Seyhan: Konuşmalarda dijital yoldan üretilmiş, bir ses yoktur

Otuz yıldır yazılım ve donanım hizmetleri üzerinde çalışmalar yapan eski milletvekili Tacidar Seyhan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleştiği belirtilen ses kayıtlarını değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol
Seyhan: Konuşmalarda dijital yoldan üretilmiş, bir ses yoktur

Otuz yıldır yazılım ve donanım hizmetleri üzerinde çalışmalar yapan eski milletvekili Tacidar Seyhan, Başbakan Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında gerçekleştiği belirtilen ses kayıtlarını değerlendirdi. CHP'li eski vekil Seyhan, ‘montaj denilerek’ böyle bir ses kaydının olmadığının kamuoyuna kabul ettirilmeye çalışıldığını söyledi. Seyhan, “Oysaki montaj, var olan konuşmadan birleştirme yapılmasıdır. Bu konuşmada, farklı zamanlarda yapılan görüşmeler, bir araya getirilmek suretiyle montaj yapılmıştır. Ama bu konuşmaların olmadığı anlamına gelmez. Yapılan konuşmaların birleştirilmesidir. Konuşmalarda dijital yoldan elde edilmiş, bir ses yoktur. Orijinal konuşmadır.” dedi.

BAŞBAKAN BAĞIMSIZ BİR LABORATUVARDA İKİ SAATTE SES EŞLEŞTİRMESİ YAPABİLİR
Sesin kedisine ait olmadığını iddia eden Başbakan’ın bağımsız bir laboratuvarda iki saat içerisinde ses kaydı vererek, eşleştirme yapabileceğini vurgulayan Seyhan, şöyle devam etti. “Dün buna başvurulmadı. Benim kanaatim de başbakanın sesinin kendine ait olduğu yöndedir. Dublaj ise başka bir şeydir. Dublaj, görüntüyü seslendirmektir. Bir görüntüye seslendirme mi yapılıyor da dublaj tanımlanması yapılıyor. Hâlbuki burada sadece bir ses kaydı vardır. (Başbakan) bir montaj kastediyorsa; –ki kedisi söylüyor– bu sesin inkarı anlamına gelmez. Durum açık ve ortadadır. Ne olursa olsun başbakan cesaretle meclis soruşturma komisyonu kurmalıdır.”

ŞİKAYET ETMESİ GEREKEN EN SON KİŞİ KENDİSİDİR
Türkiye’de ses konusunda uzmanlığıyla tanınan Tacidar Seyhan, söz konusu kayıtta heceler birleştirilerek bir konuşmanın elde edilmediğinin altını çizdi. Seyhan, “Zannedersem dublajdan onu kastediyor. (Erdoğan) ‘Tek tek ağzımdan çıkan kelimeleri değil de, heceleri birleştirerek bir üretim yapılmış’ kastediyorsa mevcut kayıtta böyle bir şey söz konusu değil. Dikkatle baktım, defalarca dinledim. Başbakan yıllardır dinlemelerden şikâyet ediyor. Biz buna beş yıl önce dikkat çekmiştik. Ama bu konuda hiç iş yapmadı. Şikâyet etmesi gereken en son kişi kendisidir.” diye konuştu.

GEÇEN YIL MAHKEME KARARIYLA 375 BİN KİŞİ DİNLENDİ
Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin toplamında 2013 yılında 450 bin dilme yapıldığını hatırlatan Seyhan, geçen yıl Türkiye’de mahkeme kararıyla 375 bin kişinin dinlendiğini açıkladı. “Türkiye’yi bu duruma getiren kimlerdir?” diye soran Seyhan, şunları söyledi: “Sayın Başbakandır. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) 3 istihbarata çıkış veriyor. Bular Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), emniyet ve jandarma istihbarattır. TİB gelen mahkeme kararlarını kayda alarak, sesi bu birimlere dinletiyor. Başbakana soruyorum: Türkiye çıkılan uç sayısı 3 müdür; yoksa yetkisi olmadan çıkılan başka uçlar var mıdır? Bu uçların 10’a yakın olduğu söyleniyor. Kimlerin elinde, nerelerdedir? Emniyette kaydı olmayan çok sayıda araç ortalıkta dolaşıyor. Başbakan bu dinleme araçlarını nasıl izah edecektir? Acaba bu dinlemelere karşı, karşı bir atak mı geliştirilmiştir?”

DİKTATORYAL UYGULAMALARLA BU İŞ ÇÖZÜLMEZ
TİB’e ilişkin son yasal düzenleme konusunda da görüşlerine dile getiren Tacidar Seyhan, bu girişimin çözüm olmayacağını aktardı. Seyhan, “Herkesin adresine mail göndermek suretiyle beli adreslere giriş yaptırdılar. TİB çaresiz kaldı. Neyi, nasıl kapatacağını bilemedi. Gerçek çözüm özgürlük alanını kısıtlamak değil. Gerçek çözüm kişi hak ve özgürlüklerine saygı duyan bir yönetim tarzının benimsenmesidir. Bu diktatoryal uygulamalarla bu iş çözüme kavuşturulamaz. Yapılanlar suçun şahsiliği ilkesine aykırıdır. Bir IP kapatılarak; o IP’den yayın yapan onlarca site de kapatılmaktadır. Bir kişi suç işlemişse diğerleri de cezalandırmak kişi hak ve özgürlüklerine aykırıdır. AB Bakanları Kurulu’nun 840’ncı toplantısında ‘hiçbir kamu kurumu erişim engelleyemez’ denilmiştir. Başbakan ulaşmak istediği Avrupa standartlarıyla ters düşmektedir. Sorun internette değil; tüm kontrolü eline almaya çalışan yasakçı anlayıştadır.” şeklinde konuştu.
CİHAN

Yorumlar