek için 50-60 civarında davetiye götürdü. Cenazesi madenden çıkarılan Çoban'ın cebinde, bir tane davetiye de bulundu.

Geride gözü yaşlı eşi Güllü, oğlu Talha ve kızı Ruveyda'yı bırakan maden şehidi Kemal Çoban'ın çok özendiği sünnet düğünü, ailesi tarafından acı da olsa yapıldı. Hürriyet Mahallesi, Doğan Sokak'taki evine giden misafirler, ailenin üzüntüsü paylaştı. Burada Mevlid okutuldu, dua edildi, Fatiha'lar okundu. Aile daha sonra Soma Maden Şehitliği'ne giderek mezarı ziyaret etti. Ziyarette eşi, oğlu, kızı, amcası Hasan Çoban ve diğer yakınları gözyaşlarını tutamadı. Maden şehidi dualar edildi, Fatiha'lar okundu.

Küçük Talha, sünnet düğünü yapıldığı için mutlu olduğunu söyledi. İki kardeş olduklarını ve 4. sınıfa gittiğini belirterek, "Sünnet düğününü önceden babam organize etti. Ata bindim, gezdim, güzeldi." dedi. Düğünü yaparak yeğeni Kemal Çoban'ın vasiyetini yerine getiren amcası ise, "Bunları babası olmadığı için biz büyüttük. Sünnet düğünü programını, üç ay önce rahmetliyle birlikte yapmıştık ama ömrü yetmedi. Düğün davetiyelerini kendisi bastırdı. Kendi elleriyle bastırdı, kendi elleriyle dağıttı. Ondan dolayı sünnet düğününü iptal ettirmek istemedik. Zaten bizim buralarda ölen kişinin ardından üçü ve yedisi olmak kaydıyla Kur'ân okutulur, hayır yapılır. Biz de bunun biraz daha geniş çaplı olması, biraz daha teferruatlı olması amacıyla bir hayır yapmayı düşündük. Zaten cenazesi toprağa koyulalı dokuz gün oldu. Yedisiyle onu arası biz de büyük çaplı hayır yapmış olduk. İnşallah Allah'ım orada dinlendirsin. Acı bir olay ama hayat da devam ediyor, yapacak bir şey yok. Geride kalanlara Allah sabır versin. Madendeki arkadaşlarına davetiye götürmüş. Yakın köylere davetiyeleri kendi vermiş. Çıkmadan önce saat 14.00–14.30 sıralarında Kemal'i dışarıda gören arkadaşlar var. İçeriye gaz maskesi götürülmüş. Arkadaşları, gaz maskesi götürmek için içeriye gittiği söylüyor. Bir daha da çıkamadı. 14-15 arkadaşı, 'Kemal bizi kurtardı, bize maske verdi.' dediler. Oğlu 11 yaşında, kızı 9 yaşında. Bu şekilde yapmayı planlamıştı. Zaten her şeyi kendisi yapmıştı. Yemekleri pişirecek odunları, kendisi gidip benim tarladan kesip getirdi. Kendisi bu sünnet düğününe hazırlamıştı." şeklinde konuştu.

Gözü yaşlı eşi Güllü Çoban da şunları söyledi: "Okullar kapanmadan, havalar tam ısınmadan, insanlar dağılmadan sünnet düğününü yapalım demiş, ona göre hazırlık yapmıştık. Nasip olmadı. Sünnet davetiyelerini beraber bastırmaya gitmiştik. Dağıtıma başlamıştık ama tam bitirememiştik. 'İşyerine 50-60 tane davetiye götüreceğim, verilecek arkadaşlarım var.' demişti. Bu kaza olmasaydı, çok farklı bir sünnet düğünü olacaktı. Kendi bu sünnet düğününe çok özeniyordu."

Kemal Çoban ile birlikte aynı madende çalışan Mehmet Ali Bıdık ise şöyle konuştu: "Hem iş arkadaşı hem çocukluk arkadaşıyım. Her zaman beraberdik. Hem işte hem tatillerde beraberdik. Kazanın olduğu gün ben de madende olacaktım. O gün sabah uyandım, içimden işe gitmek gelmedi. Geri yattım. Sonra öğleden sonra 15.00 sıralarında Devlet Hastanesi'nin oraya çıktığımda orada tanıdıkları, arkadaşları gördüm. Ambulanslar geldi. Orada öğrendim. Davetiyeler dağıtıyordu, davetiyenin bir tanesi de cebinden çıktı. Arkadaşlarımdan kimse kalmadı." CİHAN

Yorumlar